OHAL Valisi Ünal Erkan'dan JİTEM savunması
Yazar Musa Anter'in de arasında bulunduğu bazı faili meçhul cinayetlerii konu alan JİTEM davasında ilginç ifadeler yer aldı. Olağanüstü Hal Bölge Valisi Ünal Erkan davada tanık olarak dinlendi.
Yazar Musa Anter’in arasında bulunduğu bazı faili meçhul cinayetleri konu alan JİTEM ana davasında, dönemin Olağanüstü Hal (OHAL) Bölge Valisi Ünal Erkan “tanık” olarak dinlendi. O dönem işlenen faili meçhul cinayetler ve arkasındaki örgüt olan JİTEM ile ilgili bilgi vermekten kaçınan Erkan, avukatların “Biliyor da söylemek istemiyor” demesi üzerine, “Bilip de söylemeyen haysiyetsizdir” karşılığını verdi. “JİTEM ile ilgili bilgi almak için yanlış kişiyi seçtiniz” diyen Erkan’ın, JİTEM için “İllegal demeyin, yargı karar versin” demesi dikkat çekti. Erkan, “JİTEM yasal mı?” sorusu üzerine de “Onu ben tayin edemem” ifadesini kullandı.
Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın duruşmasına Musa Anter’in oğlu Dicle Anter, Tunceli’de kaçırılarak öldürülen Ayten Öztürk’ün babası Hıdır Öztürk ile avukatları katıldı. Dosyası Elazığ’dan gönderilerek bu davada birleşen Hıdır Öztürk, “müşteki” olarak ifade verdi. Öztürk, yazılı olarak hazırladığı beyanlarını okurken sesi titredi, zaman zaman ağladı. “Sayın Başkan, 84 yaşındayım. 27 Temmuz 1992 tarihinde ‘derin devlet’ tarafından kaçırılarak, işkence edilerek, kulakları kesilmiş, gözleri çıkarılmış ve cesedi parçalanmış acılı ve dertli bir baba olarak huzurunuzdayım” diye sözlerine başlayan Hıdır Öztürk, un fabrikasında çalışan kızı Ayten’in 27 yıl önce kaçırılarak Diyarbakır’da, JİTEM binasında, “işkence sonucu öldürüldüğü” süreci anlattı. Kızı öldürüldüğünde dönemin valisinin kendisine başsağlığı dilemek yerine lojmandan çıkardığını anlatan Öztürk, cinayette Mahmut Yıldırım’ın rolüne değinirken, Tunceli Valisi ve Alay Komutanı’nın kızının kaçırılarak öldürülmesinde payları olduğunu kaydetti. “Kızımı bilinçli olarak seçtiler. Topluma gözdağı vermek için burnunu kestiler, kafa derisini yüzdüler, kulaklarını kopardılar, gözlerini çıkardılar, cesedinin bulunması için eli dışarıda olacak şekilde toprağa gömdüler ve bu şekilde topluma korku saldılar” diyen Öztürk, “Peki, bu duruma müdahale etmesi gereken, biz vatandaşları koruması gereken, var olduğuna inandığımız adalet ne yaptı? Sustu” ifadesini kullandı. Öztürk, şunları kaydetti:
“Benim eşim dini bütün bir kadındır. O, katillerin bulunması için hep ziyaretlere, ermişlere giti. Kızımın katillerinin bulunması ve cezalandırılması için onlara yalvardı. Ben de mahkeme rapılarında adalet aradım. Ama benim mahkeme heyetlerim, eşimin yalvardığı ermişler gibi hep sustu. Siz bana bir yol gösteriniz. Eğer siz de suzacaksanız; Pir Sultan Abdal’ın deyimi ile ‘Kalsın benim davam, divana kalsın.’”
GAZETECİ: ÜNAL ERKAN FAİLİ BİLİYORUZ DEDİ
Duruşmada gazeteci Nedret Ersanel, SEGBİS aracılığıyla “tanık” olarak dinlendi. Musa Anter cinayeti sonrasında Diyarbakır’a giderek olayı araştırdığını, yerel üç gazetecinin olay yerine giderken önlerinin bir araçla çevrildiğini ve darp edildiğini öğrendiğini aktaran Ersanel, Ankara’ya dönüşte, uçakta, dönemin OHAL Valisi Ünal Erkan ile karşılaştığını anlattı. Ünal Erkan ile inişte röportaj yaptığını ifade eden Ersanel, Ünal Erkan’ın kendisine, “Bu olayı kimin yaptığını biliyoruz, terör örgütü mensubunun kod adına kadar ismini biliyoruz” dediğini aktardı.
