''Diğer Genel Başkan adayları değil de niye Akşener ?''
Meral Akşener ile ilgili iddialarla ilgili olarak Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş bir açıklama yaptı.
Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, canlı yayında gündeme ilişkin flaş açıklmalar yaptı. Türkeş, meral Akşener'le ilgili de "Oradaki diğer genel başkan adaylarıyla ilgili bu tip iddialar dillendirilmiyor, niye bu hanımefendiyle ilgili dillendiriliyor? Demek ki sadece açıklamaları yeterli gelmiyor, hakikaten haksız bir zan altında kalıyorsa, benim ona önerim daha net, farklı bir şeyler yapmasıdır." dedi.
Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ), 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin, "Akın Paşa'dan bilmem neye kadar 'Vallahi billahi ben yokum.' Aslanım, biri bize ihtilal yapmaya kalktı, hanginiz yaptınız? Hiçbiriniz yapmadınız. Hayal mi gördü bu millet, 250 kişi niye öldü o zaman? Çirkin, yüzsüz bir ekip var karşımızda ve bunlar tamamiyle şiddete yöneliktiler. Yargılama süreciyle zaman zaman medyaya intikal ediyor. İşte, 'Sayın Cumhurbaşkanı'nı biz oradan alacaktık, Akıncı Üssü'ne götürecektik...' Külliyen yalan, infaz ekibiydi o" dedi.
Türkeş, CNN Türk'te katıldığı canlı yayın programında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.
Merhum Alparslan Türkeş'in FETÖ tarafından öldürüldüğü yönündeki iddiaların sorulması üzerine Türkeş, "Türkeş, 4 Nisan 1997'de vefat etti. 2016'nın Ağustos ayında konuşanlara 'niye sustunuz' diye sorarlar. Yolda arabanız kasise girse amortisörü patlasa FETÖ'cüler yaptı. Böyle bir yaygın hava var. Cadı avına döndürülüyor bu iş. Ben bunu çok sakıncalı görüyorum. Çünkü böyle olursa esas suçluları ve suçlarını hafifletiriz. Vahim olan darbe girişimini, kalkışmayı sulandırırsınız, cıvıtırsınız." değerlendirmesinde bulundu.
"Merhum Alparslan Türkeş'in ölümünde hiçbir şaibe yoktur diyebilir misiniz" sorusuna Türkeş, "Vefatının ardından doktoru, bizler her ihtimali değerlendirdik, bir şey bulunmadı. Bir siyasetçinin vefatıyla veya siyasetten çekilmesiyle o ülkenin siyasetinde önemli farklar ve değişiklikler olursa her zaman bir soru işaretini tutmanız gerekir. 'Kesin şu oldu ya da olmadı' denmemelidir. Bunu Türkeş'in şahsında söylemiyorum. Herkesin şahsında söylüyorum. Sayın Türkeş'in vefatının ardından yapılan araştırmalarda bu tip iddialara mesnet teşkil edecek bir şey bulunmadı." yanıtını verdi.
Türkeş, 14 Ağustos'ta bir şeylerin olacağı yönündeki iddialara ilişkin, "Yeni partimin 15. kuruluş yıl dönümü kutlanacak. Kerameti kendinden menkul şahsiyetlerin kehanetlerine itibar etmeyi doğru bulmam. Türkiye'deki 15 Temmuz'daki tehlike yine vardır, yine de olacaktır. Bu nasıl olur bilemem." şeklinde konuştu.
Tarihe bakıldığında her yüz yılın ilk 20-25 yılının kurgu ile geçtiğine dikkati çeken Türkeş, "Sen istenileni yapmadığın zaman senin başına PKK, FETÖ, DAEŞ sararlar, sararlar oğlu sararlar" dedi.
