Kutlu Doğum Haftası
Bu yılki Kutlu Doğum Haftası "Gelin Birlik Olalım" çağrısı etrafında, "Hz. Peygamber, Tevhid ve Vahdet" temasıyla düzenlenecek- Etkinlikler, Ankara'da 9 Nisan'da düzenlenecek törenle başlayacak, 17 Nisan'da İstanbul'da Sinan Erdem Spor Salonu'nda Kutlu Do
İSTANBUL (AA) - Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, bu yılki Kutlu Doğum Haftası'nın "Gelin Birlik Olalım" çağrısı etrafında, "Hz. Peygamber, Tevhid ve Vahdet" temasıyla düzenleneceğini belirterek, "Bu sene 'İnsanlığı yüceltmek, diriltmek, yaşatmak için gelin birlik olalım' çağrısında bulunacağız. Bu çağrı, Peygamberimizin tüm insanlığa çağrısıdır. Bu yıl, bu çağrıyı yenilemek istiyoruz." dedi
Görmez, Bahariye Mevlevihanesinde düzenlediği basın toplantısında, "Gelin Birlik Olalım" çağrısı etrafında "Hz. Peygamber, Tevhid ve Vahdet" temalı Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri hakkında bilgi verdi.
Bu akşam Regaip Kandili'nin kutlanacağını anımsatan Görmez, bu gecenin tüm insanlığa ve İslam dünyasına barış getirmesi temennisinde bulundu.
Dünyada yaşanan sıkıntıların temelinde, insanların bitmek bilmeyen arzuları ve tutkularının yattığını anlatan Görmez, "servet", "şehvet", "güç" ve "şöhret" gibi tutkuların kainatı yaşanmaz haline getirdiğini vurguladı.
Her yıl Kutlu Doğum Haftası'nın değişik temalarla kutlandığını aktaran Görmez, "Tüm insanlığın merhamete olan ihtiyacı daha çok arttı. Bu sene, 'Gelin birlik olalım' sloganıyla, Hz. Peygamber, tevhit ve vahdet arasındaki ilişkiyi ele almaya karar verdik. 'İnsanlığı yüceltmek, diriltmek, yaşatmak için gelin birlik olalım' çağrısında bulunacağız. Bu çağrı, Peygamberimizin tüm insanlığa çağrısıdır. Bu yıl, bu çağrıyı yenilemek istiyoruz." diye konuştu.
Mehmet Görmez, bugün bütün insanlığın bir değersizleştirme girdabında olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Soğuk Savaş'tan sonra yaşanan en büyük sorunlardan biri bu. Bu çok önemli bir konu. İnsanın değersizleştirilmesi, insanın kendine değer katan değerleri değersizleştirmesi bugün insanlığın içine girdiği bunalımların en büyük nedenlerinden biri. İnsan sadece kendini değersizleştirmiyor. Kendine değer kazandıracak yegane kaynak olan dini de değersizleştiriyor. Bunun için çaba gösteriyor. Din insanlara rahmet getiriyor. İnsanlar bizatihi dini şiddetin kaynağı haline getiriyor. Din adalet getiriyor. İnsanlar dinden hareketle adaletsizlikler yapabiliyor. Bunun için tüm insanlığa yeniden insanlığını hatırlatmak gerekiyor. Tüm peygamberler bunun için gönderilmiştir. Hatırlattıkları şey; insanlıklarıdır. Çünkü Allah tüm insanları bu değerlerle donatarak yaratmıştır. Her insanın fıtratında bu değerler vardır. İşte bunun için, 'insanlığı diriltmek, yaşatmak, yüceltmek için gelin birlik olalım' çağrısını bu Kutlu Doğum Haftası içinde tüm dünyada yenilemeyi düşünüyoruz."
- "İnsanlık Hz. Muhammed'in getirdiği değerlerden uzaklaştı"
İnsanlar arasındaki ayrımcılıkların bütün insanlığı kuşatmış durumda olduğunu aktaran Görmez, tevhit ve vahdet arasındaki ilişkiyi, bu çağrıyı öncelikle tüm insanlara, ardından da İslam alemine yapacaklarını anlattı.
Prof. Dr. Görmez, Müslümanların Hz. Muhammed'in getirdiği değerlerden çok uzaklaştığını, tüm Müslümanların bunları yeniden okumaya, anlamaya ihtiyacı olduğunu vurguladı.
Bütün ilahi dinlerin, tüm peygamberlerin getirdiği en büyük inancın, tevhit ilkesi olduğunun altını çizen Görmez, "Tevhit, sadece soyut bir inançtan ibaret değildir. Aynı zamanda bir düzenleyici ilke, varoluş felsefesi, kainattaki ahenk, kainatın yaratıcıya teslimiyeti, kainatın her parçasında, güneşte, ayda, dağlarda, aranacak bir ilkedir." vurgusunu yaptı.
