KONDA'nın ''dindarlık'' anketi açıklandı
KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır, hayat tarzı bakımından kendisini ‘dindar muhafazakar’ olarak tanımlayan kişilerin oranının 2012’de yüzde 26.8 iken, bugün yüzde 21.2’ye gerilediğini yazdı.
Oksijen gazetesindeki köşesinde 2008 yılından beri bu yönde sordukları sorulara gelen yanıtların değişimini anlatan KONDA Araştırma Genel Müdürü Bekir Ağırdır, "Toplumsal zihin haritalarında, ihtiyaçlar ve taleplerde, tutum ve davranışlarda, umutlarda, beklentilerde, korkularda yansımaları var" dedi.
"KONDA araştırmalarında genellikle dindarlık seviyesini ve hayat tarzını da soruyoruz. Bu iki sorunun cevaplarında bile son 10 yılda ülkenin yaşadığı sosyolojik değişimin hızını görüyoruz" diyen Ağırdır, hayat tarzıyla ilgili değişimi yazdı.
Ağırdır, "Dindarlık açısından kendinizi aşağıda okuyacaklarımdan hangisiyle tarif edersiniz?" sorusuna verilen seçenekleri şöyle sıraladı:
"Dini inancı olmayan biri / Dinin gereklerine pek inanmayan biri / İnançlı ama dinin gereklerini pek yerine getiremeyen biri / Dinin gereklerini yerine getirmeye çalışan dindar biri / Dinin tüm gereklerini tam yerine getiren dindar biri… Bu seçenekleri sırasıyla ateist / inançsız / inançlı / dindar / sofu"
Ağırdır, "2008’de kendini ‘ateist’ olarak tanımlayanlar yüzde 0,7 iken 2021’de yüzde 4… ‘İnançsızlar’ 2008’de yüzde 1.4 iken 2021’de yüzde 4.1 olmuş… ‘İnançlılar’ aynı zaman aralığında yüzde 30.3’ten yüzde 35.1’e yükselmiş. ‘Dindarlar’ yüzde 54.2’den yüzde 46.6’ya, ‘sofular’ da yüzde 12.4’ten yüzde 10.3’e gerilemiş" dedi. Ağırdır, yazısına şöyle devam etti:
Tüm araştırmalarımızda kullandığımız bir başka sorumuz ise şu: “Kendinizi, hayat tarzı bakımından aşağıda sayacağım üç gruptan hangisinde sayarsınız?..” Seçenekler; modern / geleneksel muhafazakâr / dindar muhafazakâr…
Bu soruya verilen cevaplardan tespitimiz şu: Hayat tarzını ‘modern’ olarak tanımlayanlar 2012’de yüzde 27.3 iken bugün yüzde 37.2’ye yükselmiş. ‘Geleneksel muhafazakâr’lar 2012’de yüzde 45.9 iken bugün yüzde 41.6’ya, ‘dindar muhafazakâr’lar yüzde 26.8’den bugün yüzde 21.2’ye gerilemiş.
Doğal olarak bu sayılara yansıyan değişimin, toplumsal zihin haritalarında, ihtiyaçlar ve taleplerde, tutum ve davranışlarda, umutlarda, beklentilerde, korkularda yansımaları var. Elbette siyasi tercihlerde de bu değişimin izlerini görüyoruz. Bugünün siyasi tercihleri yalnızca partilerin, liderlerin söylemleriyle şekillenmiyor, tüm bu değişimlerin yansıması olarak değişiyor."