Abdullah Gül geri döndü
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, katıldığı bir ekonomi zirvesinde dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Gül, enflasyonun artık dünyada herkesin hissettiği ve herkesi rahatsız eden bir ekonomik gerçek olarak yaşanmaya başladığını ifade etti.
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Marmara Grubu Vakfınca bu yıl "Yeniden, Daha İyisini Yapmak" temasıyla düzenlenen 25. Avrasya Ekonomi Zirvesi'nde açıklamalarda bulundu.
Gül, ekonomik sorunlara dikkat çekerek "Enflasyon artık dünyada herkesin hissettiği ve herkesi rahatsız eden bir ekonomik gerçek olarak yaşanmaya başlandı." dedi.
"SİLAHLANMAYA HARCANAN PARA ARTTI"
Gül, savaş devam ederken tüm ülkelerin karşılaştığı ekonomik sorunlar olduğunu ifade ederek "Enflasyon artık dünyada herkesin hissettiği ve herkesi rahatsız eden bir ekonomik gerçek olarak yaşanmaya başlandı. Herkesin hayret edeceği şey, silahlanmaya çok daha fazla paranın harcanmaya başlanması. Bir taraftan daha çok eğitim, kalkınma ve sağlığa para harcanması gerekirken bütçelerde savunmanın ve silahlanmaya harcanan paranın arttığını gördük" dedi.
"SIKINTILARA SIKINTILAR EKLENMEYE BAŞLANDI"
Gül, "Neticede gelinen nokta, nüfusu 45 milyon olan ülkenin 6,5 milyonu göç etti. Binlerce sivil, on binlerce asker hayatını kaybetti. Ukrayna topraklarının yüzde 20'si de işgal edilmiş vaziyette. Bütün bunlar olurken de sıkıntılara sıkıntılar eklenmeye başlandı. Gıda sıkıntısı varken dünyanın ekmek sepeti olarak bilinen bu ülkelerde tahıllar neredeyse çürümeye sevk edildi" şeklinde konuştu.
"ÜLKELERİNİN KADERİNİ KENDİLERİ TAYİN EDECEKLER"
Diplomasinin, savaşın önlenebilmesi için en etkili araç olduğunu söyleyen Gül şöyle devam etti:
Esasen savaşı başlatmak kolay, bitirmek çok zordur. Önleyebilmek için ise olağanüstü diplomatik gayret göstermek ve büyük bir uzlaşma için sabır ve kararlılıkla uğraşmak gerekir. Aslında Ukrayna- Rusya savaşı derken birden bire Türkiye'nin güneyindeki Suriye'de yaşananlar, dram, göçler, açlık, sefalet gündemden çıkmış gibi. Bunlardan ders alınmadığını bu savaşta görüyoruz. Yemen'de, Afganistan'da, Suriye'de gördüğümüz olaylar şimdi Avrupa'da yaşanıyor. Benim kanaatim Ukrayna'nın Finlandiya gibi AB'ye üye olup Avrupa güvenlik şemsiyesine girip NATO'ya girmemesiydi. Çünkü Sovyetler'in dağılmasından sonra travma geçiren Rusya'ya da fırsat vermemek gerekirdi. Rusya bunu fırsat olarak değerlendirdi. Savaş olurken bir başka şaşırtıcı şey de Ukrayna halkının bu kadar savaşması oldu. Bu da bize Ukrayna halkının demokrasiyi tercih ettiğini gösterdi. Ülkelerinin kaderini kendileri tayin edecekler. Savaş başladıktan sonra dünyada çok büyük değişiklikler oldu. Avrupa'nın Rusya'ya karşı kesin karar alması 2. Dünya Harbi'ndeki hatıralarını hatırlamasından dolayıdır. Burada en önemli şey Almanya'nın pozisyonu. Almanya'nın kesin taraf alacağını kimse tahmin etmedi.
Odessa'yı koruyamazsa Ukrayna'nın Karadeniz'le bağlantısının kesileceğine işaret eden Gül, "Rusya tarafına baktığımızda Ukrayna'nın NATO üyeliğinden korkarken Finlandiya, İsveç gibi ülkeler NATO'ya üye olma kararı aldılar. AB ilk defa askeri yardım yapma kararı aldı. İlk defa iki milyar avro askeri yardımda bulunuyor. Rusya kendi açıklamasında savaşa günde 300 milyon dolar harcadıklarını deklare etti. Bugünkü insanlık bu büyük paraları savaş için ayırıyor. Açlık, sefalet içerisindeki ülkelere yardım yapalım diye bir araya geldiğimizde herkesin taahhüt ettiği miktarlar çok küçük kalır" diye konuştu.