MHP'li başkan DİSK üyesi işçileri işten çıkardı !
İzmir'in Aliağa Belediyesi'nde son iki ayda 179 işçi işten çıkartıldı. Tazminatları ve mayıs ayı maaşları halen yatırılmayan işçilerin, direnişi sürüyor.
İzmir Aliağa Belediyesi’nde son iki ay içinde 179 personel işten çıkarıldı. MHP’li Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar, önce işçilerin görev yerlerini değiştirdi; ardından 179 işçiyi işten çıkardı. İşten çıkarılmalarının ardından kıdem ve ihbar tazminatlarını alamayan işçilerin, mayıs ayı ücretleri de halen yatırılmadı. Aliağa’daki Demokrasi Meydanı’nda “Direniş Çadırı” kuran belediye işçileri Gazete Duvar’dan Nuray Pehlivan'a yaşadıkları süreci anlattı.
ÜYELERİNİZİ İŞTEN ATTIK, SİZE İHTİYAÇ KALMADI
Belediye Başkanı Serkan Acar’ın 31 Mart yerel seçimlerinden önce işçileri ziyaret ederek yaptıkları hizmetleri için teşekkür ettiğini ifade eden Aliağa Belediyesi İşyeri Baş temsilcisi Doğan Şah Aydın, aynı işçilerin seçimlerden sonra Serkan Acar tarafından bu kez sürgüne gönderildiklerini anlatıyor:
"Belediye Başkanı özellikle yıllarca büroda çalışan kadın işçileri çöp toplama, çapa, kaynak atölyesi gibi işlere gönderip yıldırma politikası ile istifa etmeleri için mobbing üstüne mobbing uyguladı. Mobbing uygulamalarının bir sonuç vermediğini görünce 11 Haziran 2019 tarihinde sendika temsilcileri hariç bütün sendikalı kadrolu işçilerin iş akitlerini tek taraflı olarak fesh etti. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. Maddesi doğrultusunda “Teknolojik gelişmelere bağlı olarak insan gücüne duyulan ihtiyacın azalması, gelirin azalması” gibi hiçbir gerçekliği ve karşılığı olmayan gerekçelerle işçilere tebligat yapıldı. Benim gibi belediyede çalışan sendika yöneticisi ve işyeri baş temsilcilerine de iki gün sonra yapılan tebligat ile “İşyerindeki tüm sendikalı çalışanların iş akidleri fesih edilmiştir’ denilerek adeta "Üyelerinizi işten attık, size de ihtiyaç kalmadı’’ dediler.’’
40 İŞÇİ EKONOMİK VE SOSYAL SEBEPLERLE TEKLİFİ KABUL ETTİ
Aydın, çıkarılan diğer işçilerle birlikte işe iade davası açtıklarını söylüyor. Belediyenin davalarını geri çekmeleri karşılığında bir protokol imzalatmaya çalıştığından söz eden Aydın, şöyle devam ediyor:
‘Yıllarca Aliağa Belediyesi’ne hizmet vermiş olan emekçi arkadaşlarımızın 79’u şirket çalışanı, 100’ü kadrolu olmak üzere 179 işçinin halen içeride Mayıs ücreti ve ikramiyelerini yasal süresi geçtiği halde ödememeleri ‘’insanları açlıkla terbiye etmek’’ gibi faşist bir düşüncenin ürünüdür. Yine hazırladıkları bir protokol ile işten çıkarılan işçilere işe iade davasından vazgeçerlerse ihbar ve kıdem tazminatının 3 ay içinde ödeneceği garantisi ile ahlaksız bir teklifte bulunmuşlardır. 100 kadrolu işçinin 40’ı bu teklifi, içinde bulundukları ekonomik ve sosyal sebepler nedeniyle kabul ederken 60 işçi arkadaşımız teklifi kabul etmeyerek; hukuksal süreç sonucunda işe iade edilecekleri inancıyla mücadelelerine devam ediyorlar.’’
TAMAMEN ATIL BİR VAZİYETTE BIRAKILDIK
26 senedir Aliağa Belediyesi Sosyal Kültürel ve İdari İşler Müdürlüğü’nde çalışan Semra Boracı’ da belediyedeki diğer işçiler gibi işten çıkarıldı. Yaklaşık 2 aydır işine geri dönme talebiyle Aliağa Meydanı’nda kurdukları çadırda direnen Boracı, işlerinden atılmadan önce de kendilerine mobbing uygulandığını anlatıyor:
‘Ben işe başladığım günden beri büroda çalışıyorum. Birçok arkadaşımız da benim gibi işe girerken nerede kadro boşsa o kadrolardan işe alınmış. Bir gün iş yerine ‘’Herkes kadrosunun bulunduğu müdürlüğe gidecek’’ diye bir yazı geldi. Arkadaşlarımıza özellikle Ramazan ayında çapa yaptırıp, çöp toplattırdılar. Bizi de Gençlik Merkezi’ne gönderdiler. Taşerondan çalışan arkadaşlarla birlikte tamamen atıl bir vaziyette bırakıldık. İçlerinde kadrolu olarak sadece ben vardım. Bu süreçte atılma korkusu aklımdan bile geçmediği için 2 hafta boyunca taşerondan çalışan arkadaşları teselli etmeye çalıştım. Hepsi uzun yıllar büroda çalışmış, eline süpürge dahi almamış mühendis ve mimar arkadaşlardı. Yıllarca çalıştığımız iş yerinde bu şekilde mobbing uygulanması hepimizi çok üzdü.’’
