Osman Kavala: ''Belgesiz, dayanaksız 3 yıldır zorla içeride tutuluyorum''
Gezi Protestolarını organize etmekle suçlandığı davada beraat etmesine rağmen tahliye edilmeyen sivil toplum kurucusu Osman Kavala, Silivri Cezaevinde sürmekte olan tutukluluğunun derhal sonlandırılması çağrısında bulundu.
Kavala, “Hakkımda peşpeşe açılan üç soruşturmanın hiçbiri hukuken beni burada tutmaya yetmiyor. Gezi Davası’ndan beraat ettim. ‘15 Temmuz’ dediler tahliye kararı çıktı. Son ürettikleri casusluk suçlaması ile ilgili iddianameyi ise merakla bekliyorum. Orada da yeni bir delil yok. O zaman AİHM’nin ilk iki dosya ile ilgili lehimde verdiği hak ihlali kararı kapsamına girer. Ama dinleyen kim? Belgesiz dayanaksız zorla burada tutuluyorum. Sadece kendi davalarıma baktığımda bile Türkiye’de hukukun niteliğinin ne kadar kötüleştiği ortada” dedi.
Silivri Cezaevinde Kavala’nın yanısıra Çağdaş Hukukçular Derneği Başkanı Selçuk Kozağaçlı ile de görüşen CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, ölüm orucundaki tutuklu avukatların ‘adil yargılanma’ taleplerine yargı kurumlarının kulak vermesini çağrısında bulundu.
ZİNCİRLEME TUTUKLAMALARLA 969 GÜNDÜR CEZAEVİNDE
CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Silivri Cezaevi’nde sivil toplum kurucusu Osman Kavala ve Çağdaş Hukukçular Derneği Başkanı avukat Selçuk Kozağaçlı ile görüştü. Silivri Cezaevinde 969 gündür tutuklu bulunan Osman Kavala, Çakırözer’e sürmekte olan davaları hakkında şu mesajları verdi:
“Üç yıldır buradayım. Zincirleme dosyalarla tutukluluğum sürdürülmeye çalışılıyor. Hakkımda açılmış üç soruşturmanın hiçbiri hukuken beni burada tutmaya yetmiyor. Bugüne kadarki tutuklama kararlarında savcı yüzü görmüş değilim. Hakimin karşısına çıktığım tek dosya olan Gezi Davası’nda beraat ettim. O bitti 15 Temmuz davası dediler, İkinci dosyayı çıkardılar. Ondan da yargı reformu kapsamında tahliye kararı çıktı. Şu andaki tutukluluğumun gerekçesi olan, yeni üretilen casusluk suçlamasının da içi boş. Orada da yeni bir delil konmadığı için bu dosya da AİHM’nin ilk iki dosya ile ilgili verdiği ihlal kararı kapsamına girmekte. Yani derhal tutukluluğumun sonlandırılması gerekli. Ama dinleyen kim!”
BELGESİZ, DAYANAKSIZ ZORLA İÇERİDE TUTUYORLAR
“Kumpas davalarında FETÖ’cüler bile usulsüzlüklerine kılıf uydurmaya, yalancı delil bulmaya çalışırdı. Şimdi böyle bir kaygı da yok. Belgesiz dayanaksız dosyalarla beni, gazetecileri siyasetçileri zorla içeride tutuyorlar. Sadece kendi yargı sürecime baktığımda ülkede hukukun niteliğinin ne kadar kötüleştiğini görmek çok üzücü.”
ÖLÜM ORUCUNDAKİ TİMTİK VE ÜNSAL İÇİN ÇAĞRI
Tutuklu bulunan Çağdaş Hukukçular Derneği Başkanı Selçuk Kozağaçlı ile de görüşen Çakırözer, tutuklu avukatların ‘adil yargılanma’ taleplerine kulak verilmesini istedi.
