''Tarihini hatırlamayan toplum hafızasını kaybeder''
Antalya Büyükşehir Belediyesi Yivli Minare Tarih Günleri’nde konuşan Yrd. Doç. Dr. Önder Bilgin çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Antalya Büyükşehir Belediyesi Yivli Minare Tarih Günleri’nde konuşan Yrd. Doç. Dr. Önder Bilgin, “Tarihini, yani toplumsal geçmişini hatırlamayan bir toplum, hafızasını kaybetmiş bir insandan farksızdır” dedi. Ülkemizde yaşanan bölücülük fitnesine dikkat çeken Bilgin, “Bölücülük aynı zamanda, ortak akıl, tefekkür, sanat, ahlak ve din bütünlüğümüzü de hedef almakta, bizi vatansızlığa ve imansızlığa sürüklemektedir. Tarih, felsefe ve din bir ortak bilinç oluşturmadıkları takdirde millet hayatı için tehlikeli silah haline dönüşebilir” diye konuştu.
Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı, Yivli Minare Tarih Günleri konferanslar dizisi ile Antalyalıları bilgilendirmeye, tarih bilincini oluşturmaya devam ediyor.
Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Tarihi Ana Bilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Önder Bilgin, Yivli Minare Tarih Günleri kapsamında Kepez Yeni Mahalle Kültür Merkezi ve Kumluca Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde öğrencilerle bir araya geldi. ‘Tarih Bilinci ve Vatandaşlık’ konulu konferansa yoğun ilgi gösteren öğrenciler, Önder Bilgin’i dikkatle dinledi.
ÇALIŞMALAR ATEŞLEYİCİ GÜÇ OLMALI
Şehir tarihi ve kültürüne ilişkin çalışmaların, şehirde yaşayan insanlarda aidiyet duygusunun gelişmesine, şehir ve şehirlilik bilincinin oluşmasına önemli katkı sağladığını ifade eden Bilgin, bu çalışmaların aynı zamanda yeni bir medeniyet inşasının ateşleyici gücü olması gerektiğini söyledi. Tarihin ancak, zamana hükmeden ve kendisini bir bütün olarak kavrayan insanlara ibretlik şeyler söyleyebileceğini belirten Bilgin, “Bir şuur veya bilinç oluşturmayan tarih öğretimi, insan zihni için bir yük mesabesindedir. Tarih bilinci bizi hatıra ve hayallerimizle millet olmaya ve millet kalmaya yönlendirir. Tarihini, yani toplumsal geçmişini hatırlamayan bir toplum, hafızasını kaybetmiş bir insandan farksızdır” dedi.
Farabi’nin milleti bir yasa veya din etrafında oluşmuş olan insan topluluğu olarak gördüğünü anlatan Bilgin, tarihin milletlerin hafızası ve geçmişinin toplamını verdiğini belirtti. Bilgin; “Her millet, geçmişinde biriktirdiği hatıra, tecrübe, hata ve başarılarını hafızasında tutarak gelecek için hayal kurar. Bu hayal onları var eder. Birlikte yaşama hayali kuramayan milletlerin tarih sahnesinden çekildiklerini yine tarih söyler. Millet aynı zamanda, zamanı birlikte yaşayan insan topluluğunun adıdır. Yani geçmiş ile hatıralarını gelecek ile hayallerini birleştirebilen topluluklar millet olma idealini gerçekleştirebilirler” şeklinde konuştu.
ORTAK YAŞAM İDEALİ COĞRAFYA İSTER
Ortak yaşama idealinin bir coğrafya istediğini de sözlerine ekleyen Bilgin konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ne tek başına hayal ve hatıra ne de tek başına coğrafya vatan olmaya yetmez. Hz. Peygamberin imandandır buyurduğu vatan anlayabildiğimiz kadarıyla bu olmalıdır. Sadece bir kara parçası ile iman ilişkisi kurulamayacağına göre, iman meselesi haline gelmiş olan vatan sevgisi; insanın dinini, haysiyetini, şerefini, ırzını ve malını koruyabileceği bir yasa ve inanç ortaklığı içerisinde birlikte yaşamak istenen bir coğrafyada mümkündür.”
BÖLÜCÜLÜK FİTNESİ HAYAL VE HATIRAYI BÖLMEYİ AMAÇLIYOR
Bugün yaşanan tehlikeli bölücülük fitnesinin, sadece bir coğrafyayı hedef almamakla birlikte aynı zamanda milletin hayal ve hatırasını da bölmeyi amaçladığını da altını çizen Bilgin; “Terörün hedeflerinden biri de bu ortak akla ve birlikte yaşama tecrübesine bir suikasttır. Aynı zamanda bölücülük, ortak akıl, tefekkür, sanat, ahlak ve din bütünlüğümüzü de hedef almakta, bizi vatansızlığa ve imansızlığa sürüklemektedir. Bu tahripkâr girişim sadece şehirlerimizi değil, millet hafızası ve hayalini de bombalamakta, zamanı ve tarihimizi de bölmek istemektedir. Onun için birlik olmak demek şairin de dediği gibi hayalleri birleştirmektir. Tarih, felsefe ve din bir ortak bilinç oluşturmadıkları takdirde millet hayatı için en tehlikeli silah haline dönüşebilirler. Bu gün yaşadığımız meselelerin çözümü yine de kendisinden ibret alınan bir tarih, milletin meselelerini merkeze alan bir felsefe ve yaşanan bir din ile mümkündür” diye konuştu.