Öğretim üyeleri 75 yaşına akdar çalışabilecek

YÖK Başkanı Saraç, öğretim üyelerinin yasal düzenleme ile 75 yaşına kadar çalışabileceğini açıkladı.

Saraç, YÖK'te düzenlediği basın toplantısında, Üretim Reform Paketi kapsamına alınan Yükseköğretim Kanunu'na ilişkin maddelerle ilgili açıklamalarda bulundu.

Üretim Reform Paketi'nde Yükseköğretim Kanunu ile ilgili maddelerden birinin Kalite Kurulu olduğunu bildiren Saraç, yeni YÖK olarak yükseköğretim sisteminin küresel rekabeti ve sürdürülebilirliği için yetkilerini ilgili  kurumlara devretme anlayışı içinde olduğunu hatırlattı.

MESLEK YÜKSEKOKULLARI KOORDİNASYON KURULU

Türkiye'de beceri odaklı insan kaynağına çok daha fazla ihtiyaç  olmasına rağmen bu ihtiyacı karşılayacak meslek yüksekokullarının ve bu  okullardaki programların izlenmesi ve geliştirilmesine bugüne kadar yeterince  odaklanılmadığına değinen Saraç, yeni yasal düzenleme ile "Meslek Yüksekokulları Koordinasyon Kurulu"nun kurulacağını aktardı.

Yekta Saraç, kurulda, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, MEB,  TOBB'un yanı sıra dış paydaşlar ve iş dünyasının da yer alacağını söyledi.

MESLEK YÜKSEKOKULLARI OSB'LERDE AÇILACAK

Meslek yüksekokullarında yetişen insan kaynağı profilinin daha fazla  sanayi ve iş dünyası odaklı olmasına karşın bu okulların iş dünyası ile  ilişkilerinin zayıf olduğunun altını çizen Saraç, yasal düzenleme ile meslek  yüksekokullarının organize sanayi bölgelerinde (OSB) açılmasının teşvik  edileceğini dile getirdi. Saraç, OSB'lerde açılacak meslek yüksekokullarının  okuttuğu öğrenci sayıları dikkate alınarak, devlet tarafından destekleneceğini de  bildirdi.

İŞ YERİ ODAKLI EĞİTİM TEŞVİK EDİLECEK

Yekta Saraç, üniversitelerin özellikle fen ve mühendislik bilimlerinde  öğrenim gören öğrencilerin mezuniyetleri sonrasında büyük çoğunluğunun sanayide  çalışma eğiliminde olduğunu, ancak bu öğrencilere eğitimleri sürecinde beceri  odaklı yetkinliklerin yeterince kazandırılmadığından, mezuniyetleri sonrasında  istihdam süreçlerinde güçlükler yaşandığına dikkati çekti.

YÖK Başkanı Saraç, "Bu yasal düzenlemeyle fen ve mühendislik  programlarında bir yarıyıl süresince iş yerinde eğitim yapması teşvik edilecek.  Bu şekilde beceri yetkinliği yüksek mezunlar iş dünyasına kazandırılacak, aynı  zamanda da üniversitelerin iş dünyası ile iş birlikleri geliştirilebilecek. Bu  öğrenciler, maddi açıdan desteklenecek." bilgilerini verdi.

İş yerinde eğitim için İşsizlik Sigortası Fonu'ndan YÖK hesabına  ödenek yapılacağını ve ilgili üniversitelere kaynak aktarılacağını ifade eden  Saraç, uygulamalı eğitimler süresince öğrencilere asgari ücretin net tutarının  yüzde 35'i ücret olarak ödeneceğini açıkladı.

EMEKLİ ÖĞRETİM ÜYELERİ

Yekta Saraç, öğretim üyesi ihtiyacının sadece yeni kurulan  üniversitelerde değil, özellikle öncelikli alanlarda tüm üniversitelerde de  bulunduğunu belirterek, "Bu yasal düzenleme ile emekli öğretim üyelerinin ilgili  bölümün ihtiyacı ve üniversitenin talebi üzerine, 75 yaşına kadar çalışabilmesi  mümkün olabilecektir. Bu şekilde ülkemiz yükseköğretiminin öğretim üyesi ihtiyacının karşılanması yönünde de önemli bir adım atılmış olacaktır." dedi.