"ABD bildiğini ortaya koymazsa şüphe üstünde kalır"
"Yaşananların arkasında Amerika var mıdır?" yönündeki soruya Türkeş, şu yanıtı verdi:
"Yoktur ama bize yardım etmesi lazım. Yardım etmezse şüphe onda kalır. Amerika Birleşik Devletleri ile NATO'dan bu yana 66 yıllık bir hukukumuz var. NATO'da ortağız. Gizlisi, açığı toplam 250'ye yakın ikili anlaşma var. Stratejik ortağız, onların tabiriyle model ortağız filan. Şimdi benim başıma bir felaket geliyor, 15 Temmuz'da bir darbe kalkışması oluyor. İçinde ne var diye baktığımda, elebaşı Amerika'da yaşayan, illegal terör örgütü şiddet kullanarak halkı yıldırmaya yönelik bir şey yapıyor. Biz doğal olarak bunun reaksiyonunu gösteriyoruz. Değişik unsurların beraber yaptığı bir kalkışma olabilir ama önde görünen en güçlü yapı FETÖ'ye mensup subay kılığındaki vahşiler. Bizim bulduğumuz bu. Şimdi otomatikman bunun elebaşı nerede? Amerika'da Pensilvanya'da. 'Kardeşim bunu ver' diyorsun cevap 'vermem'. 'Bunla ilgili bulgum var' diyorsun, 'ben onu bir düşüneyim' diyor. Sen dünyanın süper gücü olduğunu iddia ediyorsun, benim model ortağımsın, NATO'da 66 yıllık nikahımız var. Peki ben yanıldım, bunlar yapmadı. Kim yaptı? Bana biri bir şey yaptı. Bana bunda yardım et. Amerika'nın hatası, 'bu, şudur' diye şayet bildiğini, bulduğunu ortaya koymazsa şüphe onun üstünde kalır."
"Amerika, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'i Türkiye'ye iade etmezse bu işin bir tarafında Amerika Birleşik Devletleri'nin de olduğu kanaatine mi varacağız" sorusunu Türkeş, "Etse de bulguları çok iyi değerlendirmek lazım. İşi bittiyse verirdi. İlla vermez diye bir şey yok. Neyi, kimin niye yaptığına bakmak lazım. Münhasıran 'orasıdır' demek mümkün değil, ama şüpheyi güçlendirme sebebi; süper güçsün, milyar dolarlık istihbarat servislerin var, azcık da bize bir yardım yap. Biz bunu bulduk, 'bunlar değil'. Bu değilse kim? Senin generallerin bunlara arka çıkıyor. Onlar ne diyor, 'bizim arkadaşlardı bunlar, kötü oldu' falan." şeklinde cevapladı.
Türkeş, Amerika'nın FETÖ elebaşı Gülen'i iade etmemesi halinde iki ülke ilişkilerin bundan nasıl etkileneceğine ilişkin soruyu yanıtlarken, "İzi kalır. Uluslararası ilişkilerde, ülkeler arası ilişkilerde öyle siyah-beyazlar yoktur. Gri vardır, grinin tonları vardır. Bu derin bir kesiktir. 15 Temmuz'da Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki bazı unsurlar, tedhiş yaratarak ülke yönetimine el koymaya kalkıştı. Biz bunun faillerini bulmak, arkasında şayet biri varsa onu bulmak ve bunları bir şekilde halkın vicdanını da rahatlatmak adına cezalandırmamız gerekir." ifadelerini kullandı.
"Türkeş'in Gülen'le bir hukuku yoktu"
FETÖ elebaşı Gülen ve ekibine karşı tavrının açık ve net olduğunu vurgulayan Türkeş, "Rahmetli Türkeş'in sağlığı zamanından beri ben bunları samimi bulmam. Ayrıca bunların yaptıkları işe bakarım. Bu şahsiyetin yaptıklarının hiçbirinin Türkiye'ye pratik bir faydasını ben dün de görmedim. Asya'da narkotik güzergahı üzerinde okul açmanın mantığını anlamam lazım. Afganistan'da kuş uçmayan yerde adam okul açıyor." diye konuştu.
Fetullah Gülen'in, rahmetli Alparslan Türkeş'le hukuku üzerine spekülasyonlar olduğunu anımsatan Türkeş, "Bir hukuk yoktu. Zorunluluktan rahmetli Türkeş'in katıldığı, beraber görüntülendiği bir, iki program vardı. İzmir'de bir görüşmeleri oldu, onda da yaşlı Türkeş'i ayağına çağırdı ki İslam ahlakına uymaz. Ben çok ayıplamıştım o zamanlar. Rahmetli Türkeş'in cenaze namazını o zamanki Diyanet İşleri Başkanımız Mehmet Nuri Yılmaz kıldırdı." açıklamasında bulundu.
