Kılıçdaroğlu'ndan ''salgında CHP olsaydı ne yapardı'' sorusuna 11 yanıt
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, salgın döneminde 11 maddede 'CHP olsaydı ne yapardı' sorusunu yanıtladı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin dijital yayın organı Millet Dergisi’ne koronavirüs salgınında sık sık karşısına çıkan “CHP olsa ne yapardı” sorusunu 11 maddede yanıtladı. Kılıçdaroğlu’nun sıraladığı önlemler şöyle...
Olay Çin’de ortaya çıkıp, yayılma riski olunca öncelikle Sağlık Bakanlığı’ndan ayrıntılı bir sunumu Bakanlar Kurulu’na sunmasını isterdik.
Sağlık Bakanlığı’nca hazırlanan 2019 Pandemik Raporu’nun gereğini yapar, Bilim Kurulu’nun aldığı tüm kararlara uyardık. Yurda girişlerin sınırlandırılması, gümrük kapılarının kapatılması, yurtdışından gelen vatandaşların belli sürelerle karantinaya alınması, Türkiye genelinde temel üretimi aksatmayacak önlemleri alarak sokağa çıkma ya da karantina uygulanması, büyük kentlerde bazı hastanelerin sadece salgın hastalıkla mücadeleye ayrılması, test merkezlerinin olabildiğince yaygınlaştırılması, kitlerin üretilmesi ve gerekli stokların oluşturulması gibi.
YETKİLİ BİR SÖZCÜ
Salgın hastalık konusunda kamuoyunu bilgilendirmek açısından Bilim Kurulu sözcüsünü yetkili kılar ve önerilerini süratle yaşama geçirirdik. Böylece söylemde güven ve şeffaflığı sağlardık. Vatandaşla yönetim arasındaki güveni söylem bazında da sağlardık.
Personel açığını süratle giderirdik. Sağlık, personel açığını kabul etmeyen bir alandır. Bu gerçeği bütün politikacıların bilmesi lazım. Ayrıca hemen tıbbi malzeme açığını gidermek için ilgili kuruluşlarla iletişime geçip, gerekli üretim, stoklama ve dağıtımı gerçekleştirirdik.
Salgın hastalığın yaratacağı ekonomik ve sosyal sorunları görüşmek üzere süratle Ekonomik ve Sosyal Konsey’i toplardık. Konsey üyeleri arasında hiçbir ayrım yapmazdık.
Sağlık Bakanlığı’nın oluşturduğu Bilim Kurulu dışında, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın eşgüdümünde ayrı bir Ekonomik ve Sosyal Sorunları Değerlendirme Kurulu oluştururduk. Böylece sorunun işsizlik ve yoksullukla mücadele boyutu anlam kazanır ve vatandaşlara her türlü güven verilirdi.
LİDERLERİ DAVET EDERDİM
Bu arada süratle parlamentoda grubu bulunan partilerin genel başkanlarını davet eder, onların da görüşlerini alırdık. Meselenin bir siyasi mesele olmadığını, bir milli, insani sorun olduğunu anlatırdık. Ve alınan her karar öncesinde kendilerini bilgilendirirdik.
Valilere, ‘yerel yönetimlerle işbirliği yapın, ihtiyaç sahibi vatandaşlara süratle ulaşın’ talimatını verirdik. Ayrıca Bilim Kurulu’nun önerisi doğrultusunda aldığımız kararlara uymayanlar hakkında gerekli işlemlerin ivedilikle yapılması talimatını da verirdik.
VATANDAŞA ÇAĞRI
Belediye başkanlarına ‘Bilim Kurulu önerileri doğrultusunda alınan kararlara uymalarının zorunluluğunu’ anlatır ve ellerinden gelen çabayı göstermelerini isterdik.
Vatandaşlarımıza şu çağrıyı yapardık: Bu kararları, sınırlamaları sizin sağlığınız, Türkiye’nin sağlığı ve geleceği için alıyoruz. Evinizde kalınız. İhtiyaç sahiplerinin tüm ihtiyaçları asgari düzeyde sağlanacaktır. Yerel yönetimler üstlerine düşeni yapacaktır. Valiliklerin koordinasyonundaki 112 acil çağrı merkezlerinden, belediyelere ait 153 telefon numarasından sorunlarınızı aktarabilirsiniz.
Bilim Kurulu’nun da önerileri alınarak hazırlayacağımız bir bilgi formu çerçevesinde her gün belli bilgileri valilik tarafından kurulan iki ayrı komisyona aktarırdık.