KADEM: ''Korona sürecinden de en çok kadınlar zarar gördü''
KADEM Başkanı Gümrükçüoğlu, korona salgını kısıtlamaları nedeniyle evlerde geçirilen zorunlu zaman diliminin bazen kadına yönelik fiziksel ve psikolojik şiddete zemin oluşturduğunu belirterek, "Kısacası bu süreç ekonomik ve sosyal statü farketmeksizin toplumdaki hemen hemen her kadını olumsuz etkiledi" dedi.
Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) tarafından düzenlenen 7. Toplumsal Cinsiyet Adaleti Kongresi, online olarak gerçekleştirildi. Bu yılki teması 'Pandemi sürecinde kadın' olarak belirlenen kongrenin açılışında konuşan KADEM Yönetim Kurulu Başkanı Saliha Okur Gümrükçüoğlu, KADEM'in, kadının onuruyla yaşayabileceği güvenli bir toplum ve adil bir gelecek inşa etmek amacıyla çalıştığını söyledi.
Gümrükçüoğlu, kriz dönemlerinden en çok etkilenen grupta yer alan kadınların, Covid-19 salgınında da ekonomik, psikolojik ve sosyal açıdan daha fazla zarar gören taraf olduğunu ifade etti. Kadın ve erkeğin hayatın her alanında sorumluluk ve rolleri hakkaniyetle paylaşması gerektiğine inandıklarını vurgulayan Gümrükçüoğlu, ülke çapındaki 50 temsilcilikle kadınların sosyal ve ekonomik hayattaki ihtiyaçlarını tespit ederek gidermeye, problemlerine kalıcı çözümler bulmaya çalıştıklarını anlattı.
'EVDEN ÇALIŞMAYLA YENİ SORUNLAR ORTAYA ÇIKTI'
Dünyanın son bir yıldır küresel bir salgınla mücadele ettiğinin altını çizen Gümrükçüoğlu, şöyle konuştu:
"Yeni normal denilen bu dönemde toplumsal hayat pek çok değişime şahit olurken, değişime bağlı yeni sorunlar da kendini gösterdi. Kamusal alan ve ev arasındaki yeni geçişkenlik, aile içi rol ve sorumluluklara dair kabulleri de değiştirdi. Özel ve kamusal alanın evde birleşmesiyle iki alan arasındaki sınırlar ortadan kalktı. Eğitim ve iş hayatının eve taşınması, dijital dünya ile aramıza koyduğumuz tüm mesafeleri kaldırdı. Evde geçen süreyle birlikte teknoloji kullanımı da artınca yeni sorunlar ortaya çıkmaya başladı. Evden çalışma imkanı bulunan iş kollarında mesai süre ve anlayışı da değişti. Her an ulaşılabilir olmak özel alanı daha da daraltırken, aile fertlerini aynı odada birbirinden uzaklaştırdı. Öte yandan eve kapanma, insanın zaman ve mekan algısını da aşındırmış durumda. Bu süreçte hastalanma korkusuna çaresizlik, gelecek endişesi, kaygı bozuklukları, hatta ölüm fobisi eşlik etti. Salgın, afet gibi tüm kriz dönemlerinden en çok etkilenen grupta yer alan kadınlar, Kovid-19 salgınında da ekonomik, psikolojik ve sosyal açıdan daha fazla zarar gören taraf olarak karşımıza çıktı."
'KADINA YÖNELİK ŞİDDETE ZEMİN OLUŞTURDU'
Gümrükçüoğlu, çalışan kadınların temizlik ve çocuk bakımı konularında dışarıdan hizmet alamaz hale gelmesi nedeniyle sorumluluklarının da arttığını vurguladı. Sağlık sektöründe çalışan kadınların evlerine gidemediğini, çocuklarını ancak uzaktan görebildikleri zorlu bir dönem yaşadıklarını anlatan Gümrükçüoğlu, geçimlerini temizlik ve benzeri işlerle sağlayan kadınların ise ekonomik sorunların altında daha ezildiğini ifade etti.
Çok çocuklu ailelerde online eğitimin, annelerin çocuklarını sürekli takip etmek zorunda kaldığı bir döngüye evrildiğini belirten Gümrükçüoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Eşler arası sorunların yaşandığı evlerde geçirilen zorunlu zaman dilimi ise bazen kadına yönelik fiziksel ve psikolojik şiddete zemin oluşturdu. Kısacası bu süreç, ekonomik ve sosyal statü farketmeksizin toplumdaki hemen hemen her kadını olumsuz etkiledi. Sürecin tek olumlu yanı, sağlam temelli ailelerde anne, baba ve çocukların birbirlerine ayırdığı zamanı çoğalttı ve toplumsal dayanışma ruhunu bir kez daha ortaya çıkardı. Geldiğimiz noktada halen devam eden salgının kadına yansıyan olumsuz etkilerini tespit etmek ve ortaya çıkan yeni sorunlara çözüm üretmek hayati önem kazanmıştır. Bu sebeple kongremizde salgın sürecinde kadının yaşadığı sorunları, salgının aile bireylerine etkilerini, bu dönemin getirdiği değişim ve dönüşümü tüm yönleriyle tartışmaya açtık."