''Tüm partiler AKP'nin taklidi''
Haber3.com yazarı Bülend Kırmacı, seçim röportajları serisinin ilk bölümünde Vatan Partisi'yle konuştu.
HABER3.com - Özel Röportaj - 7 Haziran öncesi parti temsilcileri ile yapacağımız röportaj dizisinin ilki ile karşınızdayız… Bir süre önce İşçi Partisi olan ismini ve kadrosunu değiştiren Vatan Partisi, seçimlerde alacağı oy merak edilen partiler arasında. Ulusalcı ve Atatürkçü oyların CHP’den Vatan Partisi’ne kayıp kaymayacağı merak edilirken, parti değişen söylemleri ve imajıyla da dikkat çekiyor.
Haber3.com adına yazarımız Bülend Kırmacı, Vatan Partisi Genel Sekreteri Dr. Serhan Bolluk’la partinin seçim çalışmalarını konuştu:
İKİ KUTUPLU SEÇİM
Seçim stratejinizi nasıl oluşturdunuz? Araştırma kuruluşlarından, reklam şirketlerinden ne ölçüde yararlandınız? İnternet ortamını nasıl değerlendiriyorsunuz?
SB: Tabii her türlü bilgiyi değerlendirmekle birlikte bizim saptadığımız bir gerçeklik var. Gördüğümüz şey şudur: Bu seçimin iki kutbu var. Biri AKP, iktidar partisi öbürü de Vatan Partisi. Onların bir Türkiye’si var, bir de Vatan Partisi’nin öngördüğü, eylemiyle gösterdiği bir Türkiye var. Böyle bakıldığında diğer partiler “AKP’nin yedeğinde”. AKP zaten bu on üç yıllık iktidarını da kendine muhalefetim diyen o partilere borçlu… Bir başka konu; iktidar iddiası da sadece bu iki partide var; yani AKP’de ve Vatan Partisi’nde…
Yani diğer partilere baktığımızda onların iktidar olma gibi bir dertleri yok, muhalefette kalmaya razılar… AKP ise yeni bir iktidar rüyası görüyor. Bunun karşısında yeni bir iktidar hedefiyle yürüyen tek parti Vatan Partisi.
“TÜRK ORDUSU SURİYE’YE SALDIRAMAYACAK”
Demin eylemlilikten söz ettim. Bakınız şimdi Ergenekon tezgahı Vatan Partisi’nin direnci sayesinde kırılmıştır. O sayede bugünlere gelebildik. Mesela “Ermeni Soykırımı Meselesi”… Türkiye’ye Batı’dan yönelen bu büyük saldırı… Bunun kırılmasında da Vatan Partisi’nin rolü; başroldür. Keza “Suriye olayı”… Suriye meselesinde eğer Amerika, Türk Ordusunu Suriye’ye saldırtamadıysa, -ki, saldırtamayacak, artık o gücü de kalmadı- burada Vatan Partisi’nin gösterdiği direnç çok etkili bir rol oynamıştır.
Şimdi tabii, bir önemli konu, çok önemli konu, “Türkiye’nin önündeki bölünme süreci”. Biz, Güneydoğu’da en hızla yükselen partiyiz. PKK’nın baskısından bunalan, PKK’yı bir bela olarak gören yurttaşlarımızın adresi; Vatan Partisi’dir.
Biz hem kendi partimizde bir birleşme sağladık, birleştiren parti olarak, aynı zamanda, aynı iddiayı, Türkiye’yi birleştirme konusunda da sürdürüyoruz.
“DİĞER PARTİLER AKP’NİN TAKLİDİ”
Hemen geçelim ekonomiye… Şimdi bakınız, diğer partilerin hepsi AKP’nin taklidi konumunda. Yani özelleştirmeden başlayın, her tür meselede aynı şeyi söylüyorlar. Türkiye buna daha fazla tahammül edebilir mi? 13 yıldır tahammül ediliyor bu düzene. Buraya kadar geldik.
“PARTİMİZ 2 YIL İÇİNDE İKTİDAR OLACAK”
Bu seçim o kadar uygun bir zamanda yapılıyor ki, 1 sene önce olsaydı ‘erken’, bir sene sonra olsaydı ‘geç’ denilebilirdi… Bu, 7 Haziran 2015 seçimleri tam zamanındadır. Türkiye’nin önüne bir çözüm çıkması anlamında tam zamanındadır. Bakınız onlar açısından bakıldığında, yani bu AKP, CHP, MHP açısından bakıldığında, 8 Haziran ve sonrası tam bir Fetret Devri’dir. Tam bir kaosa doğru Türkiye’yi götürüyorlar. Fakat bu denklemi bozacak çok önemli bir faktör var; Vatan Partisi.