Mevcut düzenlemede, bu imkanın sadece 2006'dan sonra kurulan 41 devlet  üniversitesi için söz konusu olabildiğini hatırlatan Saraç, yeni düzenleme ile  öncelikli alan ve ihtiyaç kriteri ile bütün üniversitelere imkan sağlanacağını  belirtti.

Bir gazetecinin sorusu üzerine, bu düzenlemenin KHK ile ihraç edilen  akademisyenlerin yerini doldurma gibi bir durumun söz konusu olmadığını, konunun  bu bağlamdan çıkartılması gerektiğini dile getiren Saraç, insan ömrünün  uzadığını, ileri yaşlarda da performansın devam ettiğini, 75 yaş konusunun uzun  yıllardan beri üzerinde çalıştıkları bir konu olduğunu söyledi.

Vakıf üniversitelerinde, öğretim üyelerinin 90 yaşına kadar  çalışabildiğine işaret eden Saraç, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Gelişmiş büyük üniversitelerde duayen hocalarımız var. Bunlara, belli  yaşa gelince 'seni kapı dışına koyduk' deniliyor. O da vakıf üniversitesine  gidiyor ya da evine dönüyor. Önemli sayıda da hoca 'ben ya kendi üniversitemde  kalayım ya da ayrılayım' diyor. Ama bunlar nitelikli beyinler. Bizim bu nitelikli  beyinleri kaybetmememiz lazım."

Saraç, bu düzenleme ile başka sosyal hadiseler arasında ilişki kurmaya  çalışılmaması gerektiğine dikkati çekerek, bu düzenlemeye ilişkin 2,5 yıl önce  kurgulamalara başladıklarını ifade etti.

TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ

Yekta Saraç, bilginin üretimi, teknolojiye dönüşümü ve teknolojinin  ticarileşmesinin önemine değinerek, "Bu yasal düzenleme ile üniversitelerimiz,  sermaye şirketi statüsünde teknoloji transfer şirketi kurabilecekler, bu şekilde  üniversitelerimizin başta sanayi olmak üzere iş dünyası ile iş birliği geliştirme  sürecine önemli katkı sağlayacak. Bu da özellikle devlet üniversitelerimizi daha  rekabetçi duruma getirecektir." diye konuştu.

ÜCRETLİ ARAŞTIRMA İZNİ

Saraç, dünyada gelişmiş ve hızlı gelişmekte olan ülkelerde 6. yıldan  sonra proje tabanlı araştırma izni (sabbatical) kullanıldığını, bu süreçte  akademisyenin maaşı devam ederken, üniversitenin izni ile proje amaçlı yurt içi  veya yurt dışında üniversite veya araştırma merkezlerinde faaliyette  bulunabilmesine imkan sağlandığını anlattı.

YÖK Başkanı Saraç, "Bu yasal düzenleme ile sabbatical süreci  üniversitelerimizde de uygulanacak. Bu da yükseköğretim kurumlarımızın araştırma  kapasitesini ve ayrıca da ulusal ve uluslararası iş birliklerini de  artıracaktır." dedi.

DOKTORA SONRASI ARAŞTIRMACI İSTİHDAMI

Dünyada gelişmiş ve hızlı gelişmekte olan ülkelerde, doktora eğitimi  sonrasında, doktora sonrası araştırmacı (v) olarak çalışmasına yönelik olarak  araştırma süreçleri odaklı esnek kariyer geliştirme profilleri bulunduğunu  aktaran Saraç, şunları kaydetti:

"Bu yasal düzenleme ile post-doc uygulama süreci ülkemiz  üniversitelerinde de uygulanabilecek. Bu şekilde yükseköğretim kurumlarımızın  araştırma kapasitesini artırılacak ve ayrıca ülkemizin öncelikli hedefleri  arasında yer alan daha fazla doktoralı insan kaynağı geliştirilmesi mümkün  olabilecektir. Doktorasını tamamlayanlar için 3 yıla kadar, üniversitelerde yeni  bir istihdam imkanı sunulmuş olacak."

Yekta Saraç, yeni mevzuat ile yükseköğretimde diğer pek çok örnek  alınan ülkelerde olduğu gibi yükseköğretimin de daha rekabetçi kaliteyi merkeze  oturtan bir anlayışın kurumsallaşacağına dikkati çekerek, "Bu nedenle bu  gelişmeyi yükseköğretimde sessiz devrim olarak nitelendiriyoruz." dedi. KAYNAK:
 

Sonraki Haber