''CHP'den giden oylar geri dönmedi''
1 Kasım seçimlerine 4 gün kala Denge Araştırma'nın Başkanı Hasan Basri Yıldız, CHP'den HDP'ye giden oyların geri dönmediğini söyledi.
1 Kasım'a sayılı günler kala Denge Araştırma Başkanı Hasan Basri Yıldız, son araştımasında ortaya çıkan tespitleri paylaştı ve 7 Haziran'da seçmenini HDP'ye kaptıran ve 1 Kasım'da bunları geri kazanmak için mücadele eden CHP'nin bu vatandaşları geri getirme durumunun olmadığını söyledi.
AK PARTİ YÜKSELDİ, CHP'NİN OYLARI GERİ DÖNMEDİ
Hasan Basri Yıldız, "7 Haziran sonrası oylarını en fazla artıran parti AK Parti oldu. Az da olsa CHP ve HDP'de de bir tırmanış var. Oy kaybeden partiler ise Saadet Partisi ile MHP. Bu şu demektir: SP ve MHP'den ağırlıklı olarak AK Parti'ye oy geçişi eğilimi var. Çok az da olsa CHP ve HDP'ye de bir oy geçişi var." dedi.
Yıldız, 7 Haziran seçimlerinden CHP'den HDP'ye giden oylarla ilgili olarak "Son araştırmalara göre giden gitti, geri dönmedi. Onlar artık orada demir attılar." ifadelerini kullandı.
"YÜZDE 65 TEK BAŞINA İKTİDAR İSTİYOR"
"1 Kasım'da sandığa gidecek seçmenin en az yüzde 65'i tek başına iktidarın Türkiye için daha faydalı olacağına inanıyor" diyen Yıldız, bazı anket firmalarının bu durumu 7 Haziran öncesi bilerek manipüle ettiğini söyledi.
İşte Hasan Basri Yıldız'ın verdiği o röportajdan satır başları:
- Seçmen 1 Kasım'da sandık başına gidecek. Her parti tabanının farklı beklentileri var. Ancak hepsini buluşturan ortak payda nedir?
Yaptığımız araştırmalar ve somut verilerin bize söylediği şu: 1 Kasım seçimlerinde seçmen kesinlikle ve kesinlikle tek parti iktidarı istiyor. Yapmış olduğumuz araştırmalar ve birtakım somut veriler bize bunları söylüyor. Türkiye'de parti ayrımı yapmaksızın seçmenin en az yüzde 65'i tek başına iktidar istiyor. Bu rakam kimi araştırmalarımızda yüzde 70, 75'lere kadar çıkabiliyor ancak hiç kimse bu konuda yüzde 65'ten daha az bir oran bulamaz. 7 Haziran öncesinde de bu böyleydi. Hatta daha yüksekti, yüzde 70'in üzerindeydi.
"SONUÇ MANİPÜLE EDİLDİ"
- Buna rağmen anket firmaları niye 'koalisyon' diyor?
Son günlerde, özellikle son 20 günde bazı komuoyu araştırma rakamları seçmenin tek parti iktidarı arzusunu, talebini yumuşatarak değerleri kısmen manipüle ettiler. Şuraya getirmek istediler: Aslında tek parti iktidarı isteyen seçmen oranıyla koalisyon isteyen oranıyla pek bir fark yoktur... Kamuoyunda koalisyon algısını yaygınlaştırmak için malesef rakamlar üzerinde mühendislik yaptılar. Ama onların araştırmalarından da bizimkilerden de çıkan çok net bir sonuç var: Türkiye'nin ihtiyacı tek başına iktidar.
"ÇEVRENİZE SORABİLİRSİNİZ"
- Ne soruyorsunuz seçmene?
'Hangisi sizin için daha mantıklıdır?', 'Türkiye için daha gerçekçi ve çözüm üreten ya da sorunları çözmede daha başarılı olan hangisidir?' Bunu sorduğunuzda aldığımız cevap 'tek parti iktidarı'. Bizim araştırmalarımıza da seçmen inanmayabilir. Bu noktada önerim şu: Herkes kendi çevresinde bunu müşahade edebilir. Sokağa inin, 100 insana sorun; '1 Kasım'da koalisyon mu tek parti iktidarı mı istiyorsunuz?' diye, alacağınız cevap bellidir.
"KOALİSYON İSTEYENLER AZINLIKTA"
Geri kalan yüzde 35'in tek parti iktidarı istemiyor oluşunda seçmenin oy verdiği partilerin tek başına iktidar ihtimalinin olmaması mı etken, yoksa seçmenin yaş ortalaması mı?
Seçmenin orta kesiminde bu oran daha yüksek. Gençlerde bu oran düşüyor. Aynı şekilde siyasetle uğraşan, bir partiyle bağlantısı olan politik seçmende de bu oran düşebilir. Toplumun orta kesiminde hemen hemen her partinin seçmeninde tek parti iktidarınınTürkiye adına daha başarılı olacağı inancı yaygın. Orta yaş seçmen, partisinin tek başına iktidar olamayacağını bildiği halde Türkiye'nin iyiliğine olacak olanın tek parti iktidarı olduğunu söyleyebiliyor. Mesela AK Parti'lilerin hemen hemen yüzde 100'e yakını tek parti iktidarını istiyor. Bu rakam CHP'lilerde yüzde 35, MHP'de yüzde 45, HDP'de ise yaklaşık yüzde 20. Bazı anket firmaları koalisyon isteyenlerin oranını yüzde 45'lerin üstüne çıkarsa da hiçbir araştırma şirketi anketlerinde 'toplum koalisyon istiyor' iddiasında bulunamaz.