- "Barış ancak İslam ile olur"
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, bu ilkenin Müslümanlara kazandırmak istediği 3 önemli prensibi şöyle anlattı:
"Bunlardan birincisi, imandır. İman beraberinde eman, yani güven getirir. Mümin sadece inanan değil, güven toplumunu inşa eden kişidir. Ama biz imanımızı kaybettiğimiz için emanı da güven toplumlarını da kaybettik. Güveni yeniden oluşturmak için iman ile eman arasındaki ilişkiyi yeniden kurmamız gerekiyor. İkinci ilke, selam, barıştır. Barış da ancak İslam ile olur. İslam, barışı gerçekleştirmek demektir. Barış olmazsa İslam da olmaz. İslam'ın varlığı, oluşturduğu barış toplumunda anlarız."
Üçüncü ilkenin vahdet olduğunu kaydeden Görmez, bu yıl belirledikleri temanın da tevhit ile vahdet arasındaki ilişki olduğunu söyledi.
Görmez, bu kapsamda, kainattaki, insanlar ve kalpler arasındaki birliği oluşturma üzerinde durulacağını açıklayarak, İslam coğrafyasınde kaybolan barışı, birliği ve güveni yeniden inşa etmek için çalışacaklarını dile getirdi.
Bugün İslam coğrafyasının şiddet, mezhep, meşrep, etnik ve güç kavgalarına teslim olduğunu anlatan Görmez, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Böylece, kendi coğrafyamızı küresel güçlerin mücadele alanı haline getirerek, kendi çocuklarımızı kaybetmeye devam ediyoruz. Amerika'dayken en son, bir Müslüman gelip, oğlunun ona, 'Baba ismimi çok seviyorum ancak bir süre arkadaşlarımdan ismimi saklayabilir miyim?' dediğini söyledi. Bu yüreğimi çok kanattı. Hem Müslümanları hem diğer tarafı düşündüm. Çocuklarımızı, sevgili peygamberimizin adını taşımaya bile tereddütlere sevk eden İslam dünyasının davranışlarını, bir de çağdaş dünyanın kendi ürettiği cinayet şebekelerinin yaptıklarından dolayı kendileriyle yaşayan ama peygamberimizin adını taşıyan o çocuklara uyguladığı ayrımcılığı düşündüm. Her iki dünyanın kendisini gözden geçirmesi gerekiyor."
Diyanet İşleri Başkanı Görmez, bunun ortadan kaldırılması için Hz. Muhammed'in getirdiği büyük insanlığın yeniden kurulması gerektiğinin altını çizdi.
Türkiye'de son dönemde üzücü olaylar yaşandığını aktaran Görmez, "Çok derin siyasi kutuplaşmalar içinde, farklı kesimlerin birbirini üzmeye devam ettiğini görüyoruz. Aynı süreçte şehitler veriyoruz. Bombalar patlıyor. Güneydoğu'da şehirlerimiz birtakım insanlar tarafından adeta işgal edilmiş durumda. Çocuklarımız dağlara götürüldü ve katillik eğitiminden geçirildi. Bizim birlik ruhunu yeniden inşa etmeye ihtiyacımız var. Hep birlikte insanlığı yüceltmek için birlik olma çağrısını birbirimize de yöneltmemiz lazım. Ancak bunu gerçekten kalplerimizi birbirimize açarak yapmalıyız." ifadelerini kullandı.
- Etkinlikler
Prof. Dr. Görmez, bu yılki Kutlu Doğum Haftası etkinliklerine de değinerek, şu bilgileri verdi:
"Etkinlik kapsamında, bu gece 85 bin camide Regaip Kandili'ni kutlayacağız ve 3 aylara girmiş olacağız. Bunu fırsat bilip, bu mübarek aylar içinde kendi varlığımızı, varlık gayemizi, birbirimize olan sevgiyi gözden geçirerek, dünyayı daha yaşanılabilir bir ev kurmak için çalışmalıyız. Yarın cuma namazını Sultanahmet'te eda ettikten sonra, Sayın Başbakanımızın katılımıyla, Ayasofya'da Aşk- Nebi Sergisi'nin açılışını yapacağız. Ankara'da cumartesi Kutlu Doğum açılış programını yapacağız. Ertesi gün Strasburg'ta programımız olacak. 17 Nisan Pazar İpsala'da sınır buluşması yapılacak. Bulgaristan ve Yunanistan'da yaşayan kardeşlerimizle buluşacağız. Aynı gün İstanbul'da Sinan Erdem Salonu'nda, Sayın Cumhurbaşkanı ve Başbakanımızın katılımıyla görkemli bir Kutlu Doğum Gecesi düzenleyeceğiz.
Diyarbakır'da 22 Nisan'da program yapacağız. 15-17 Nisan'da Samsun'da sempozyum düzenleyeceğiz. Her aileye efendimizin hayatını anlatan bir kitap okumayı içeren bir kampanyamız olacak. Gençlik ve Spor Bakanlığı ile 81 ilde 'Gençlik Kutlu Doğum'da buluşuyor programı yapacağız. Terör mağdurlarına karşı etkinlik olacak.
'Şimdi Yaraları Sarma Zamanı' kampanyamız güçlenerek devam edecek. Cezaevlerine yönelik programlarımız olacak. Suriyeli misafirlerimizin olduğu yerlere de gideceğiz. Ayrıca, AMATEM'lerde, engelli rehabilitasyon merkezlerinde, huzur evlerinde programlar düzenleyeceğiz."