Meral Akşener: İstediğini söyleyen istemediğini duyarmış
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, "sözde Cumhurbaşkanı" tartışmalarına yönelik, "Balık baştan kokarmış. Anadolu'da bir söz vardır 'İstediğini söyleyen istemediğini duyarmış' diye." açıklamalarında bulundu.
Avcılar'da esnafı ziyaret ederek sorunlarını dinleyen İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, ziyaretinin ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Akşener, "Sözde Cumhurbaşkanı" tartışmalarına ilişkin bir soru üzerine şunları söyledi:
"Balık baştan kokarmış. Anadolu'da bir söz vardır 'İstediğini söyleyen istemediğini duyarmış' diye. Bütün bunları başlatan, bu sert dili başlatan Sayın Erdoğan bir türlü AK Parti Genel Başkanlığından sıyrılıp, hepimizin Cumhurbaşkanı olmayı istemedi, yapmadı ve böyle bir tavra girmedi. Şimdi herhalde bir 15-20 gün bu kavga devam eder. Bir algoritma var Türkiye'de FETÖ'cü, sonra darbe, sonra hain, şimdi de 'sözde' oldu, etti dört algoritma. Dön baba dönerek bunları konuşmaya devam edeceğiz. İYİ Parti olarak bu gündemi reddediyoruz. Bu gündem basın emekçilerinin derdini anlatmıyor, bu gündem gezdiğimiz esnafın derdine bir çare getirmiyor. Bu çirkin dil dönüyor, dolaşıyor sahibini buluyor bumerang gibi. Israrla bu tavrı, bu dili bu davranışı reddetmeye devam edeceğiz ki sizleri konuşabilelim diye. Dün iki dakika pandemi 20 dakika CHP'nin her bir kademesindeki insanına bağırdı. Dün AK Parti Genel Başkanı gibi bile değildi, AK Parti'nin propagandadan sorumlu kişisi konumundaydı. O da doğru bir davranış değil."
"BEN YARGITAY'A SÖYLÜYORUM, SAYIN ERDOĞAN SEN BUNU DUY"
Meral Akşener, "Eve dön" çağrısına ilişkinse, "Cumhur İttifakı'nın ortakları arasında böyle bir algoritma var. Eve davet konusunu artık konuşmuyorum onu çok ayıp buluyorum, Türk siyasetinde olmayan bir tavır. HDP'nin kapatılmasına ilişkin tavır yine Sayın Erdoğan'a yönelik bir açıklama. Yani, 'Ben Yargıtay'a söylüyorum, Sayın Erdoğan sen bunu duy.' Ortakların basın yoluyla dolaylı bir görüşme sistemleri var. Bu hususta Sayın Erdoğan'a kolaylıklar diliyorum." değerlendirmesini yaptı.
"ERDOĞAN SEÇİLEMEYECEĞİNİ GÖRDÜ"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bazı partilerin liderleri ve önde gelen isimleriyle yaptığı görüşmelere de değinen Akşener, şöyle konuştu:
"2023 veya daha önce yapılacak bir cumhurbaşkanlığı seçiminde Sayın Erdoğan’ın seçilemeyeceğini gördüğünü görüyorum. Buradan anladığım o. Bizim siyasi partimiz ben ve arkadaşlarıma makam elde etmek üzere kurulmuş bir siyasi parti değil. İkincisi 2017'de partili cumhurbaşkanlığı referandumuna, biz buna karşı durmuştuk ve haklı çıktık. Eğer bir sandalye, makam derdinde olan bir şahıs olmuş olsaydım zaten 2015 seçimleri sonrası şahsıma teklif edilen başbakan yardımcılığı teklifini reddetmez, kabul ederdim. Nitekim kabul eden arkadaşlar oldu. Bunları bir bütün olarak topladığımızda, Sayın Erdoğan'a bir teklifim var; Memleket Masası teklifi. Bayram öncesinde bu FETÖ'cülük, darbecilik konuşulduğu bir dönemdi, Suriye'de Libya'da işler kötüydü, ekonomi kötüydü. Bütün bunlar olurken, 'sen FETÖ'cü, sen darbeci' üzerinden yapılan konuşmaların Türkiye'ye zarar getirdiğini söyleyip, Sayın Erdoğan'a, 'Hem kendi Cumhur İttifakı birleşenlerini hem de muhalefetin mensuplarını ister tek tek, ister grup olarak davet et ve dış politikaya ilişkin, ekonomiye ilişkin onları dinle.' demiştim. Hala bu sözümün arkasındayım. Bizim hiçbir zaman hiçbir siyasi parti ile gizli saklı ilişkilerimiz olamaz. Olmadı bugünden sonra da olmayacak. Bu görüşte devam ediyorum. Sayın Kılıçdaroğlu'nun da olduğu bir masadan bahsediyorum."
"MELİH BULU'NUN YERİNDE OLSAM AFFIMI İSTERDİM"
Boğaziçi Üniversitesi'ndeki gelişmelere ilişkin ise Akşener, "Boğaziçi Üniversitesi'nin bir geleneği var, orada bulunan, köklü Boğaziçili hocalardan bir kişiyi atayamaz mısınız? Bunların tamamı 'Ben istersem olur' tavrıdır. Sayın Melih Bulu'nun yerinde olsam affımı isterdim. Bu kadar istenmiyorsun, bu durumunda o öğrencileri nasıl yönetir, o hocaları nasıl yönetir. Bu gerginliğe, bu çirkinliğe müsaade etmezdim, eğer bir bilim insanıysanız. Bütün bunlar baştan aşağı yanlış." ifadelerini kullandı.
Birkaç gün önce yaptığı bir açıklamada, cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi telefon aldığını söylediğinin hatırlatılması üzerine Akşener, "Ben çok açık bir insanım. Birinci turda muhalif seçmenin öyle bir ruh hali oldu ki 'birinci turu alıyoruz ve bu hanım aday olduğu takdirde bu birinci turu zora sokuyor' inancı oluştu." dedi.
Akşener, sözlerini şöyle tamamladı:
"Beni CHP'den veya bir başka yerden yöneticiler aramadı, yanlış anlaşılmasın. Beni sokakta insanlar aradılar ama nasıl insanlar? Çeşitli siyasi partilere oy verip, bu defa partili cumhurbaşkanlığı sisteminden kurtulmak isteyen aklı başında kanaat önderi bir kişi de değil epey insan aradı. Son 15 gün kala dediler ki 'Meral Hanım istifa et, birinci turda alıyoruz.' Ben de kendilerine bunun böyle olmayacağını anlatmaya çalıştım. Benim orada anlatmaya çalıştığım şey şuydu, gerçeklik duygusunu kaybedersek eğer sonuç alamayız. O gün öyle bir heyecan yaşandı ki 'birinci turu alıyoruz'. Sonra alınamayınca fatura Sayın İnce ile bana çıktı. 'Niye gidip YSK ile dövüşmediniz?' diye. Sonuç itibarı ile gerçeklik duygusunu kaybetmeden, 31 Mart umudunu kaybetmiş muhalif seçmenin başarma duygusunu tahkim etti. Bu iki farkı anlatmaya çalıştım."
Daha sonra Meral Akşener, Beylikdüzü'ne geçerek burada da esnaf ziyaretleri gerçekleştirdi.