Mansur Yavaş'tan ''lüks araç'' açıklaması: 2 yılda 70 milyon lira tasarruf ettik
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, "Teke Tek" programında Fatih Altaylı'nın sorularına cevap verdi.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, HaberTürk TV'de Teke Tek programında Fatih Altaylı'nın sorularını yanıtlıyor.
FATİH ALTAYLI: Korana vakaları yeniden patladı. Ankara bir ara çok kötüydü, sonra toparladı. Şimdi Ankara'da durum ne? Belediye olarak korona ile mücadelede özel bir şey yapıyor musunuz?
MANSUR YAVAŞ: Birlikte yapıyoruz. Belediye olarak taksilerde şoför koruma kabinleri yaptık. Otobüslerimizde de aynı şekilde korumalar var. Otobüs şirketimiz EGO zarar ediyor. Zaten otobüs sayımız az.
Karar alıyoruz, yarısını bindireceğiz diyoruz. Zarar artıyor, ancak katlanıyoruz. Otobüs almadan geçince vatandaş şikayet ediyor. Bir ara birçok insan 'koronaya inanmıyorum' diyordu. Vefat sayısı artınca insanlar korkudan tedbir almaya başladılar.
Evlerde kısıtlı kalmanın da bir süresi var. Şu anda maalesef üçüncü dalgayı yaşıyoruz. Belediyemizde maalesef 11 vefat var. 30 binin üzerinde çalışanımız var. Birkaç ay önce vakalar 2 binin üzerindeydi. Mümkün olduğu kadar en az çalışma, evden çalışabileceklerin gelmesini istemiyoruz. Vatandaşımızın da gelmesini istemiyoruz. HES kodu olmadan almıyoruz.
Kim dezenfektan isterse gönderiyoruz. Biraz da tabii ki hükümetin yerel yönetimlerle yan yana gelmesi lazım. Toplantılar yapması lazım. Bence yeniden sert tedbirler almamız gerekiyor.
ALTAYLI: Belli merkezlerde konteynerler koymuştunuz. Ateş ölçümü ve bazı testler yapıyordunuz. Sonra niye kapattınız?
YAVAŞ: İzin verilmedi, 'bu pandemi hastanelerin görevi' dediler. Halbuki biz ateşi ölçüyorduk. Aradan zaman geçti. Daha sonra heryerde herkesi ölçmeye başladık. Ben yine de işbirliği yapılarak işin önünün alınacağını düşünüyorum.
ALTAYLI: Gerek siz gerek İzmir'in yardım kampanyaları vardı. Oradaki toplanan paralar ne oldu?
YAVAŞ: Toplanan paralar devlette, bekliyor. Bizim yardım topladığımız hesap belediyenin kendi hesabı. O günlerde sayın İçişleri Bakanı 'Birisi belediyeye parayı yatırırsa karışamayız' dedi. Sonuçta yargının olumlu karar vereceğini düşünüyorum. 3,5 milyon civarında vatandaşın parası var.
Hesaplar donduruldu. Bugün bir kampanya başlattık. Madem siz bizim bu şekilde yardım yapmanızı istemiyorsunuz. Bir elin diğer eli görmeyeceği şekilde insanlar arasında dayanışma yaptık. Bizler yardım isteyenleri yayınlıyoruz.
Daha sonra mesajlaşma sistemiyle hesabına 500 TL'yi yatırabiliyor. Kimse kimseyi görmüyor. Bazen bankadan parayı alan insan telefon numarasını görüp teşekkür ediyor. Şu ana kadar bu yardımlarda 500 bini aştık. 335 bin aileye gıda desteğinde bulunmuştuk.
Maddi destekler, yakıt desteği var. Bizden tablet isteniyor. Okuyan çocuklara üç boyunca internet yüklettik. Ankara'nın köylerine internet götürdük. Okullarda, camilerin uygun yerlerine interneti verdik. Çocuklara belli mesafelerde o internet erişiminden yararlanmalarını sağladık. Korona olanlar dışarı çıkamıyordu.
Yemek yapamayanlara düzenli yemek gönderdik 15 bin civarında. 77 bin kişinin su faturası ödendi. Ankarakart'a para yükledik. Bilgisayar yardımları yapıldı. Herkese ulaşmaya çalıştık. Gerçekten Ankara halkı bu konuda güvenli. Kimse kimseyi görmeden birbirine yardım yapıyor. Bakkal veresiye defteri kapatılması da çok tuttu.
İnsanlar Çukurambar'dan kalkıp tanımadıkları yörelerde bakkallarda defteri kapatmaya yöneldiler. Ankara'da insanların birbirini tanımasa da zor dönemde bir araya gelebildiğini gördük. Şimdi ikinci kampanyaya başladık. Salgın çok hızlı artıyor. Bulaşma riski çok çok artında yeni tedbirleri almaya başladık.
Geçen yıl 1-2 milyarlık ihaleyi erteledik. İnsanlar salgın varken, işlerini kaybetmişken bunları daha sonra da yapabiliriz. Dayanışmanın içerisinde ilk önce Ankara'daki marketlerin birçoğunu çağırdık, listelerini internetten yükledik. Terzilerin hepsi kapatılmıştı. 300 kadar terziyi organize edip sürekli maske diktirdik.
Hala talepler geliyor, elden geldiği kadar yetiştirmeye çalışıyoruz. Ankara'da yoksulluğun envanterini çıkarıyoruz. İnsanlara paket dağıtma değil de kart sistemine geçiyoruz. Kartlar gecikince marketlerin kartlarını ihale yaptık.
Bir firmanın kartını dağıttık. En fazla ne sattınız diye sorduğumuzda çikolata sattıklarını söylediler. Bunları tespit etmemize yaradı. Halk ekmek üç çeşitlik koli çıkardı. Artık birer kutuluk hibe çikolata göndereceğiz.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş "Makam araçlarını azaltmak ve çakarların sökülmesi sözü vardı. Minibüsünüz ne kadar lüks? Kaç makam arabası var? Çakarlar söküldü mü?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Sekreterler dahil herkese makam arabası verilmiş. Bazı daire başkanlarına mülkiyeti onlarda olan makam araçları vardır. Hepsini sattırdım. 6 milyon gelir elde ettirdim. Şu anda en lüks aracımız Megan. Ben de örnek olayım diye 2012 model minibüse biniyorum. Belediyede Vakıfbank'ın tahsis ettiği Mercedes var bir tane de eski dönemden kalma 500 Mercedes var, konukları onunla aldırıyorum. Şu ana kadar geçen Bodrum'a gittim, üç ayda 3 bin 300 kilometre kullandım. Sadece havaalanına gidiyorum. Onun haricinde kullanmıyorum. Ben minibüse biniyorum ki, daire başkanlarımız lüks araba peşinde koşmasın.
Çakarları kaldırdık. Biz devlet memuruyuz. Ne özelliğimiz var? Maaşımızı alıyoruz. Milletin önüne geçmek için ne aciliyetimiz var? Zabıtanın, itfaiyenin, polisin olabilir. Örnek olması için ne kadar çakar var hepsini kaldırdık. Benden gizli yapan varsa bilmiyorum. Bu konuda genelge yayınladık."