Kozağaçlı görüşmede, “Çağdaş Hukukçular Davasında mahkemede hiçbir şekilde adil yargılanmadık. Savunma hakkımızı kullanamadık. Şu anda dosyamız Yargıtay’da. Normal koşullarda bu davanın mutlaka bozulması gerekir. Kararın bozulması sürmekte olan ölüm oruçlarının bitmesine olumlu etki yapacaktır.. Ölüm orucundaki arkadaşlarımızın tek talebi bu, yani adil yargılanmak istiyoruz. Durumları kaygı verici aşamaya geldi. Onların yaşaması için herkes üzerine düşeni yapmalı ” dedi.
HAYATTA KALABİLMELERİ İÇİN NE GEREKİYORSA YAPALIM
Milletvekili Çakırözer de 176 gündür ölüm orucunda olan tutuklu avukatlar Ebru Timtik ile Aytaç Ünsal’ın yaşaması için gerekli diyalog kanallarının işletilmesi için Adalet Bakanlığı’na ve kamuoyuna çağrıda bulundu. Çakırözer, “Avukatlar sadece adil yargılanma hakkı istediklerini ifade ediyorlar. Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal için Adalet Bakanlığı’na, barolara çağrıda bulunuyorum. Onların hayatta kalabilmesi için ne gerekiyorsa yapılmalıdır” dedi.
HUKUKA DİRENCE SON VERİLMELİ
Osman Kavala’nın AİHM kararına rağmen hala cezaevinde tutulmasının kabul edilemeyeceğini dile getiren Çakırözer, Osman Kavala’nın hukuksuz tutukluluğunun sona ermesi ve derhal özgür bırakılması çağrısında bulundu. Çakırözer, “Osman Kavala büyük bir hukuksuzlukla karşı karşıya. Hakkında bir beraat, iki tahliye kararı var. Bunlara rağmen cezaevinde tutuluyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi hakkında karar verdi. Cezaevinde tutulmaması gerektiğini söylüyor. Tüm bu kararlara rağmen Kavala’nın hala tahliye edilmemesi Türkiye’de hukuksuzluğun, adaletin ne kadar derinleştiğini gösteriyor. Bu hukuksuzluğa AİHM kararına hiç gerek olmadan son verilmesi gerekiyordu. Uluslararası hukuka karşı bu dirence son verilmeli. Osman Kavala bir saniye bile gecikmeden özgürlüğüne kavuşmalıdır” dedi.
SALGIN DÖNEMİNDE SİLİVRİ
Kavala ve Kozağaçlı, salgın döneminde bulundukları 9 nolu cezaevinde vaka yaşanmadığının kendilerine bildirildiğini söylerken, aynı kampüs içindeki 7 ve 8 nolu cezaevlerinde 100’ün üzerinde covid vakası yaşandığı iddiasını dile getirdiler. Kavala, vaka yaşanmadığını belirterek, “İnfaz Koruma Görevlileri karantinaya dikkat ediyor. 15 gün gece gündüz buradalar. Sonra evlerindeler. Buraya gelmeden yeniden 15 gün kişisel karantinadalar. Salgın döneminde burada 3 aydır eşimle görüşemedim. Telefonla görüştük ama kapalı görüşler de ilk kez bu hafta açıldı. Ben de İlk kez görüştüm” dedi.
MASKE VE ELDİVEN ZORUNLU
Çakırözer, ziyareti sonrasında pandemi döneminde cezaevlerinin durumu ve alınan önlemlere ilişkin şu açıklamaları yaptı:
• Cezaevi’ne giriş noktalarında jandarma araması var, girişte jandarma beyaz önlükler ve maskeler ile görevlerini yürütüyor. Kayık noktalarında da giriş yapan herkese eldiven ve maske veriliyor. Herkesin maske takması zorunlu.
• Görüşmeler ailelerle cam arkasından telefonla yapılıyor. Avukatlarla ise arada plastik bir örtünün olduğu kabinde telefonsuz yüz yüze yapılıyor.
• Aile görüşleri başladı. Ama sadece bir kişiye izin veriliyor. Ve kapalı görüş yapılıyor. Telefon görüşmeleri ise 10 dakikadan 20 dakikaya çıkarıldı.
• İnfaz koruma memurlarıyla tutuklu ve hükümlülerin tek teması yemek dağıtımında oluyor.
• Hastaneye sevkler acil durumlar dışında durmuş durumda. Gazeteler bir gün bekletilerek veriliyor.