Kırım Kongo Kanamalı Ateşi vakaları her geçen gün artıyor!

Türkiye'de Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) vaka sayılarında artış yaşanıyor. Son olarak Gümüşhane’de, tarım ve hayvancılık faaliyetlerinin yapıldığı Kelkit Vadisi’nde görülen vakalar çiftçiyi korkuttu.

Türkiye, koronavirüs salgını ile mücadele ederken, bazı illerde Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı ortaya çıktı. KKKA vakalarının en çok görüldüğü yerler arasındaki Gümüşhane’de tarım ve hayvancılık faaliyetlerinin yapıldığı Kelkit Vadisi’nde çiftçiler ise endişeleniyor. Kentte son 16 yılda 556 vaka görülürken, 15 kişi de hayatını kaybetti. Tarım alanlarının sürekli ilaçlandığı Kelkit Vadisi’nde çiftçiler, uzun kollu kıyafetler giyiyor, pantolonlarının paçalarını çoraplarının içerisine koyup önlem almaya çalışıyor. Uzmanlar, ölüm riski koronavirüse karşı 3 kat daha fazla olan kene ısırmalarına karşı tedbirli olunmasını istiyor.

'KENENİN ÖLDÜRÜCÜLÜĞÜ COVİD-19’A GÖRE 3 KAT'

Gümüşhane Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Halk Sağlığı öğretim üyesi Doç. Dr. Nilgün Ulutaşdemir, KKKA vakalarının en sık görüldüğü dönemin mayıs, haziran ve temmuz ayları olduğunu söyledi. Ulutaşdemir, "Bu yıl normalden erken görülmeye başlayan KKKA vakalarında büyük artış yaşandı. Kenenin öldürücülük özelliği Covid-19’a göre 3 kat daha fazladır. Bu vakalar ölümle sonuçlanabileceği gibi hastalığın hafif şekilde atlatılması erken teşhis ve tedavi ile mümkün olabilir. Hastalığın Türkiye’ ye Rusya’dan göç eden kuşlar üzerindeki kenelerle ulaştığı düşünülmektedir. Bu hastalık, insanlarda ateş ve kanamalarla kendini gösterip, ölüme kadar varan sonuçlar doğurabilmektedir. Bu hastalığın kesin bir tedavisinin ve aşısının olmadığı için keneden korunma önemlidir. Bu hastalık öldürmediği durumlarda 2 hafta içinde iyileşiyor ve kişi yaşam boyu bağışıklık kazanıyor. Kene popülasyonunda artış var. Gümüşhane merkez veya köylerde kene popülasyonunda artma oldu. Kene popülasyonu gittikçe yayılıyor. Daha önceden sadece Kelkit Vadisiyle sınırlı bulunan kene şu anda güneye doğru inmeye başladı. Ege'de de görülmeye başladı, Akdeniz bölgesinin kuzeylerinde görülmeye başladı. Ondan dolayı ülkemizin tamamının bu noktada mutlaka mücadelenin hızlı bir şekilde yapılmalıdır" dedi.

'TEDBİRLER ALINMALI'

Keneye karşı bazı tedbirler alınması gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Ulutaşdemir, şöyle konuştu:

"Vatandaşlar hastalıktan korunmak için bahçe, tarla, ahır ve pikniğe giderken uzun kollu ve açık renkli elbise giymeli. Pantolon paçaları çorap içine alınarak, eve dönüşlerde mutlaka vücut ve elbiselerini kontrol etmeli. Çıplak elle tutulmamalı, kenenin ısırdığı yer antiseptik ile temizlenmeli. Kenelerin insan vücuduna tutunmalarında çıplak elle temas etmeden en kısa sürede ince uçlu pens veya eldiven, bez ve poşet gibi çıplak elle teması önleyen malzemeler kullanılarak çıkarılmalı. Kene tutunan yeri, su ve sabunla temizleyerek, tentürdiyot veya baticon gibi bir antiseptik ile silinmelidir. 10 gün içinde ateş, halsizlik, baş ağrısı, eklem ağrısı gibi şikayetler görülürse en kısa zamanda bir sağlık kuruluşuna müracaat edilmeli. Hastalıkla mücadelede, kene popülasyonunun baskı altına alınmalıdır. Hayvancılıkla uğraşan vatandaşlarımızın hayvanlarını yıl içerisinde en az 3 kez ilaçlatması gerekiyor. Açık renkli kıyafetler, eve gittiklerinde vücutlarını kontrol etmelerini, hayvanlarını ilaçlamalarını ve toplumda oluşan ‘kenenin zararsız bir hayvan olduğu’ düşünülmesinin önüne geçilmelidir. Koronavirüse karşı etkili olan sosyal mesafe kuralını, KKKA hastalığında da farklı yöntemlerle kenelere karşı uygulamalıyız."

ÇİFTÇİLER ENDİŞELİ

Kelkit’te 30 yıldır çiftçilik yapan Ahmet Çelik (50), kene vakalarının son yıllarda yaygınlaştığını belirterek, "Keneler daha çok hayvanlarda olduğu için tarımı etkiliyor. Elimizden geldiği kadar tedbirlerimizi alıyoruz. Tarlaya girerken çoraplarımızı pantolonumuzun içine koyarak güvenliğimizi o şekilde alıyoruz. Bence tedbirler yeterli değil, çünkü tarım arazisinin olduğu bütün arazilerin ilaçlanması gerekiyor. İlçe tarımın tüm ilaçlamaları yapması gerekiyor. Kene korkusu nedeniyle çocuklarımızı tarlalarımıza getirmiyoruz. Sadece bizler geliyoruz. Kenenin en büyük düşmanı Keklik ve tavuktur. Bu hayvanlarda arazide az olduğu için ve olan hayvanlarda avlandığı için kene daha çok yayılıyor" dedi.

Çiftçi Muhammed Dağdelen (47) de kendilerince bazı tedbirler aldıklarını kaydederek, "Tarlaya gelirken pantolonumuzun çoraplarımızın içine koyuyoruz, uzun kol giyiyoruz. Mümkün olduğu kadar yeşil alanlara oturmamaya çalışıyoruz. Aldığımız tedbirlerin yeterli olduğunu düşünmüyorum. Tarlaların ilaçlanması gerekiyor. Kene son zamanlarda bayağı yaygınlaştı. Doğaya keklikleri bırakıyorlar ancak kış ayında bilinçsiz avcılar 20- 30 arası kekliği avlıyorlar. Özellikle şehir dışından geliyorlar. Yetkililer bu avcılara karşı önlem almalı. Birkaç defa şikayetçi oldum ama sonuç alamadım" diye konuştu.

Sonraki Haber