Narin cinayetinde savcı mütalaasını açıkladı: ''İştirak halinde öldürdüler''
Narin cinayeti davasında savcı mütaalasını açıkladı. Narin'in annesi, ağabeyi, amcası ve itirafçı N.B.'nin küçük kızı iştirak halinde öldürdüğünü belirten savcı, dört sanık için ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep etti. Mahkeme salonunda yaşanan gerginlik nedeniyle duruşmaya ara verildi.
Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ikinci duruşması için tutuklu sanıklar Diyarbakır Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nden cezaevi nakil araçlarıyla geniş güvenlik önlemi alınarak Diyarbakır Adliyesi'ne getirildi.
Adliye önüne de güvenlik önlemleri kapsamında polis bariyerleri yerleştirildi. Duruşmaya katılanlar, adliye önü ve içerisinde 2 ayrı noktada yapılan aramadan sonra duruşma salonuna alındı.
Duruşmada, tutuklu sanıklar amca S., anne Y. ve ağabey E.G. ile Narin'in cansız bedenini Eğertutmaz Deresi'ne sakladığını soruşturma aşamasında itiraf eden N.B. ve avukatları hazır bulundu.
Baba A.G., "müşteki", 1'i tutuklu 3 kişi "tanık", Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Diyarbakır Barosu avukatları da "müşteki kurum" sıfatıyla duruşma salonunda yerini aldı.
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı ve AK Parti Osmaniye Milletvekili Derya Yanık, komisyon üyesi milletvekilleriyle birlikte duruşmayı takip etmek üzere salona geldi.
Tutuklu sanıklar anne Y., ağabey E. ve amca S.G. ile Narin'in cansız bedenini Eğertutmaz Deresi'ne sakladığını itiraf eden N.B.'nin yargılandığı davanın duruşmasında, adli gözlem odasında tutuklu şüpheli 15 yaşındaki R.A'nın dinlenilmesinin ardından mahkeme başkanı tarafından bazı aile bireylerinin katılımıyla yapılan toplantıya ilişkin görüntünün izleneceği belirtildi. Bunun üzerine sanık avukatı Mustafa Demir söz alarak, "Celse arasında hukuksuz bir şekilde video geldi. Bu nedenle bu konuda işlem yapılmamasını talep ediyoruz" dedi.
Mahkeme başkanı, söz konusu görüntünün E.G.'nin evine taktırdığı kamera görüntüsü olduğunu, bir ihbar üzerine görüntünün Diyarbakır Barosu'na geldiğini ve baronun görüntüyü mahkemeye sunduğunu hatırlattı. Ortada bir muğlak durum kalmaması için görüntünün dosyaya eklediklerini ifade eden mahkeme başkanı, sanık avukatının talebinin reddine karar verdiklerini bildirdi.
TANIK ÇOBAN DİNLENDİ
Duruşmada daha sonra Narin G.'ın cansız bedeninin bulunduğu 8 Eylül'den bir gün önce Tavşantepe Mahallesi'nde amca E. G.'ın evinin bahçesinde bazı aile bireylerinin katılımıyla yapılan toplantıya ilişkin kaydedilen görüntünün bir kısmı izlendi. Görüntünün ardından Tavşantepe Mahallesi'nde çobanlık yapan A.A. (33) tanık olarak dinlendi. Mahkeme başkanının "Görüntüde yer alan kişi sen misin?" sorusu üzerine A., görüntüde yer alan kişinin kendisi olduğunu söyledi.
Mahkeme başkanının "A. Bey sizi neden çağırdılar?" sorusuna A., "E. ağabeyin evine beni çağırdılar. Bana, 'Sen de dışardasın, çobanlık yapıyorsun, bir şey gördün mü?' dediler. Yabancı araba hiç görmedim" cevabını verdi. Mahkeme başkanının "Narin'i olay günü gördün mü?" sorusu üzerine A.A., Narin'i görmediğini öne sürdü.
