Kpss Sorularının Sızdırılması Davası
KPSS sorularının sızdırılmasına ilişkin 54'ü tutuklu 230 kişi hakkında "FETÖ kurucusu, yöneticisi ve üyesi olmak, resmi belgede sahtecilik, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık" suçlarından açılan davada savunma yapan tutuklu sanıkların av
ANKARA (AA) - KPSS sorularının sızdırılmasına ilişkin 54'ü tutuklu 230 kişi hakkında "FETÖ kurucusu, yöneticisi ve üyesi olmak, resmi belgede sahtecilik, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık" suçlarından açılan davada savunma yapan tutuklu sanıkların avukatları, iddianamenin delilleri arasında yer alan bilirkişi raporuna yönelik eleştirilerde bulundu.
Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada savunma yapan bazı sanıkların avukatı Hayrettin Açıkgöz, soruşturmanın, sınav öncesinde soruların sanık Baki Saçı'ya gönderildiği iddiaları üzerine başladığını belirtti.
Soruların, Saçı'nın bilgisayarında bulunduğunun "kurgu" olduğunu ileri süren Açıkgöz, "Soruların indirildiği söylenen bilgisayar bulunamamıştır. Soruların gönderildiği iddia edilen Turgut Özal Düşünce ve Hamle Derneğinde de hiçbir delil elde edilememiştir" diye konuştu.
Bilirkişi raporunun gerçeklikten uzak olduğunu iddia eden Açıkgöz, "2010 KPSS Eğitim Bilimleri Sınavı iptal edilmiştir, Genel Yetenek ve Genel Kültür sınavları iptal edilmemiştir. Sanıklar arasında iptal edilen sınavla kamuya girmiş tek kişi yok" dedi.
Soruşturmanın bağımsızlıktan uzak olduğunu ve yönlendirildiğini savunan Açıkgöz, 11 aydır tutuklu olan müvekkillerinin tahliyelerini istedi.
- "Dış etkenlerden etkilenerek, düşüş olmuştur"
Avukat Mustafa Onur Aslay da müvekkili Mehmet Akbaş'ın iptal edilen sınavda 119, tekrarlanan sınavda da 91 doğru yaptığı için bilirkişilerin kopya çektiğine dair güçlü kanaat olduğunu belirttiklerini ancak başka delil göstermediklerini iddia etti.
Aslay, "Sonrasında kendisinin izah ettiği sebeplerle, dış etkenlerden etkilenerek düşüş olmuştur. 91 net de çok düşük değildir, iyi bir puan almıştır" ifadelerini kullandı.
Sanıklardan Ramazan Alkan'ın avukatı Murat Çelebi de iddianamenin dikkatli hazırlanmadığını öne sürerek, şunları söyledi:
"Müvekkilimin çalıştığı okullar, o tarihte herkesin girmeye çalıştığı, devlet erkanının çocuklarının gittiği, Milli Eğitim Bakanlığı ve valilik tarafından izin verilmiş meşru okullardır. Ülkemizde işsizlik sorunu var. Bu okullarda çalışmayla ilgili bir tarih dikkate alınacaksa, bu 2014 başı olmalı. O tarihten sonra devlet bu okulların legal yapılı illegal oluşumlar olduğunu söylemiştir."
Sanık Gökhan Menteş'in avukatı Handan Özgül de bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olduğunu iddia etti.
Şüpheliler arasındaki iş yeri birlikteliğinin suç kanıtı olamayacağını savunan Özgül, iddianameyi hazırlayan cumhuriyet savcısının şüpheliler lehine delilleri toplamadığını öne sürdü.
Özgül, "Müvekkilimin, şu an şüpheli, 2010'daysa oldukça popüler olan, toplumun her kesiminden onay alan bir iş yerinde çalışması, örgüte dahil olduğu için yeterli kabul edilmiştir. Burada bir yıl çalışmıştır. Bu, müvekkilimin terör örgütü üyesi olduğunu nasıl gösteriyor, anlamak mümkün değil" şeklinde konuştu.
Savunma yapan diğer sanık avukatları da müvekkillerinin beraatlarını istedi.
Mahkeme heyeti, daha sonra duruşmaya öğle arası verdi.