Onu hesap edemiyorlar. Vatan Partisi Meclis’e girecek ve bütün bu senaryoyu bozacak. Partimiz önümüzdeki iki yıl içerisinde kesinlikle iktidar olacaktır. Bu Türkiye’nin mecburiyetidir. Türkiye, oraya doğru koşar adım gidiyor. Türkiye o çözümlere doğru, bizim eylemle kanıtladığımız, yapabileceğimizi kanıtladığımız çözümlere doğru gidiyor.
“MİLLİ HÜKÜMET OLACAK”
O zaman siz 7 Haziran seçiminde partiniz için umutlusunuz ve ama sonuç ne olursa olsun iki yıl içinde de iktidarız demektesiniz? 7 Haziran sonrası bir erken seçim olasılığı görüyor musunuz?
SB: Biz, 8 Haziran sabahı iktidar olmayacağız; iddiamız o, değil… Ama Meclis’te olacağız. Fakat Türkiye bu önümüzdeki iki yıl içerisinde, bir Milli Hükümete doğru koşar adım gidiyor. Türkiye bir Milli Hükümeti çağırıyor. Bakınız bugüne kadar “Türkiye’yi bölenler” iktidar oldu. Amerika dayanağıyla, “Ben, Türkiye’yi böleceğim, Ben, Türkiye’yi satacağım; özelleştireceğim, hiçbir milli varlığını bırakmayacağım” diyenler iktidar oldu… Şimdi artık öyle değil. Devir değişti. Artık, Türkiye’yi birleştirenler, bu ekonomik krizden çıkarma gücüne, o programa sahip olanlar, iktidar olacak. Peki, nasıl olacak, bu onu da anlatayım…
ATATÜRK’ÜN 6 OKU İLE EKONOMİDE TÜRK MUCİZESİ
Atatürk’ün 6 oku bizim için yol gösterici ilkedir. Ve bu hala Türkiye’nin çıkışıdır. Orada devletçilik diye bir ilke var, malum, devletçiliği uygulamadan bugün Türkiye’nin ekonomisini çözemezsiniz. Ekonomide karma ekonomiyi savunuyoruz. Karma ekonomiden anladığımız, bir, emekçinin hakkını korumak, gelir dağılımı adaletini sağlamak, iki, girişimcinin önünü açmak. Bu dediğim bir tek şekilde yapılabilir: Sanayisiyle, tarımıyla, üretimi artıracak formülle bu da ancak, devlet müdahalesiyle yani kamucu ekonomiyle mümkündür. Bizim öngördüğümüz devlet sektörü ile özel sektörün uyum içinde çalıştığı bir ekonomik düzendir. Buna, “Türk Mucizesi” diyoruz. 1920’lerde ilki gerçekleşti; şimdi ikincisi geliyor ve bunu Vatan Partisi yapacak. Çünkü Vatan partisinden başka bunu öngören de yok.
“GÜMRÜK BİRLİĞİ BİR FELAKET”
Gümrük Birliği’ne Bakışınız Nasıl? Dünya’da yeni ekonomik paktlar, gelişmeler var, “yükselen ekonomiler” var; bunları nasıl yorumluyorsunuz? Türkiye’de icra imkanınız olursa bu olguları nasıl değerlendirirsiniz?
SB: Gümrük Birliği Türkiye’nin felaketidir. Bizim kimle ne kadar ticaret yapacağımızı-son derecede eşitsiz koşullarda- Avrupa’daki merkezler belirliyor. Biz, örneğin, Dünya fındık üretiminin yüzde 75-80’ini gerçekleştiriyoruz. İnanır mısınız fındığın borsası Hamburg’ta. Gümrük Birliği de böyle bir şey. Biz, üretiyoruz, ancak “neye, kaça, ne kadarını, nereye?” konularını başkaları belirliyor.
