Meteoroloji Genel Müdürü'nden korkutan sel açıklaması
Türkiye, son 38 yılın en çok yağış alan mayıs ayını yaşadı. Birçok kenti vuran sellerin nedenini Meteoroloji Genel Müdürü İsmail Güneş anlattı.
Kentlerde dere yataklarında yapılaşmaya gidildiğine dikkat çeken Meteoroloji Genel Müdürü İsmail Güneş, “Ankara Mamak’ta en son arabaların üzerinde yüzdüğü yer dereydi. Derelerin üzeri kapatılmaz, üzerine ev yapılmaz. Kapatılan yerleri, dere bir gün tahrip edip geri alır, suyla şaka olmaz.
Şehirler eski olduğu için bazı şeyler değiştirilemiyor ama yerel yönetimlere bu konuda iş düşüyor” ifadesini kullandı. Risk durumunda aralarında valiler, kaymakamlar, belediye başkanları ve muhtarlardan oluşan 50 bin kişiye bilgilendirme mesajları gönderdiklerini söyleyen Güneş, erken uyarı sistemi için AFAD’la görüştüklerini kaydetti.
Gazete Habertürk’ten Esra Nehir'in haberine göre, Türkiye’nin dört bir yanına yerleştirilen 20 radardan alınan görüntülerle anlık izleme yapabildiklerini belirten Güneş, “Erken uyarı sistemini kurduk diyebiliriz. Vatandaş kendi hava tahminini kendisi de yapabilir” dedi. Öte yandan Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün araştırmasına göre, yapılaşma nedeniyle kırsal ile şehir arasındaki sıcaklık farkı 3.4 dereceye yükseliyor.
Meteoroloji’nin öğleden sonra yaptığı ölçümde şehir merkezlerinde sıcaklık 32.8’e ulaşırken, aynı saatlerde endüstri bölgesinde termometre 31.1’i, parklarda 30 dereceyi gösterdi. Yine aynı saatlerde sıcaklık kırsal banliyölerde 30.6, kırsaldaki yeşil alanda ise 29.4 derece olarak ölçüldü.
Türkiye, son 38 yılın en yüksek yağış alan 3’üncü mayıs ayını geride bırakıyor. Yurt genelinde yağışlar, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 30.3 arttı. Özellikle büyükşehirlerin bazı bölgelerinde afete dönüşen ani şiddetli yağışların sebebini, Meteoroloji Genel Müdürü İsmail Güneş anlattı. Nüfus artışı ile sayısı her geçen gün artan yüksek binaların hava sıcaklığını etkilediğini söyleyen Güneş, şunları dedi:
‘İNSAN SELİ ‘ISI ADACIĞI’ OLUŞTURDU’
“Yağışların şiddetinin artmasının nedeni hava sıcaklığındaki artış. Şu ana kadar uzun yıllar ortalamasının üzerinde seyretti. İlkbaharda güneşlenme ile yer ısındı. Bir diğer husus da büyükşehirlerdeki nüfus artışı. Nüfus arttıkça bulunduğumuz yerin sıcaklığını artırdık. Bir odada 3 yerine 15 kişi olursa o odanın sıcaklığı yükselir. İnsanların bir araya gelmesi aynı zamanda bir ‘ısı adacığı’ oluşturdu. Vücut ısılarımız havanın sıcaklığını artırdı. Isınan hava yükseldi ve atmosferin üst kısmında soğuk hava tabakasına çarptı.
Sonuçta bu tür hadiseler meydana geldi. Son 20 yıldır hava sıcaklıkları artıyor. Sürekli ısınıyoruz. İklim değişikliğinin ana belirtisi bu. İstanbul ve Ankara’da ortalama hava sıcaklığı artış gösterdi, bunun bilimsel çalışmasını yaptık. Büyükşehirlerde bir ‘ısı adacığı’ oluştu diyebiliriz. Yerleşim yerlerinin büyümesi ile sıcaklığın arttığını biliyoruz. İlkbahar mevsimleri, eğer tedbirler alınmazsa bu şekilde geçecek gibi görünüyor.”
‘YÜKSEK BİNALAR, ASFALT YOLLAR...’
Meteoroloji Genel Müdürlüğü’ne göre, özellikle İstanbul, Ankara gibi büyükşehirler, değişen yapı malzemelerine bağlı olarak güneşten gelen radyasyonu daha fazla tutuyor ve geri yansıtmada geciktirici rol oynuyor. Şehirlerin dikey gelişimi, gelen radyasyonun emilme sayısını artırarak şehir kanyonları üretiyor ve şehir ısı adası etkisini büyütüyor.
Şehirlerde oluşan ısı adaları, sadece hava sıcaklığını değil rüzgârı da etkiyor. İsmail Güneş de büyükşehirlerdeki gökdelen tipi yüksek yapıların da hava sıcaklığını etkilediğine dikkat çekiyor.
Şehircilikle ilgili bilimsel bir çalışma yapmadıklarını ancak sıcaklık artışlarında yüksek binaların da etkisi olduğunu düşündüklerini dile getiren Güneş, “Dışı tamamen cam ya da yansıtıcı maddeyle kaplanmış binalar sıcaklığı yansıtıyor ve mutlaka etkisi oluyor” diye konuştu. Güneş, şiddetli yağışların afete dönüşmesinde şehirlerdeki yetersiz altyapının etkili olduğunu vurguladı:
“Yollar asfalt, çatılar beton; düşen yağmur toprağa değmeden akışa geçiyor ve sel meydana geliyor. Türkiye’de su bilimi ve meteoroloji dikkate alınarak şehirleşme yapılmıyor. En büyük sıkıntılardan biri bu. Belediyelerin altyapıyı şiddetli yağışlara karşılık verecek şekilde dizayn etmesi lazım. Büyük kentlerde kentsel dönüşüm iklim değişikliğini de esas alarak planlanmalı.
Kanalizasyon ve yağmur suyu sistemi ayrı yapılmalı. Düşen yağmur sularını eğer ayırabilirsek tarım ve bahçelerde sulama suyu olarak kullanılabilir. Belediyeler maliyetli olduğu için iki ayrı sistem yapmak istemiyorlar ama yeni yapılan yerlerde bunları yapmak lazım.”
HAVA 3.7 DERECE ISINACAK, YAĞIŞ AZALACAK’
2100 yılına ilişkin 3 kademeli projeksiyon yaptıklarını anlatan Güneş, şunları söyledi: “Küresel ısınmayla ilgili önlem alınmazsa, kötümser senaryoya göre 2100 yılında sıcaklıklar, uzun yıllar ortalamasına göre 2.5-3.7 derece yükselecek. 2010’da 15.5 ile en yüksek ortalama sıcaklığı görmüştük.
ahminimize göre 18.5 dereceleri görebiliriz 2100 yılında. 2050’den sonra Doğu Akdeniz ve Güneydoğu’da yağışlarda yüzde 15-20’lere kadar azalma görülecek. Doğu Karadeniz’de ise şiddetli yağış meydana gelecek. 4 yıl önceki verilere dayalı bu tahminler, bu yıl yenilenecek.”
HAVA NASIL OLACAK?
BU yaz Türkiye genelinde hava sıcaklıkları mevsim normallerinin üzerine seyredecek. Haziran, temmuz ve ağustosu kapsayan 3 aylık tahminlere göre, hava sıcaklıkları iç kesimlerde mevsim normallerinin 1-2 derece, diğer yerlerde ise 0.5-1 derece üzerine çıkacak.