"BANA VURDULAR" DEYİP AĞLADI
Mahkeme başkanının "Sana neden inanmıyorlar, seni arka tarafa çektiler, ne yaptılar?" sorusu üzerine A.A., "Bana vurdular. Karnım direğe çarptı. Gömleğimi yırttılar" diyerek ağladı. Mahkeme başkanının "Kız muhabbeti nedir?" sorusu üzerine ise A., şöyle konuştu:
"Kız görmedim. E.'nin (Narin'in ağabeyi) kızla birlikte olduğuna şahit olmadım. Namusum ve şerefim üzerine kimseyi görmedim. Ahırda bile kimseyi görmedim. Ahır zaten uzaktadır."
Mahmeke başkanının "E.'nin kız getirdiğini gördün mü? Olaydan sonra kimse sana baskı yaptı mı?" şeklindeki sorularına A.A., "Görmedim" ve "Yok" şeklinde cevap verdi.
Mahkeme başkanının "Seni neden çağırdılar?" sorusu üzerine A.A., "Hayvanları otlatıyorum. G. ailesinden bazıları bana 'gel' dediler. Ben de hayvanların işlerini bitirdikten sonra elimi yüzümü yıkayıp gittim. Ne için gittiğimi de bilmiyordum" ifadelerini kullandı. Başkanın "Savcıya bir şey söyleme diye tehdit ettiler mi?" sorusuna A.A., "Bana bir şey söylemediler" cevabını verdi.
Savcının "G. ailesiyle alakalı bir iletişimin var mı, S., Y., E. ve N.'yi tanıyor musun?" sorularına A.A., "G. ailesiyle bir işim yok. Köylümüz olduğu için tanıyorum" şeklinde cevap verdi.
Savcının "S. ile N.'nin arası nasıldı?" sorusu üzerine A.A., S. G. ve N.B.'nin kardeş gibi olduklarını kaydetti. Savcının "Çağırdıklarında beni de döverler diye korktum' demişsin" sözleri üzerine A., "E. ağabeyler belki beni de döverler diye korktum. Çünkü kızları kaybolmuş diye" dedi.
Savcının "Seni dövmek için kimler arkaya götürdü?" sorusu üzerine A.A., şu ifadeleri kullandı:
"K., S., Ö. ve B. götürdü. Dövdüler. Ben ne ise doğru söylüyorum. Bir şey bilmiyorum. O günden sonra ben de çok üzüldüm. Yemek yiyemedim. Ben çoban olduğum için çok dolaşırım bölgede. Bir şey görüp görmediğimi soruyorlar."
Savcının "E.'yi sana çok soruyorlar. Neden duymadım diyorsun? Kürtçe bilmesem de Türkçe biliyorum. E. ismi çok geçiyor" sorusu üzerine A.A., "Ben ne diyeceğimi bilmiyorum ki. Bana 'E.'i gördün mü?' diyorlar. Ben E.'yi nereden göreceğim. Sabah 06.00'da gidiyorum, akşam dönüyorum. Çobanım. Kimseye zararım olmaz” diye konuştu.
Avukat Nahit Eren'in "Narin'in öldürüldüğü gün herhangi bir araç gördün mü? Hayvanları dereye götürdün mü?" sorusu üzerine A.A., hayvanlarını dereye götürmediğini ve araç görmediğini öne sürdü. Eren'in "Toplantıda hakaret ve küfürleri duydun mu, sana edildi mi?" sorusuna A.A., "Hayır, bana böyle bir laf edilmedi" cevabını verdi.
Eren'in "Aile, bir cinayetin sebebini sorguluyor. Sana hareketliliği soruyorlar. Başka bir adamı soruyorlar" sözleri üzerine A.A., "Hatırlamıyorum. Bilmiyorum" dedi.
Eren'in "Kürtçe soru soruyor. Şerefsiz E. diye söylemleri duydun mu?" sorusu üzerine A.A., duymadığını iddia etti. Avukat Eren'in "E. elini masaya vuruyor, 'Biz bir şey duyduk. Biz onu buraya getireceğiz. Konuş eşeğin oğlu konuş' dediler" sözleri üzerine A.A. ağladı. A.A., "Okumam yazmam yok. Allah'ın fakir kuluyum. Bir şey bilmiyorum. Benden ne istiyorsunuz?" ifadelerini kullandı.
