Nagehan Alçı: ''O bakanları isim isim biliyorum''
Habertürk yazarı Nagehan Alçı, kabine toplantısında alınan normalleşme kararlarını değerlendirdi. Alçı, "Evet, ne üzücü ki 'Okulları hiç açmayalım' diyen birçok bakan vardı dünkü toplantıda. Hepsini isim isim biliyorum. Onların yaptıklarından ben utanıyorum" ifadesini kullandı.
Habertürk yazarı Nagehan Alçı, 'Kıraathanelerin 6, okulların 2 gün açıldığı ülke' başlığıyla yayımlanan yazısında yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle uzaktan süren eğitim öğretimi değerlendirdi.
Kabine toplantısında alınan normalleşme kararlarına değinen Alçı, "Cumhurbaşkanı Erdoğan kafelerden, restoranlardan, spor salonlarından bahsetti ve hepsinin belli koşullarda açılacağını müjdeledi ama okulların konusunu dahi açmadı dünkü konuşmasında. Eğitim başlığında tek zikrettiği üniversitelerdi. O sırada milyonlarca veli, öğrenci ve öğretmen ekran başındaydı ve hepsi yarın ne olacağını bilmek istiyorlardı" dedi.
Alçı, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'un ilkokulları tam zamanlı açmayı teklif edeceğini hatırlatarak "Ne oldu o teklifin sonucu? Bunu dün bir süre öğrenemedik. Bu belirsizliğin üzerine telefonum kilitlendi. Veli grupları, eğitimciler, doktorlar, arkadaşlar. Hepsi çok haklı olarak en temel sorunun cevabını arıyordu dünkü açıklamanın ardından: Yarın okul var mı?" ifadesini kullandı.
'Bu kadar insani, bu kadar temel bir sorunun cevabının bu kadar muğlak bırakılmaması gerektiğini' söyleyen Alçı, "Burada bir yanlışlık var. Eğitim bu kadar arka sıralarda bir başlık olamaz. Bizim ülke olarak çok ciddi bir sorgulama yapmamız gerekiyor" diye yazdı. Alçı, şöyle devam etti:
"Siyasetçilerden, Bilim Kurulu üyelerine, gazetecilerden akademisyenlere neredeyse kimse çocukların evde, okulsuz, plansız, başı boş bırakılmasına doğru dürüst itiraz etmiyor. Ben Cumhurbaşkanı'nın konuya değinmemesi üzerine 'Birazdan Milli Eğitim Bakanı açıklama yapacak' haberi dönmeye başlayınca umutlandım açıkçası.
'Kusura bakmayın ama dağ fare doğurmuştur'
Milli Eğitim Bakanı müjdeyi bizzat kendisi vermek istiyor diye düşündüm. Demek ki dedim, ilkokulları tam zamanlı açmayı kabul ettirdi Sayın Bakan. Fakirin ekmeği umut işte. Birazdan basın açıklaması geldi. Şehirlerde ilkokullar yarından itibaren yine haftada 2 gün, ortaokul ve liseler ise önümüzdeki haftadan itibaren 2 gün yüz yüze eğitime dönecek.
Kusura bakmayın ama dağ fare doğurmuştur. 2 gün okulu açmak ile eğitime dönüş olmuyor. İlkokulları 2 gün açmak velilere de yaramıyor. Ne çocukları evde olduğu için işlerini bırakmak zorunda kalan kadınlar işe geri dönebiliyor ne çocuklar okul alışkanlığını kazanıyor.
'Okulları hiç açmayalım' diye bastıran bakanlar bu enkazdan sorumludur
Bilhassa ilkokulları tam zamanlı açmak çok daha doğru, bilimsel verilere uygun ve faydalı olurdu. Ama maalesef bu ülkede yalnızca kadının değil eğitimin de adı yok. Kahvehaneler, halı sahalar ve AVM'ler açılabiliyor ama okulların ‘çok riskli’ bulunduğu bir ülkede yaşıyoruz."
Alçı, dünyanın hiçbir yerinde risk sıralamasının bu şekilde olmadığını söyledi. "Başka hiçbir yerde kıraathaneler açılırken okullar sadece 2 gün eğitim vermiyor. Kimdir bunun sorumlusu?" diyen Alçı, "Şundan eminim, şayet okulların kapalı olmasına toplumda ciddi bir itiraz yükselseydi, medya bu konuyu işlemeye değer bulsa, veliler ortak ses çıkarsa, eğitimciler avaz avaz bağırsaydı Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk kabinede 'İlkokulları haftada 5 gün açalım' önerisi getirdiğinde kabinenin hatırı sayılır bir kısmı 'Toplumda böyle bir istek yok' rahatlığı ile bu öneriyi reddedemezdi" görüşünü dile getirdi.
'Gelecek kuşaklarını adeta bir milli mutabakatla böylesine feda edebilen bir ülke daha ileri gidemez'
Alçı, "Çok üzülerek söylüyorum: 6-18 yaş arası kuşağın enkaz haline gelmesinden ülke olarak hepimiz sorumluyuz. Az ya da çok" ifadesini kullandığı yazısında şunları kaydetti:
"Ama sanırım 1.5 yılın ardından dün kabine toplantısında hala 'Okulları hiç açmayalım' diyebilen bakanlar, ekonominin, turizmin çarkları dönsün diye çocukların hayat çarklarını durduranlar diğerlerinden çok daha fazla sorumlu. Evet, ne üzücü ki 'Okulları hiç açmayalım' diyen birçok bakan vardı dünkü toplantıda.
Hepsini isim isim biliyorum. Onların yaptıklarından ben utanıyorum. 20 yıllık bir gazeteci olarak şunu görüyorum, gelecek kuşaklarını adeta bir milli mutabakatla böylesine feda edebilen bir ülke daha ileri gidemez. Zaten gitmeyecek de... Orta düzey bir ülke olarak kalmaya mahkum Türkiye. Eğitim şart diyen profesörlerin bile eğitime önem verdiğine inanmıyorum. 'Eğitim şart' Cem Yılmaz’ın repliğinden öte bir anlam taşımıyor."