“EKONOMİ RANTA DAYALI”
Bugün Milli sanayici ve tüccar bir kenara itilmiştir. Ekonomi ranta dayalıdır. Üretken olmayan alanlara kaçmıştır sermaye. Biz yeniden üreten bir Türkiye’yi gerçekleştirmek istiyoruz. Temel sloganımız da “Üreten Türkiye, Birleşen Türkiye” dir… Yeniden üreten bir Türkiye, ancak ve ancak koruma duvarları ile mümkündür. Siz kendi milli sanayicinizi, tüccarınızı, çiftçinizi o koruma duvarıyla korumadan, böyle dizginsiz bir ithalatla, anormal cari açıkları olan ve her vatandaşımızın on binlerce dolar borçla doğmasına neden olan bu rejimle üretim ekonomisini kuramazsınız.
“DÜNYA FINDIĞININ BORSASI GİRESUN’DA OLACAK”
Esas olan; Türkiye Türkiye’den yönetilecektir. Yani fındığı burada üretip, borsasını Hamburg’a bırakmayacağız… Fındık Borsası, Ordu’da, Giresun’da kurulacak…
Bu, bütün ekonomimiz için geçerli. Biz, kendi ekonomimize sahip çıkacağız.
“MISIR, IRAK, İRAN, LÜBNAN VE SURİYE, TÜRKİYE EKONOMİSİNİ ABAD EDER”
Bizim Mısır, Irak, İran gibi komşularımızla Vatan Partisi olarak çok yakın ilişkilerimiz var. Buradaki iktidar partileriyle… Lübnan’a, Suriye’ye ziyaretler yapıyoruz. Sırf buralarla yapacağınız düzenli bir ticaret Türkiye’yi abad eder. Çünkü bizde olan onlarda yok, onlarda olan bizde yok. Hepsi de bunu bekliyor. Anlam veremiyorlar bugünkü AKP hükümetinin tavrına… AKP’nin Amerika’ya bağlı politikalarını hepsi büyük bir tepkiyle karşılıyor ve Türkiye’de milli bir hükümetin, kendi lehlerine de olacağını görüyorlar.
Avrupa ile yaptığımız ticaret de çok eşitsiz. Bugün sanayi ara mallarının büyük kısmını Türkiye ithal etmekte… Biz yeniden üretim ekonomisini kurdukça onlarla da ilişkilerimiz çok daha iyi olacak. Aslında onlar da bunu tercih eder.
“MAZOTTA ‘FİYATI İNDİRECEĞİZ’ DEMEKTEN KOLAY BİR ŞEY YOK”
Yurttaşların gündelik ekonomik sorunlarının çözümleri hakkındaki görüşleriniz ve çözüm önerilerinizi özetleyebilir misiniz?
SB: Hepsiyle ilgili somut çözümlerimiz var. Bugün “mazotu indireceğiz, kredi kartı borçlarını sileceğiz” demekten kolay bir şey yok… Ama bütün bunları yapabilmek için, üreten ve çalışan bir Türkiye yaratmak zorundasınız.
“AKP, 80 YILLIK BİRİKİMİ YEDİ BİTİRDİ”
Bizim insanımıza temel vaadimiz şu, biz, “iş sahibi insanların Türkiye’si olsun” istiyoruz: İşsizliği aşan, mutlu insanların Türkiye’sini vaat ediyoruz. Türk Milleti aslında çok çalışkandır. Biz, Osmanlı’dan sonra çok büyük gelişmeler sağladık. AKP, 80 yıllık Cumhuriyet birikimini yedi, bitirdi.
İşsizlik kadar büyük bir bela yoktur. İşte biz o işsizliği ortadan kaldıracağız. Kalan kısmı çok kolay, üreten Türkiye’nin olağanüstü kaynakları olur. O zaman sağlığı, eğitimi istediğiniz hale getirirsiniz. Büyük bir hekim birikimiz var ama onu değerlendiremiyoruz. Çünkü sağlık demek kamu demektir. Eğitim de öyledir. Bütün bunları işler hale getirecek olan kaynaktır.
“TELEKOM’U YABANCILARIN ELİNDE BİR ÜLKE OLUR MU ?”
Partinizin söylemlerine baktığımız zaman “özelleştirmelerin bir anlamda ‘geri alınacağı” belirtiliyor. Öte yanda, sağlık ve eğitim hizmetlerinin temelde parasız olmasını nasıl sağlayacaksınız? Piyasa mekanizmasından ‘diğer bir mekanizmaya’ geçilirken nasıl bir yöntem ve programınız var?
