AK Parti ve MHP ittifak kararını verdi
24 Haziran'da hem genel seçimlere hem de Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ittifak kurarak giren AK Parti ile MHP, yerel seçimler için de kararını verdi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Cumhur İttifakı’nın yerel seçimlerde de devam etmesine” yönelik açıklamasıyla birlikte siyaset kulislerinde, bu birlikteliğin anayasal zorunluluktan ötürü “yasal değil, protokol esasına dayalı bir birliktelik olabileceği” yorumları yapılıyor.
Cumhuriyet gazetesinden Selda Güneysu'yun haberine göre Anayasanın 64. maddesinin son fıkrası “Seçim yasalarında yapılacak değişiklikler, yürürlüğe girdikleri tarihten itibaren bir yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulamaz” hükmünü taşıyor. Bu nedenle 30 Mart 2019 öncesinde, AK Parti ile MHP’nin yerel seçimler için ortak protokololuşturduklarını kamuoyuna deklare edebilecekleri, böylece Bahçeli’nin dillendirdiği gibi ‘fiili bir ittifakın’ oluşacağına dikkat çekiliyor.
Protokolün çerçevesinin de Yenikapı ruhunun yerel seçimlerde de somutlaşması gerektiği üzerine dayalı olabileceği belirtiliyor. MHP ’nin AK Parti ile ittifaka girmesi durumunda, 2014’teki yerel seçimlerde alınan oy oranları dikkate alındığında bu ittifaktan en zararlı çıkabilecek belediyelerin CHP’li belediyeler olduğu, CHP’den 10, HDP’den ise bir il belediyesinin AK Parti ya da MHP’ye geçebileceği konuşuluyor.
Eskişehir radarda
Yıllardır CHP’nin elinde bulunan ve Yılmaz Büyükerşen’in başarılarıyla gündeme gelen Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, her iki partinin de radarında. Söz konusu ittifakla Eskişehir’in AK Parti’li ya da MHP ’li bir belediyeye geçebileceği belirtiliyor. Ancak İYİ Parti’nin de siyaset sahasına girmesi ve CHP’nin de İYİ Parti ile olası ittifakında, her iki ittifakın kafa kafaya yarışabileceği ifade ediliyor. Eskişehir’de 2014’te AK Parti yüzde 39.1, MHP ise yüzde 11.2 oy aldı. 24 Haziran’da ise CHP ile İYİ Parti’nin toplam oyu yüzde 45.5, AK Parti ile MHP ’nin toplam oyu ise yüzde 48.7 oldu. 24 Haziran seçimleri baz alındığında, CHP’nin İYİ Parti ile ittifak yapması durumunda bile Eskişehir’i kaybedebileceği değerlendiriliyor.
MHP Aydın, Burdur ve Edirne’ye de dikkat kesilmiş durumda. CHP, Aydın’ı 2014’te yüzde 43.8 oy oranıyla kazanırken, AK Parti- MHP ittifakı ile iki partinin oy oranı 50.8’i buluyor. Burdur’da da dengelerin AK Parti ve MHP lehine değişebileceği tartışılıyor. Burdur’da AK Parti yüzde 35.1, MHP yüzde 17.4 oy potansiyeline sahip. İttifak olursa yüzde 52.5 ile, 2014’te yüzde 44.4 alan CHP’yi geçiyorlar. Edirne’de ise CHP yüzde 36.9’la birinci çıktı. AK Parti yüzde 29.9, MHP ise yüzde 18.3’lük oy aldı. İki parti arasında ittifakyapılırsa, Edirne’nin AK Parti- MHP ittifakına geçebileceği değerlendiriliyor.
Iğdır’da MHP umutlu
2014 seçimlerinde HDP’nin yüzde 44.2 ile elinde olan Iğdır’da MHP ’nin oyu yüzde 42.4. AK Parti’nin oyu ise yüzde 10.9. 24 Haziran seçimlerinde ise AK Parti yüzde 20.7, MHP ise yüzde 23.9 oy aldı. HDP’nin oyu yüzde 44.2. AK Parti ve MHP ’nin Iğdır’da ittifak yapması durumunda, belediyenin az farkla MHP’ye geçebileceği değerlendiriliyor.
Gevaş’ta MHP etkisi
Partide Van’ın Gevaş ilçesinin 2014 seçim sonuçları örnek olarak veriliyor.Gevaş’ta “HDP’nin adayının belediye başkanlığını kazanabileceğine yönelik ön hazırlık sonrasında MHP’nin o dönem
AK Parti’nin adayını desteklediği ve 7 oy farkla AK Parti ’nin adayının belediye başkanlığını kazandığı” belirtiliyor.
İttifak kurulup başta Ankara, İstanbul ve İzmir’de ortak aday belirlenmesi halinde ise belediye meclis üyeliklerinde durumun farklı olabileceği yorumları yapılıyor. Belediyebaşkanları ve meclis üyeleri için ayrı pusulalar bulunduğundan seçmen, belediyebaşkanlığında, diğer partinin adayına oy verebilecekken, meclis üyeliklerinde ise kendi partisine mühür vurabilecek. Böylece, bir parti bir ilde aday çıkarmasa da partilerin belediye meclis üyeliklerinde “denge kurabileceği” değerlendiriliyor.
Öte yandan olası ittifakta MHP , AK Parti’nin adaylar noktasında, “ MHP’nin hassasiyetlerini dikkate almasını” bekliyor. Destekleyebilecekleri adayların “Kürtçü ve toplumu ayrıştıran söylem ve eylemlerden uzak olması, Çözüm Süreci’nde aktif rol almayan kişilerden seçilmesi gerektiği” vurgulanıyor.