Mahkeme başkanının "Neden sana soruyorlar, hakaret ediyorlar?" sorusu üzerine A.A., "Gücüm yetmiyor. Allah hakkımızı bırakmasın" diye konuştu.
Tutuklu sanık N.B.'nin avukatı Adnan Ataş'ın "Suç duyurusunda bulundun mu?" sorusu üzerine A.A., suç duyurusunda bulunmadığını aktardı.
Duruşmada söz alan tutuklu sanık E.G.'ın "Benim ismimi kim orada kullandı? Hakkımda ne konuşmuşlar?" demesi üzerine A.A., "Bilmiyorum. O kadar insanın arasında sana neden iftira edeyim ki?" dedi.
Tutuklu sanık Y.G.'nin avukatı Yılmaz Demiroğlu'nun "Adam veya kadın gördün mü?" sorusuna A.A., "Ben trafik polisi değilim ki kimlik sorayım. Kimseyi görmedim" cevabını verdi.
NARİN'İN AMCASI E.G. İFADE VERDİ
Duruşmada, Narin'in cansız bedeninin bulunduğu bir gün önce evinde aile toplantısı yapılan amca E.G., tanık olarak ifade verdi. G., çoban A.A. ile yaşadığı olayı şu sözlerle aktardı:
"Biz çocuğu kaybolan bir aileydik. Saat 18.00 gibi köye gelirken A.'yı çağırdım. ‘Sen bir şey gördün mü’ diye sordum. Bunun üzerine A. kaçınca peşinden gittim. Kapıyı açamayınca duvardan atladı. Bu şüpheli hareketleri nedeniyle jandarmaya bilgi verdim. Bir gün sonra evime çağırdım. A.'in şüpheli hareketleri nedeniyle eve çağırıp soru sorduk. A. bir şey biliyor mu, bilmiyor mu diye sorduk."
E.'nin bir kızla görüldüğü iddialarıyla ilgili amca E. G., "O söylenen kız benim kızım. Kızımın E. ile ahırda olduğu söylendi. Ama benim kızımın çarşıda alışveriş yaparken görüntüsü var. Yeter artık namusumuzla uğraşmasınlar. Bizi kızımızla öldürmekle artık itham etmesinler" dedi.
‘E., neden toplantıda yoktu’ sorusuna ise E. G., "Bilinçli bir toplantı değildi, E.'in ise nerede olduğunu bilmiyorum" diye yanıt verdi.
"ÇOBANA BİR İKİ TOKAT ATILDI"
Aile toplantısında çoban A.A.'ün dövüldüğü iddialarıyla ilgili de E. G., şunları söyledi:
"Arkaya gittim çobanla konuştum, bana ‘İsa'yı ve bir kadını gördüm’ dedi. Ama çoban yalan söyledi. Çok dövmedik. Bir iki tokat atıldı. Ben çobana vuranlara da kızdım. Biz bir senaryo kurmadık, G. ailesi olarak bir senaryonun içindeyiz. G. ailesine bir senaryo kuruldu."
MAHKEME BAŞKANI: BİR SENARYO PEŞİNDESİNİZ GİBİ GÖRÜNÜYOR
Bunun üzerine Mahkeme Başkanı, "Bir senaryo peşindesiniz gibi görünüyor" dedi. E.G. ise "Yeter artık bu namus namus nedir ya. Benim kızımın ahırda olduğunu iddia ediyorlar. Biz şüpheli hareketleri için çobanı çağırdık" dedi.
Mahkeme Başkanı, bu kez E.G.'ye "Geçen celse sordum, başka biri geldi mi diye. Niye söylemediniz bu çobanı" sorusunu yöneltti. E. G., "Aklıma gelmedi" diye yanıt verdi.
