Milyonda bir ihtimal onları vurmuş !

Antalya'da 2 kişinin hayatını kaybettiği tekne kazası ile ilgili açıklama geldi.

Sınırlı Sorumlu 200 No'lu  Akdeniz Yelkenli ve Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi Başkanı Ahmet Lavaşçı,  Antalya'da iki kişinin hayatını kaybettiği tekne kazasının hortum nedeniyle  meydana geldiğini belirterek, "Herhangi bir evrakta eksik, prosedür dışı bir şey  olduğu an burada ticaretimizi uygulayamayız. Kara gibi değil denizdeki  ticaretler. Çok daha sıkı denetimleri olan bir işteyiz." dedi.

Lavaşçı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 3 Eylül'de yaşanan  fırtınada tur teknesinin batmasının "doğal afet"ten kaynaklandığını söyledi.

Limandan sabah ayrılan teknenin dönüş yolunda fırtınaya yakalandığını  anlatan Lavaşçı, şunları belirtti:

"Milyonda bir ihtimal dediğimiz ihtimal, tam teknenin bulunduğu  noktaya hortumun tesadüf etmesi, 30 metre büyüklüğündeki teknenin alabora  olmasına sebebiyet vermiştir. Bizler, bütün tekneciler olarak canla başla anında  müdahale ettik. Keşke o iki kişi de ölmeseydi. O kalabalıkta o iki kişinin makine  dairesi ve mutfak kabini dediğimiz alana indiğini düşünemedik. Can yelekleriyle  ıslanmayalım diye girmişler. Halbuki en tehlikeli yere can yeleğiyle girilmesi,  su basıncıyla oluşunca sıkışıp kalmışlar." Lavaşçı, kazada ölen Serap Çelik ile  Lübnan uyruklu Samira Frayha'nın ailelerine başsağlığı diledi.

Kazada ihmal iddialarını kabul etmeyen Lavaşçı,  batan teknenin 110  olan yolcu kapasitesini aşmadığının anlaşıldığını dile getirerek, şöyle dedi:

"Herhangi bir evrakta eksik, prosedür dışı bir şey olduğu an burada  ticaretimizi uygulayamayız. Kara gibi değil denizdeki ticaretler. Çok daha sıkı  denetimleri olan bir işteyiz. Biz insanları eğlendirmeye, gezisini yapmaya,  ülkemizi tanıtmak için hizmet etmeye varız. Biz hiç kimsenin denize çıkıp da  burnunun dahi kanamasını istemeyiz. Bütün gerekli önlemlerin tamamı  teknelerimizde vardır. Burada kasıt aramak çok yanlıştır. Limanda kapasiteleri  farklı 45 gezi teknemiz var. Turizme hizmet veriyoruz. Hiçbirinde eksik yok."

Teknelerin denetimlerinin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme  Bakanlığı Antalya Liman Başkanlığınca yapıldığını vurgulayan Lavaşçı, her yıl  teknelerin limana karaya bakım için çekildiğine dikkati çekti. Lavaşçı, "Karaya  bakıma çekilmeyen teknenin ticaret yapması, denizde hareket etmesi yasaktır.  Tekneler, kontrol yapılıp uygunluk raporu alındıktan sonra ticarete devam eder."  diye konuştu.

Lavaşçı, tutuklanan tekne kaptanı Aydın Topaç'ın da suçsuzluğunun  ortaya çıkıp serbest bırakılmasını diledi.

"Bir şey çarpmış gibi, rüzgar vurunca tekneyi yatırmış"

Deniz Ticaret Odası Antalya Şubesi Başkanı Bekir İnanç Kendiroğlu da  kazanın hava koşullarından kaynaklandığını, teknenin halk arasında hortum olarak  adlandırılan denizde aniden "rüzgar koridoru açılması" sonucu alabora olduğunu  düşündüklerini ifade etti.

Teknelerin herhangi bir eksik belgesi, evrakı ya da kontrol edilmemiş  bölümünün bulunmasının mümkün olmadığına işaret eden Kendiroğlu, teknelerin  kontrollerinin ve denetimlerinin düzenli yapıldığının altını çizdi.

Kendiroğlu, o gün kentte fırtına beklentisi ve meteorolojik uyarı  olmadığına da işaret etti.

 Antalya Liman Başkanlığınca detaylı incelemeler yapılıp rapor  hazırlanacağını ve oda olarak kendilerinin de komisyona eşlik edeceklerini  bildiren Kendiroğlu, şu değerlendirmede bulundu:

"Görüntülerden görebildiğimiz kadarıyla teknede herkese yeterli  miktarda can yeleği var. Hatta kazanın ardından birçok kazazedeye ifadeleri  alınırken tercümanlık yaptım. Yolcular, 'Bir anda oldu her şey' diyorlar. Bir  anlık tekneye bir şey çarpmış gibi, rüzgar vurunca tekneyi yatırmış, kalkmış.  Tekne, ikinci hava darbesiyle komple yatmış.Talihsiz bir kaza olmuş. Daha açıkta  olsaydı daha tehlikeli sonuçlar ortaya çıkabilirdi. Rüzgar koridoru oluşması,  zaman zaman olabilen bir şey. Belki bir tekneye böylesi ilk defa denk gelmiştir."

"Liman Başkanlığı onayıyla yola çıkıldı"

Çıkarıldığı mahkemece, "taksirle ölüme sebebiyet vermek" suçlamasıyla  tutuklanan tekne kaptanı Aydın Topaç'ın avukatı Tuğba Uysal Sağır ise 79 yolcu  ile denize açılmadan önce Liman Başkanlığında onay alındığını ve müvekkilinin  hava koşullarına ilişkin de herhangi bir uyarı olmadığını söylediğini aktardı.

Topaç'ın mahkemedeki ifadesinde, hava şartlarının kötüleşmesiyle  yolculara can yeleklerini dağıttıklarını belirttiğini dile getiren Sağır, bu  sırada denizde fırtınanın etkisiyle girdap oluştuğunu, teknenin batmasında  müvekkilinin herhangi bir ihmali bulunmadığını savundu.

Sağır, mürettebatın yaşananlar sırasında ellerinden geleni yaptığını  söyleyerek, "Ölen kişiler denizden çıkarıldığında üzerlerinde can yelekleri  buluyordu. Ölen iki kişi de eğer aşağı inmeseydiler, gemi mürettebatını dinlemiş  olsalardı, bugün yaşıyor olabilirlerdi." sözlerine yer verdi.

Antalya'da 3 Eylül'de Kaleiçi Yat Limanı'ndan günübirlik tura çıkan,  dönüş yolunda fırtınaya yakalanan, su alarak yan yatan "Kurt C" adlı teknedeki 86  kişiden 84'ü kurtarılmıştı.

Serap Çelik ve Lübnan uyruklu Samira Frayha'nın cenazeleri ise  dalgıçlar tarafından olayın ardından batan tekneden 4 Eylül'de çıkarılmıştı.  Olayın ardından gözaltına alınıp adliyeye sevk edilen tekne kaptanı Aydın Topaç  tutuklanmış, tekne çalışanları S.K. ve A.K. ile tekne sahibi H.K. ise adli  kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.

Sonraki Haber