SB: Telekom’un yabancıların elinde olduğu bir ülke düşünülebilir mi? Onu kamulaştırmadan neyi düzeltebilirsiniz? Tabii bunları düşünürken ülkenin gerçeklerine bakıyoruz: örneğin, eğitim ve sağlığı parasız hale getirmek 2 yıl gibi bir çalışmaya bakar tahminimizce… Tabii ki bu kamulaştırma, millileştirmedir aslında; öyle diyelim, çünkü bu özelleştirmeler özel sektöre devir ile de kalmadı; yabancılara gitti; bu olgu çok önemlidir.
“MİLLİLEŞTİRMEYE İHTİYAÇ VAR”
Türkiye’nin o yabancının eline geçen ve ürettiği kaynakların dışarıya akmasına yol açan milli varlıklarımızın, değerlerimizin yeniden millileştirilmesine ihtiyaç var. Bizim milleştirme yapma ihtiyacını tespitimizin yanı sıra, bir başka amacımız, hedefimiz de; devletin yeniden tarıma, sanayiye sokmak konusudur ve bunun esası plandır, aracı da planlamadır.
“BU REJİMLE PARA KAZANILMAZ”
Bugünkü çürümüş rejimde yatırımla da para kazanamazsınız. Yeniden üretimin önünü açmak, girişimcinin de önünü açmak için, kamucu yatırımlara da ihtiyaç vardır. Bakınız Soma’da bir facia yaşandı, kaybettiğimiz canların yanı sıra o günden bu yana 6 bin kişi işsiz kaldı. Bunlara işlerini kim iade edecek söyler misiniz? 13 Mayıs’ta seneyi devriyesi var bu dramın. Bilanço şu: 301 madencimizi şehit verdik, üstüne de 6 bin emekçimizi sokağa attık. Bu durum devlet müdahalesi olmadan nasıl çözülecek?
“TÜRKİYE’Yİ KOMŞULARIYLA DÜŞMAN ETTİLER”
Vatan Partisi’nin Türk Dış Politikası hakkında görüşlerini özetle belirtebilir misiniz?
SB: Türk dış politikası bu haliyle, Amerika’nın mızrak ucudur. Türkiye’yi komşularıyla bu kadar düşman eden bir politikayı başka türlü izah edemezsiniz. Bu politikada Türkiye’nin milli çıkarı yoktur. Türkiye’nin milli çıkarı, başta Güney komşularıyla olmak üzere Avrasya ile, yani Avrupa’nın da dahil olduğu Asya; Avrasya ile yakın ilişkilerden geçer. “Başı dik” bir Türkiye, Avrupa ile de çok daha sağlıklı ilişkiler geliştirebilir. Bakın, biz bunu “Ermeni meselesinde” test ettik… Bölgemizde güçlü bir Türkiye’nin Avrupa’nın da lehine olacağını biliyorlar… Bu ilişkileri geliştirmek çok kolay; en aşta meselelere Türk milli menfaatleri çerçevesinde mi bakıyorsunuz? Soru budur. Öyle bakıyorsanız gerisi çok kolaydır.
“KÜRT SORUNUNU ‘BİRLİK’LE ÇÖZECEĞİZ”
“Güneydoğu Sorunu” ya da “Kürt Sorunu” diye tanımlanan sorun bağlamında görüşleriniz, tespitleriniz ve önerileriniz nelerdir?
SB: Bölge insanına en büyük vaadimiz: birlik’tir. O birlik içinde, ne yaparsak yapacağız. Bölge insanı PKK teröründen yılmış vaziyette. Bu örgüt, çarşıları yakıyor. Bölge insanı da bunu görüyor. Ancak, insanlarımıza bir çözüm göstermek lazım. Vatan Partisi işte bunu yapıyor. Fakat önce terörü bitirmek gerekiyor. Bu da çok kolaydır: Bölge ülkeleriyle iş birliği yapmak. Bu yapılınca, gerisi kendiliğinden gelecektir.
“PKK, AMERİKA’NIN KOZUDUR”
PKK, Amerika’nın kozudur ve yalnız Türkiye için değil bütün bölge ülkeleri için de tehdittir. O nedenle PKK terörünün bitirilmesinde bölge ülkeleri bizimle rahatlıkla iş birliği yapabileceklerdir. Sonuç olarak, 8 Haziran’da Meclis’teyiz. Türkiye’nin sorunlarını çözeceğiz.