ERKAN, JİTEM'İ ANLATMADI
Daha sonra dönemin OHAL Valisi Ünal Erkan “tanık” olarak dinlendi. İfadesinde Mahmut Yıldırım ve Abdulkadir Aygan’ı tanımadığını savunan Erkan, Anter cinayetine ilişkin “Musa Anter ve Orhan Miroğlu, bir otelde iki gün kalmışlar. Yanlarında üçüncü bir kişi daha var. Bu kişi, onları taksiye bindirmiş. Daha sonra taksinin önü çıkmaz bir sokakta kesilmiş ve onları vurmuşlar, bu cinayet çözülecekse o üçüncü kişi bulunmalı. Bu kişiyi o iki kişiye sorun” dedi. Nedret Ersanel ile yaşadığı diyaloğu reddeden Erkan, “Ben kendisini tanımıyorum. Tanıyorsam gavur olayım. Böyle bir şey de asla söylemem. Zaten bilsem, bölge valisi olarak katili yakalayın derim” iddiasında bulundu. Mahkemenin yüzleştirdiği Ersanel ise röportajı doğrulayarak, haberinin arkasında olduğunu kaydetti. 1992-1996 yılları arasında bölge valiliği yaptığını anlatan Erkan, avukatların soruları karşısında sık sık sinirlendi ancak JİTEM ve faili meçhul cinayetlerle ilgili konuşmaktan kaçındı. Görev yaptığı ilk yıllarda bölgenin sokağa çıkılamaz halde olduğunu belirten Erkan, 1993 başından sonra asayişi sağladıklarını öne sürdü.
‘BENDEN SONRA DA OLDU'
Müşteki avukatlarının “Sizin döneminizde birçok faili meçhul cinayet oldu. Milletvekili Mehmet Sincar öldürüldü. Hiç merak etmediniz mi” sorusu üzerine “Bunları niye merak etmemeyim? Benden önce de vardı sonra da oldu. Bölge valisi olarak ne yapılması gerekiyorsa, yaptım” dedi. Anter ailesinin avukatı Selim Okçuoğlu, Erkan’ın sorulara “kaçamak” yanıtlar vermesi üzerine, “Buraya gelen herkes üç maymunu oynuyor” dedi. Erkan ise “Saklıyorsam Allah beni kahretsin” ifadesini kullandı. Çözülen faili meçhul cinayetleri kamuoyuna basın toplantısı ile açıkladığını ifade eden Erkan, MGK’ye de aylık bilgi verdiğini kaydetti.
‘BİLİYOR, SÖYLEMEK İSTEMİYOR'
Orhan Miroğlu’nun avukatı Serhat Menzilcioğlu, “Siz önemli bir kişisiniz. Toplantılarda JİTEM gibi illegal bir örgütü sordunuz mu” diye sordu. “Bu konuyu konuşmadık. JİTEM ile ilgili bilgi almak için yanlış kişiyi seçtiniz” diyen Erkan’ın, JİTEM için ayrıca “İllegal demeyin, yargı karar versin” demesi dikkat çekti. Bu sırada Hıdır Öztürk, “Biliyor da söylemek istemiyor” diye araya girerken, Ünal Erkan, “Bilip de söylemeyen haysiyetsizdir” dedi. JİTEM ile ilgili avukatların ısrarlı soruları üzerine Erkan, “JİTEM hakkında hiçbir toplantı yapmadım. Asayiş komutanları var” yanıtını verdi. “Bu karanlık olayları sordunuz mu” sorusu üzerine Erkan, “Ben ne diyorum, o ne anlatıyor. Benim suç teşkil edip de sakladığım hiçbir şey yok” karşılığını verdi. “Siz ne yaptınız bu olayların aydınlatmak için” sorusu üzerine Erkan, “Ne yapılması gerekiyorsa” yanıtını verdi. Dicle Anter’in o dönem faili meçhul cinayetlerin “beyaz Toros’lar eliyle yapıldığını belirtmesi üzerine de Erkan, “Devlet her yıl bölge valiliğine bütçe yapar. ‘Bu sene alınacak otolara ihtiyacı olan kuruluşları bildirin’ der. Bütün birimlere sorar. Ben de bütçede alabileceğim kadarını aldırırım. O sene ‘beyaz Toros’ verdiler. Başka renk vermediler. ‘Beyaz Toros’lar kullanıldı” açıklamasını yaptı. “JİTEM yasal mı” sorusu üzerine ise Erkan, “Onu ben tayin edemem. O dönem JİTEM ile ilgili bir konu tartışılacaksa asayiş komutanlığı buna bakar” yanıtını verdi. Erkan, “JİTEM var mı” sorusu üzerine “Ben öyle demiyorum, Jandarma istihbaratı var” dedi.