"Sayın Cumhurbaşkanına, Başbakana, liderlere suikastler konusunda kaygınız yüksek mi?" sorusuna, Türkeş, "Çok yüksek. Bu darbe girişiminin kurgusu buna yönelikti. Sayın Cumhurbaşkanını, Allah korusun belki de ailesiyle birlikte infaz edip, bunun görüntülerini medyaya yansıtıp, halkı sindirip sonra da yüzsüz bir kuru bildiriyle, uyduruktan 'Yurtta Sulh Konseyi' diye ülke yönetimine el koyacaklardı." yanıtını verdi.
Türkeş, "yüzsüz bir darbe girişimiyle" karşı karşıya olunduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Akın Paşa'dan bilmem neye kadar 'Vallahi billahi ben yokum.' Aslanım, biri bize ihtilal yapmaya kalktı, hanginiz yaptınız? Hiçbiriniz yapmadınız. Hayal mi gördü bu millet, 250 kişi niye öldü o zaman? 'Ben yoktum, ben oraya sakız almaya geldim, arazi bakıyordum.' Çirkin, yüzsüz bir ekip var karşımızda ve bunlar tamamiyle şiddete yöneliktiler. Yargılama süreciyle zaman zaman medyaya intikal ediyor. İşte, 'Sayın Cumhurbaşkanı'nı biz oradan alacaktık, Akıncı Üssü'ne götürecektik...' Külliyen yalan, infaz ekibiydi o. Bunu bilerek söylüyorum."
Türkeş, 12 Eylül 1980 darbesi sırasında "Bütün liderler gözaltına alındı." anonslarının yapıldığını ancak sabahında rahmetli Türkeş'in teslim olmadığının görüldüğünü hatırlatarak, bunun Kenan Evren'in "karizmasını çizdiğini", 48 saat sonra teslim olan babasıyla ilgili "Direndi, kaçıyordu, vurduk." dememeleri için, olayı camdan izlediğini, basına haber verdiğini anlattı. Türkeş, "Sayın Cumhurbaşkanı'nı almaya gittiği iddia edilen ekip infaz ekibidir." diye konuştu.
"Hanım pilotla uğraşmazlar"
"Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın infazı gibi bir şey yaşansaydı eğer ne olurdu Türkiye'de?" sorusu üzerine Türkeş, Türkiye'de farklı bir yönetimin olacağını söyledi. "Türkiye işgal altına mı girerdi?" sorusuna, Türkeş, "İlk başta olmaz öyle, onlar 6 aydan sonra gelir. Bu bir tek Fetullah Gülen ve ekibinin kalkışması mıdır ona da bakmak lazım. Onu hukuk belirleyecek." karşılığını verdi.
Türkeş, "Sizin kuşkulandığınız başka kesimler de mi var?" sorusuna karşılık, "Var. Bu ekip daha çok erkekler üzerine çalışır devleti ele geçirmek üzerine. Ablalar teşkilatı da sekonder hizmetlere bakar. Bir tane helikopter pilotu hanım var, bunlar uğraşmazlar, taraflarına kazandırmak için. O başka birimin adamı o. Bunu hukuk söyler." dedi.
Darbe girişiminin, farklı grupların, müşterek hareketi olabileceği ihtimali üzerinde durduğunu dile getiren Türkeş, "Yani motor güç FETÖ terör örgütü ve ona bağlı üniformalı eşkiyalardır ama diğer unsurların da katkı sağladığı görülüyor." değerlendirmesinde bulundu.
Türkeş, "FETÖ birtakım kasetlerle siyaseti dizayn etmeye çalıştı. Size yönelik bir tehdit, uyarı geldi mi?" sorusunu yanıtlarken, "Herkese yapıyorlar. Benim ailemle ilgili bundan 6-7 ay önce bir saldırı denediler. Evdeki eşim hamile, çocuk bekliyor. Bunu 'Sokaktaki kadından çocuk edinmişim'e indirgemeye kalktılar. Bu bir oyun, tezgah değil mi?" yanıtını verdi.
"Şimdilik sessizler bakalım"
Bir tehdit sıralaması yapılması halinde birinci sırada hangi örgütün oturtulacağına yönelik soru üzerine Türkeş, bunların bir adının olmadığını, maşaların bulunduğunu söyledi.