"SİZ BİZDEN BİR ŞEY GİZLİYORSUNUZ"
Ardından Mahkeme Başkanı, "Bırak Allah'ını seversen hepinize sordum. Hiçbir şey söylemediniz. Siz bizden bir şey gizliyorsunuz" ifadelerini kullandı.
G., çobanı şüpheli hareketlerinden dolayı sorguladıklarını belirterek bir art niyetlerinin olmadığını öne sürdü.
SAVCI MÜTALAASINI AÇIKLADI: İŞTİRAK HALİNDE ÖLDÜRDÜLER
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde savcı mütalaasını okudu.
Savcı mütalaasında, aile bireylerinin Narin G. olayını saklamak ve gizlemek için organize bir şekilde hareket ettiğini ifade etti.
Savcı, sanıkların iştirak halinde suç ortakları olduğuna dikkat çekti.
Elde edilen veriler ve dosya kapsamındaki delillere bakıldığında sanıkların olay günü A.G.’nin evinde olduğunun belirlendiğini ifade eden savcı, S.G., Y.G., E.G. ve N.B. hakkında iştirak halinde çocuğu öldürmek suçundan ağırlaştırıpmış müebbet hapis cezası istedi.
Savcı, TCK’nın ilgili maddeleri gereği sanıkların cezalarında iyi hal indirimine gidilmemesini istedi.
BABA A.G. SÖZ ALDI
Daha sonra A.G.'ye söz verildi. Olay gününü anlatan A.G., "Olay günü Batman'daydım. Sabah evden çıktım. Amcamoğlu ile beraber. Akşamüstü köydeki komşum beni aradı. Nerde olduğumu sordu. 'Hayırdır' diye sordum. Merak ettiğini sordu. Bismil’de olduğumu söyledim. Narin'in kayıp olduğunu söyledi. Ardından bir kişi daha aradı. Oradan eve gelene kadar 2-3 kere kaza geçiriyorduk. Benim 5 tane oğlum da var ama Narin benim için farklıdır. Annesi için de farklıdır. Ne kadar önem gösterdiysem annesi de 2 kat gösterdi. Şimdi bir anne evladıyla sınanıyor. Köye yetiştik, aramalara katıldım. Orada kendimden geçtim. 'Narin'e bir şey mi oldu' dedim. Jandarma köpeği nereye gidiyorsa, o taraflara gidiyorum. Gençlerle mısırın içine girdim. 'Bir şey söylediğim zaman, kolluk dahil herkes sen aileni savunuyorsun' diyor. Muzaffer, beni aradı. Bir kaza olduğunu söyledi. Yanına gittim. Bana fotoğraf gösterdi. 'Benziyor' dedim. Komutanımızla beraber hastaneye gittik. Benim telefonumu sosyal medyalara paylaşmışlar. Kim paylaşmış onu da bilmiyorum. Öyle bir şey oldu ki artık telefona cevap veremez oldum. Birçok asılsız ihbar geldi. Kolluk kuvvetlerine bildiklerimi anlattım" dedi.