YERİMİZE ROBOT MU ALDILAR Kİ BU İŞİ YAPTIRACAKLAR?
Gönderildiği merkezde çalışırken yaklaşık 1 ay sonra yeniden belediyede toplanmaları talimatı verildiğini söyleyen Boracı sözlerine şöyle devam ediyor:
‘’Sabahın erken saatinde gittik ve iş akdimizin feshedildiğini öğrendik. Hepimiz şok olduk. Gerekçe olarak teknolojik gelişme ve ekonomik gelirin azalmasını sebep gösterdiler. Bizim yerimize robot mu aldılar ki bu işi yaptıracaklar? Zaten yerimize başkalarını almaya başladılar bile. Şimdi yeni işe aldıkları gençler ‘Biz Asenayız’’ diye geziyorlar. Bu nedenle buradaki esas amaç sendikayı bitirmek. Oysaki bizim sendikamızın içinde her görüşten insan var. Hatta bu seçimde Serkan Acar’a oy veren arkadaşlar da var. Çok açık söylüyorum. Buradaki herkes emeğiyle evine ekmeğini götüren insanlar. Yani bizim emeğimiz ve ekmeğimiz çalındı. Hak edişimizi hala alamadık. Engelli kadrosunda olan arkadaşlarımız dahi çıkarıldı.’’
HALK ONA BU YETKİYİ HİZMET İÇİN VERDİ
Aliağa Belediyesi çalışanları adına mağduriyetlerini dile getiren Boracı, ‘’Onurumuzla ekmeğimizle oynandı. Belediye Başkanı yük olduğumuz için çıkarıldığımızı söylüyor. Meclis toplantısında yaptığı açıklamada ‘’Ben yetkiyi halktan aldım. İstediğimi alır, istediğimi çıkartırım’’ dedi. Halk ona bu yetkiyi hizmet için verdi. İnsanları ekmeğinden etsin diye değil! Şimdi Aliağa halkı kendisine bu kadar işçiyi çıkarıp kamuyu zarara uğratmanın bedelini sormalı. Mesela ben normal yollarla çıksaydım alacağım para belliydi. Ama şimdi bu kadar işçi alacağı parayı faiziyle alacak.’’ diyerek, ‘’Bu paralar Aliağa halkının vergileriyle ödenmeyecek mi?’’ diye soruyor.
BU KADARINI HİÇBİRİMİZ TAHMİN ETMEDİK
‘Hepimiz bir gecede kapının önüne koyulduk. Belediyede DİSK’e bağlı kadrolu çalışan kalmadı.’’ diyen Demet Uğur, aniden işten atılmasının şaşkınlığını hala üzerinden atamamış.
‘’19 yıldır belediyenin birçok döneminde, birçok biriminde görev yapmış bir insanım. İş akdimiz feshedilmeden önce bizi sürdüler. Büroda çalışıyorum ama kadrom Park ve Bahçeler Müdürlüğü’ndeydi. Belediyede çalıştığım 20 yıl boyunca hiç saha deneyimim olmadı. Saha deneyimi olmayan bir insanı hiçbir eğitime tabii tutmadan parklara, çöpe göndermek trajikomik bir durum. Orada çalıştırdıkları işçi bir problem yaşasa bir sürü yasal yükümlülük devreye giriyor. Mesela benim ayağımda doğum sonrası yaşadığım bir problem vardı. Aldığım raporu göstermeme rağmen sahada görevlendirdiler. Sürüldüğüm birimin amiri beni, park, bahçe ya da serada bile çalıştırmadı. Çanakkale yoluna çapa yapmaya gönderdi. Yine de itiraz etmedim gittim. Hiçbir arkadaşımız da itiraz etmedi zaten. Herkes verilen görevi yaptı. Bu nedenle ani bir şekilde işten çıkarılabileceğimizi aklımızdan bile geçirmedik. Bu şekilde direnişimizi devam ettirir, tekrar eski iş kollarımıza döneriz diye düşünüyorduk. Bu kadarını hiçbirimiz tahmin etmedik. Ama biz DİSK’e bağlı sendikalı işçileriz. Direnmenin ne olduğunu iyi biliriz. Buna vakıfız… Direnmenin en güzel örneğini gösteren SİBAŞ işçilerinin birbirlerine kenetlenmiş hali de bizim için bir moral oldu. Onlar mücadelelerinin sonunda aldıkları başarıyı bize de geçirdiler.’’