Önemli bir jeopolitik araziyi elinde tutan Türkiye Cumhuriyeti'nin büyük bir devlet olduğunu ifade eden Türkeş, bunun kendi içinde tehditleri getirdiğini kaydetti. Tuğrul Türkeş, "1984'te o zamanki ihtilal yönetimi, Kenan Evren 'Şunları bitirelim.' dedi, ASALA'yı bitirdik, aynı senenin temmuz, ağustosuydu, Şemdinli Eruh'ta ilk katliamlarıyla o zamanki adıyla Apocular, siyaset sahnesine çıktı. Her zaman bir şey olacaktır. Bu coğrafyayı iyi tanımamız lazım." şeklinde konuştu.
"Türkiye bugün daha güçlü, ASALA'yı bitirdi, PKK'yı niye bitiremiyor? sorusuna Türkeş, "Karşında uğraştığın PKK mı başka bir şey mi diye bakmak lazım. PKK'yı bitiriyoruz, kaçıncı defadır bitiyor PKK." yanıtını verdi.
Türkeş, "FETÖ tarafından MHP üzerinde de bir oyun mu oynandı?" sorusu üzerine, "Tabi, hiç şüpheniz olmasın." dedi. "Oyunun hala devam edip etmediğinin" sorulduğu Türkeş, "Şimdilik sessizler bakalım, arkadaşlar tekrar konuşmaya başlayınca anlayacağız iddiaları devam ediyor mu etmiyor mu diye." diye konuştu.
"Muhalif genel başkan adaylarını mı kastediyorsunuz?" sorusunu yanıtlarken Türkeş, herkesi kastetmediğini söyledi. Tuğrul Türkeş, "AK Parti iktidarı döneminde bu Gülen cemaati devlette yapılanmaya ve teşkilatlanmaya çalıştı. Sonraki süreçte bunlar tasfiyeye girdiğinde, bunların yeni bir mekanizmaya ihtiyaçları oldu. Bunların hedefi, hevesi MHP'yi almak, ihya etmek, onla bir şey yapmak falan değil. Boş kaba ihtiyaçları var bunların. Bu kap da olmadı, başka bir kaba geçmeye çalışıyorlar." ifadelerini kulandı.
Diğer Genel Başkan adayları değil de niye o?
Türkeş, "Sayın Meral Akşener üzerinden iddialar dile getirildi. Bir bağlantısı olduğu izlenimiz var mı?" sorusu üzerine, şunları kaydetti:
"Ben edinmiyorum ama kamuoyunda bu çok yaygın. Benle ilgili 'Bu, dün Fetullah Gülen'i severdi, hukuku var, kriptodur.' diye bir şey var mı? Yok. Yani beni en sevmeyen adama dahi siyasette sorduğunuzda, Tuğrul Türkeş nedir? Laik demokratik cumhuriyetten yanadır. Atatürk, rahmetli Gazi Mustafa Kemal'le hiçbir sorunu yoktur, ayrıca onun çizgisini devam ettirir, ona göre milliyetçi, muhafazakar, mütedeyyin bir siyasetçidir, nokta. En sevmeyen adama sor, benle ilgili bunu söyler. Peki başka biriyle ilgili, Meral Hanımın şahsını hedef almıyorum, niye bu kadar net konuşulamıyor da kamuoyunda bu kadar duman çıkıyor? Siyaseti yönetemiyorlar, yanlış imaj veriyorlar bu olabilir veya var bir hukuk, bilmiyorum. Benim elimde bir bilgi yok. Oradaki diğer genel başkan adaylarıyla ilgili bu tip iddialar dillendirilmiyor, niye bu hanımefendiyle ilgili dillendiriliyor? Demek ki sadece açıklamaları yeterli gelmiyor, hakikaten haksız bir zan altında kalıyorsa, benim ona önerim daha net, farklı bir şeyler yapmasıdır."
Türkeş, Devlet Bahçeli'nin direniş ve duruşuyla ile ilgili bir soruyu yanıtlarken, "Bahçeli, 'Benim ona buna verecek partim yok diyor', fevkalade doğru bir beyan. Adam partisini savunuyor, kendi imkanı, kapasitesi nispetinde ama savunuyor partiyi. Bu doğru yapıyor deyince de 'Vay keratalar sizin işinize geliyor.' falan. Hayır, benim işime geliyor gelmiyor değil ben oradaki yanlıştan doğruyu görüyorum, onu anlatıyorum" görüşünü dile getirdi.