"İKNA ETSE YÜZDE 65 OLUR"
CHP, MHP ve HDP'nin ve Saadet'in tek pari isteyen seçmeni kendi partilerinin tek başına iktidar olamayacağını bildikleri halde neden tek parti istiyorlar?
Bunun cevabı şu: Son araştırmamıza göre AK Parti oylarıyla tek parti isteyenlerin oyları arasında yüzde 20 küsur fark var. Bu fark 7 Haziran'da daha fazlaydı. Bu demektir ki, AK Parti bu kitlenin bir kısmını ikna etmiş. 7 Haziran'a bakarak yorumlarsak, yüzde 41'in haricinde AK Parti iktidarını isteyen yaklaşık yüzde 20 oranında seçmen daha var.
AK Parti bu kitlenin önemli bir bölümünü daha önce ikna etmişti, yine edemez mi?
7 Haziran'la mukayese ettiğim zaman AK Parti'nin bu kesimdekilerin bir kısmını yine ikna ettiğini görüyorum. Çünkü AK Parti'nin oyları anketlerde 7 Haziran'dan fazla çıkıyor. Bu fark ile hemen hemen tek başına iktidar fırsatını yakalamış ancak henüz tek başına iktidar olmamış gibi görünüyor. Bu aradaki destek de orta kesim insanlardan geliyor. Tamamını ikna etse zaten AK Parti'nin oy oranı yüzde 65'lerde olur. AK Parti'nin kemik alacağı oy 41'dir. AK Parti'ye kesinlikle oy vermeyeceğini söyleyenlerin oranı ise yüzde 35'dir.
"CHP'DEN GİDEN OYLAR GERİ DÖNMEZ"
Partiler arasında geçişler ne durumda?
Son yaptığımız anketin özetini söyleyeyim. 7 Haziran sonrası oylarını en fazla artıran partiAK Parti oldu. Az da olsa CHP ve HDP'de de bir tırmanış var. Oy kaybeden partiler iseSaadet Partisi ile MHP. Bu şu demektir: SP ve MHP'den ağırlıklı olarak AK Parti'ye oy geçişi eğilimi var. Çok az da olsa CHP ve HDP'ye de bir oy geçişi var.
7 Haziran'da CHP'den HDP'ye giden oylar tekrar CHP'ye döner mi?
Son araştırmalara göre giden gitti, oylar geri dönmedi. Onlar artık orada demir attılar. Yani orada ikamet ettiler.
Türkiye adına kasım sonrası ne bekliyorsunuz?
Üç şeyden umutluyum: İlki açılım sürecinin daha rasyonel bir zeminde yürümesi. İkincisi,Türkiye'nin ekonomik toparlanma ve yüksek büyüme oranlarının tekrar yakalanması. Üçüncüsü ise demokratikleşme reformlarının kaldığı yerden devam etmesi. AK Parti'nin tek başına iktidar olacağını düşünüyorum ve bence bu 3 konuda da ciddi adımlar atılacak.
"LİDERLER ERDOĞAN'LA KAVGA ETMEMELİ"
Liderlerin Erdoğan'a olan tavırları tabanı nasıl etkiliyor?
Aslında hiçbir partinin tabanı, parti yönetiminin, özellikle liderlerin Cumhurbaşkanı'na yönelik sert politikalarına karşıdır. HDP seçmeni de şahsi kavgaları tasvip etmemektedir. CHP seçmeninin de büyük bir kesimi bu şekilde düşünmektedir. MHP için de bu oran aynıdır. Partilerin içerisinde bir orta kesim vardır, bir de politik kesim vardır. Politik kesim daha çok sloganları kullanıyor veya kavgadan besleniyor, sert tartışmaları tasvip ediyor. Ama toplumun büyük bir kesimi tek partiden yana, sükûnetten, huzurdan yana ve bu Erdoğan'a yönelik bu tavırları da tartışmaları da asla ve asla tasvip etmemektedir.
"DEVLET BAHÇELİ TABANIYLA PROBLEMLİ"
MHP tabanı niçin MHP'den kaçıyor?
7 Haziran sonrası MHP seçmeniyle Bahçeli arasında bir problem oluştu. Aslına bakarsanız 7 Haziran seçim sonuçlarında yüzde 16,3'lük oy, yüksek bir orandır. Fakat daha sonra Bahçeli'nin özellikle koalisyon konusundaki uyuşmaz tavrı MHP'li seçmen tarafından tasvip edilmedi. Dolayısıyla MHP'li seçmenle Bahçeli arasında bir problem olduğu bütün araştırma sonuçlarında ortaya çıkıyor.
Bu kaçışta Bahçeli'nin Cumhurbaşkanı'na olan tavrı etkili oldu mu?
Çünkü 10 Ağustos 2014'te MHP tabanının önemli bölümü Recep Tayyip Erdoğan'a oy verdi.
Doğrudur. Şunu söyleyeyim, Bahçeli maalesef Cumhurbaşkanlığıyla olan mesafesini ayarlayamamıştır. Kendi seçmeni, kendi parti tabanının değerleri açısından ayarlayamamıştır. Burada bir uyumsuzluk vardır ki bu seçimlerde MHP'nin bir miktar oy kaybedeceğini öngörüyoruz. Bahçeli'nin bu konuda CHP'yle, HDP'yle aynı cephede buluşması da büyük oranda etkili oldu bu kaçışta. Aslında MHP tabanının Cumhurbaş-kanı'na bakışıyla bir HDP ya da CHP tabanının bakışı aynı değil. Çünkü sonuçta MHPtabanı sağ bir tabandır, ki bu tabanının önemli bir bölümü Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan'a oy verdi. Dolayısıyla Bahçeli'nin Cumhurbaş-kanı'na çıkışları fevri bir davranıştır. Partisinin, kendi seçmeninin politik görüşü değildir. O fevrilik bu seçimlerde de sandığa yansıyacaktır.