Korkutan uyarı: ''Okullarda gerekli önlemler alınmadı!''
Eğitim-Sen, yüz yüze eğitime geçilmesi için atılması gereken adımları içeren açıklama yaptı. Eğitim emekçilerinin aşılanması gerektiğini belirten sendika, “MEB yöneticileri, okullarda alınması gereken önlemlerin hangi gerekçelerle neden yaşama geçirilmediği konusunda kamuoyuna bir açıklama yapmak zorundadır” dedi.
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen), Covid-19 salgını koşullarında okulların ve üniversitelerin sağlık ve güvenli bir biçimde yüz yüze eğitime açılması için uyarılarını sıraladı.
Toplum sağlığı için nüfusun tamamının hızlı ve yaygın bir biçimde aşılanması gerektiğini belirten sendika, okullarda sınıf mevcutlarının 20 öğrencinin altına düşürülmesini ve yeni eğitim emekçisi istihdamının sağlanmasını talep etti. Sendikanın talepleri arasında eğitim emekçilerinin tamamının aşılanması da yer aldı.
MİLLİ EĞİTİM VE SAĞLIK BAKANLIĞI’NA ŞEFFAFLIK ÇAĞRISI
Salgında eğitim politikası geliştirme ve yönetme konusunda Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı’nın açık ve şeffaf veriler ve somut kriterlere dayalı etkin bir strateji geliştirmesini talep eden Eğitim-Sen’in açıklamasının satır başları şu şekilde oldu:
KÖY OKULLARI KÜÇÜK ÖLÇEKLİ DEĞİL
Şimdi köy okulları açıldı. Köy okulları eskiden olduğu gibi her köyde bulunan küçük ölçekli okullar değildir. ‘En iyi okul eve en yakın olanıdır’ anlayışından uzaklaşılarak binlerce köy okulu kapatılmıştır. Var olan köy okulları, taşımalı sistemden dolayı merkezileşmiş her biri ayrı taşıma merkezli okuldur. Bu okullar öğrenci mevcudu bakımdan 100 ve 700 arasında değişen öğrenci sayısına sahiptir. Bu köy okullarında çalışan eğitim emekçileri çoğunlukla il ve ilçe merkezlerinde ikamet etmektedir ve ulaşım sorunu yaşamaktadır. Öğrenciler önceden olduğu gibi taşımalı eğitimin yarattığı sorunlarla karşı karşıya kalacaklar. MEB, ne yüzlerce kilometre giden öğretmenlerin ne de çocukların taşınması konusunda herhangi bir ek önlem açıklamıştır.
BAKANLIK OKULLARDA GEREKLİ TEDBİRLERİ ALMADI
Milli Eğitim Bakanlığı aşı konusunda bir planlama ortaya koymadığı gibi salgının başlamasının üzerinden neredeyse bir yıl geçmesine rağmen okullarda gerekli tedbirleri almamış, 2021 MEB bütçesi de COVID-19 salgını görmezden gelinerek hazırlanmıştır. Kulağa hoş gelen demeçler yerine salgın yönetiminde şeffaflığa odaklanması gereken MEB yöneticileri, genel geçer sözler söyleyerek kamuoyunu oyalama yolunu seçmiştir. MEB yöneticileri, okullarda alınması gereken önlemlerin hangi gerekçelerle neden yaşama geçirilmediği konusunda kamuoyuna bir açıklama yapmak zorundadır. Kaldı ki virüsün ve salgının seyriyle birlikte öğretmenlerin ulaşım ve barınma sorunları, kalabalık sınıflar, maske ve hijyen malzemelerinin temini gibi çok sayıda sorun halen çözülememiştir. Kırsal bölgelerdeki okullarda risk yokmuş gibi gösterilerek gerekli önlemler alınmadan ve okulda önlem kapasitesini geliştirmeden yüz yüze eğitime başlanmasının sonuçları ağır olabilir.
BİR AN ÖNCE AŞILANMA BAŞLAMALI
Eğitim bileşenlerinin aşı takvimi düzenlenmeden, seyreltilmiş sınıf planlaması tamamlanmadan, maske ve hijyen malzemeleri konusunda kamuoyuna yeterli bilgi verilmeden, COVID-19 salgın koşullarına uygun ulaşım araçları konusundaki çalışmaların hangi düzeyde olduğu bilinmeden, öğretmen odaları çoğaltılmadan, 1 Mart’ta da 8. ve 12. sınıflarda yüz yüze eğitime geçileceği açıklanmıştır. 1 Mart tarihi yeniden gözden geçirilmeli, bir an önce eğitim emekçilerinin aşılanmasına başlanmalı, bu arada diğer bütün önlemler tam olarak alınarak ortaöğretimde de yüz yüze eğitime geçilmesi planlanmalıdır.
SINAVLAR YAPMAK ÖĞRENCİLERİN ÜSTÜN YARARINI GÖZETMİYOR
Ayrıca Milli Eğitim Bakanlığı telafi eğitimleri ve sağlık okuryazarlığı gibi salgında eğitim kültürünü gözeten eğitsel çalışmaları başlatmak yerine yangından mal kaçırırcasına, ortaöğretim kurumlarının tüm seviyelerinde birinci dönemde yapılamayan sınavların hemen 1 Mart’tan itibaren başlatılarak iki hafta içinde bitirilmesini ve ikinci dönem birinci sınavların 16 Nisan‘a kadar tamamlanmasını istemiştir. Bu sınavlarla birlikte okullarda yoğun bir hareketliliğin oluşacağını öngörememek ve sınavlara uzaktan eğitimdeki konuların da dahil edileceğini belirtmek, öğrencilerin üstün yararını gözetmemek anlamına gelmektedir.