'BENİM KIZIMDAN NE İSTEDİN SEN'
A.G., "N.'yi anlattım. Bana, 'Bir adam 50 bin TL için adam öldürmez' dediler. 4-5 gün hiç uyuyamadım. Yemek de yiyemedim. Artık beynim uyuştu. Bu şekil ifadelere de gittim. En son karakola gittiğim zaman karakol komutanımız da oradaydı. Diğer yarbaylar da oradaydı. Orada, 'Kızım tepeye çıkmamış' dedim. 'Narin görmemesi gereken bir şeyi gördü. O yüzden ona kıydılar. Senin, E.'nin ve B. hariç diğerleri biliyor' dediler. 'Mümkün değil' dedim. 'Önce 5' dediler sonra '5.45' dediler. Saat 7'ye kadar kızımı köyün içine koydular. 'İnanmıyorum' dedim. Bana, 'Şeyma Kaya 4,5'ta senin kızını görmüş' dediler. Sonra bana, 'S. (Narin'in amcası) 18.30'da hızla arabayla köyün içinden senin kızını almış gitmiş' dediler. Dedim, 'İnanmıyorum.' Sonra S. tutuklandı. Sonra S.'nin 2 işçisini yakaladılar. Telefon görüşmesi falan filan. Bu süreç bu şekil devam etti. Benle hanımım karakola gittik. 'Narin, S.'nin aracına binmiyor ama' dediğim zaman bana 'Ama demeyeceksin' dedi. Y. de o arabayla nişana gittiğini söyledi. Ona da 'Sen nasıl böyle bir şey söylersin' dedi. 'Tamam gidin, komutan şu an müsait değil' dedi. Bu vahşi, camide yanıma geldi. Zoruma giden bu oldu. Eli bile titremiyordu, benimle namaz kılıyordu. Benim kızımdan ne istedin sen? Buradaydım, sen ne istedin kızımdan? Tepenin üstünde iki kurşun sıksaydı. Bu adam gözümün içine bakıyordu" diye konuştu. Bu sırada Y.G. de "Allah'ım sen bize yardım et" diyerek bağırdı.
‘NARİN’İN ANNESİNE NAMUSSUZLUK YAFTASI YAPIŞTIRIYOR’
N.B.'ye yönelik A.G., "Senin başına silah dayandığı zaman, S. tutuklandıktan sonra gelseydin. 1700 jandarma personeli vardı. Gelseydi. Bazıları diyor ki itirafçı. Kaçarken yakalandı. Evladım için canımı veririm. Böyle bir Allahsızlık var mıdır? S. yakalandıktan sonra konuşmuyorsun. O namaz seni çarpsın. Öbür dünyada senin imanına, senin dinine davacıyım. Bunun üzerine Narin'in annesine namussuzluk yaftası yapıştırıyor. Avukat Ali, sen televizyonda benim namusum üzerinde konuşuyorsun. Aynaya bak. Tülin doğduğu zaman özürlüydü. Öyle bir gözleri vardı ki. Bu anne 8 yıl boyunca baktı. Kızım sabaha kadar ağlardı. Bu ana o evladına baktı, 8 yıl boyunca baktı. Yukarıda Allah var. Eşimin namusuna da kefilim. Herkes kendi ailesinden sorumludur. Kimse kimsenin iffetine, namusuna laf söyleyemez. Benim kızım eğer bugün orada bir defa ölüyorsam o anne bin defa ölüyor. Benim kızım nerede katledilmiş belli. Bir katilin lafıyla evimin içine giriyor. Gittim, oğlumu öptüm. Oğlum uyandı. Uyanmasaydı, intihar edecektim. Bir insan koltuğundan olmasın diye bir aileyi katlediyorlar. Allah vekil, Narin için tek bir şey yapan devlettir. Diğer insanların hepsi para için, takipçi için. Ben her gün ölüyorum" diye konuştu.
DURUŞMA SALONU KARIŞTI
Anne Y.G., ağlayarak, "Ya Rabb’im sana isyan etmiyorum ama bu vahşiye isyan ediyorum" diyerek bağırdı. Ağabeyi E.G. de sesini yükselterek "Bırakın beni, çıkmak istiyorum" dedi.
Mahkeme başkanı, G. ailesinin gerginlik üzerine salondan çıkartılmasını istedi. H.G. ağır küfürler sarf ederek salondan çıktı. Mahkeme başkanı salonun boşaltılmasını isteyip duruşmaya ara verdi.
DURUŞMA YENİDEN BAŞLADI
Gerginliğin ardından verilen ara sona erdi. Duruşma saat 17.15 sıralarında yeniden başladı. Mahkeme salonuna G. ailesinin yakınları, alınmadı. E.G.'nin avukatı Mustafa Demir'in itirazı üzerine mahkeme başkanı, ailenin tepkisi nedeniyle yakınlarının salona alınmadığını, durumun yarın tekrar değerlendirileceğini söyledi.