JİTEM davasında tarihi karar: Mehmet Ağar'ın beraat kararı bozuldu
İstinaf mahkemesi, JİTEM davasında arasında eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar'ın da bulunduğu sanıklar hakkındaki beraat kararını bozdu.
İstinaf mahkemesi olarak görev yapan Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi tarafından 5 Nisan'da oy birliği ile alınan karar, bazı avukatlara bugün tebliğ edildi.
1993 yılında öldürülen Altındağ İlçe Nüfus Müdürü Abdülmecit Baskın'ın ailesi de BBC Türkçe'ye yaptığı açıklamada bu kararı doğruladı.
Baskın'ın da aralarında olduğu 19 kişinin öldürülmesiyle ilgili 2013 yılında başlayan dava 2019 yılında sonuçlandırılmıştı.
Abdülmecit Baskın'ın eşi Raife Baskın'ın avukatı Yusuf Alataş, kararın daha önce çıkmasına rağmen basına bugün yansıdığını söyledi.
Duruşmaların yeniden yapılacağını söyleyen Alataş, "Biz daha önceki taleplerimizi yineleyeceğiz. Delillerin toplanmasını isteyeceğiz. Sedat Peker'in söz konusu açıklamalarını da dava dosyasına eklemek mümkün. Belki mahkeme doğrudan kendisi ekler, onu bilemiyorum. İstinaf kararı da soruşturmanın eksik yapıldığı, verilen kararın sağlam delillere dayandırılmadığı gerekçesiyle alındı." dedi.
"Uzun zamandır ceza alsınlar diyorduk"
Abdülmecit Baskın'ın oğlu Eren Baskın da BBC Türkçe'ye yaptığı açıklamada Sedat Peker'in Mehmet Ağar ile ilgili iddialarının ilk defa duyuluyormuş gibi bir algının oluşmasından rahatsız olduğunu aktardı:
''İnsanların şimdi bu gerçeğe bir başkasının vidolarıyla yaptığı açıklamalar üzerinden şaşırması ve bu gelişmenin ona bağlanması aslında benim çok istediğim ve tasvip ettiğim bir şey değil, sonuç olarak hepsi aynı sistemden gelme insanlar. Biz hak savunucuları çokça Mehmet Ağar ve ekibinin bu cinayetleri işlediğini ve ceza almaları gerektiğini anlattık.
"İstinaf Mahkemesi bu kararıyla, 'Aslında siz bu kişileri yargılayamamışsınız, böyle yargılamamanız gerekiyor' demiş oldu. Etkin soruşturma yürütülmemiş, en önemlisi 'Siz bu kişilere beraat verdiniz ama niye, biz bunu anlayamadık, bu beraat kararını anlamlandıramadık' denilmiş."
Karar Sedat Peker'in son videosunun ardından basına yansıdı
İlk olarak Pazar günü T24 haber sitesinden gazeteci Gökçer Tahincioğlu'nun yazdığı habere göre dava kapsamında beraat eden Ağar ve diğer sanıklar yeniden yargılanacak.
Ankara JİTEM Davası olarak bilinen davada Aralık 2019 tarihinde bütün sanıkların beraatına karar verilmişti.
İstinaf mahkemesi'nin beraat kararını bozmasının kamuoyuna yansıması ve haber olmasının, organize suç örgütü lideri Sedat Peker'in bugün yayımladığı videonun ardından gelmesi ise sosyal medyada gündem oldu.
Sedat Peker, Pazar sabahı yayımladığı videoda Mehmet Ağar'a suçlamalar yöneltmişti.
Peker, gazeteci Uğur Mumcu suikastinde Mehmet Ağar'ın rolü olduğunu öne sürerek, "Öldürüldüğü zaman yazdığı yazılara bakın. Hep terör bölgelerinde uyuşturucu tarlaları olur ve silah ticareti. Şehit olduğunda yanına ilk gelen kim? Mehmet Ağar. Katil hep ilk gelir" dedi.
5 Nisan'da çıkan karar neden geç tebliğ edildi?
1993 yılında öldürülen Abdülmecit Baskın'ın oğlu Eren Baskın, 5 Nisan'da çıkan kararın tebligatının müşteki talebi reddedilen bir avukata tebliğ edildiğini dün akşam tesadüfen UYAP (Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi) üzerinden öğrendiklerini söyledi.
Eren Baskın, "Karar 5 Nisan kararıdır, sonrasında askıya çıkarıldı; ama tebligat meselesi usuldür ama usul meselesi çok yanlış işletilmiş" dedi.
Davada 19 ailenin müşteki olduğunu belirten Eren Baskın, "17 ailenin avukatı var, davaya katılamayan iki ailenin dosyası ayrıldı, dosyada ne kadar savunma yaptıysak da 5 Nisan'da çıkan karar bize tebliğ edilmedi. Karar, Ankara Çağdaş Hukukçular Derneği adına davayı takip eden ama davaya katılma talebi reddedilen Engin Gökoğlu'na tebliğ edilmiş. Kararın tebliği ne oldu diye şans eseri dün UYAP'tan bakılınca durum fark ediliyor. Engin Gökoğlu'nun eline geçmemesine rağmen UYAP'ta ayın 28'inde tebliğ edilmiş gibi gözüküyor" dedi.
2011'de başlayan soruşturma 2013'te davaya dönüşmüştü
2019 yılında kararı çıkan davanın sanıkları arasında Mehmet Ağar, İbrahim Şahin, Korkut Eken, Ayhan Çarkın gibi isimler bulunuyordu.
Karar mağdur aileleri ve avukatları tarafından tepkiyle karşılanmıştı.
Mağdur ailelerin avukatlarından olan Diyarbakır'ın eski baro başkanı Avukat Ahmet Özmen beraat kararının kabul edilemez olduğunu söylemişti.
1993-1996 yılları arasında Ankara'da Altındağ İlçe Nüfus Müdürü Abdülmecit Baskın'ın aralarında olduğu 19 kişinin öldürülmesiyle ilgili olarak 2011 yılında başlayan soruşturma 19 Aralık 2013 yılında davaya dönüştü.
Zaman aşımı nedeniyle Abdülmecit Baskın cinayetiyle ilgili iddianame 20 Eylül'de 2013'te düzenlendi ve aynı yıl 19 Aralık'ta tarihinde iddianame genişletildi.
Yeni iddianameye Behçet Cantürk, HDP Eş Başkanı Pervin Buldan'ın eşi Savaş Buldan, Namık Erdoğan, Ömer Lutfi Topal, Medet Serhat, Metin Vural, Recep Kuzucu, Hacı Karay, Adnan Yıldırım, İsmail Karaalioğlu, Yusuf Ekinci, Hikmet Babataş, Feyzi Aslan, Lazem Esmaeılı, Asker Smıtko, Tarık Ümit, Salih Aslan ve Faik Candan cinayetleri de dahil edildi.
Ankara JİTEM Davası sanıkları ise eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar, Özel Harekat Daire Başkanı İbrahim Şahin, Korkut Eken, Ayhan Çarkın, Ayhan Akça, Ziya Bandırmalıoğlu, Ercan Ersoy, Ahmet Demirel, Ayhan Özkan, Seyfettin Lap, Enver Ulu, Uğur Şahin, Alper Tekdemir, Yusuf Yüksel, Abbas Semih Sueri, Lokman Külünk, Mahmut Yıldırım, Nurettin Güven, Muhsin Korman idi.
Sanıklar "cürüm işlemek için oluşturulan silahlı teşekkülün faaliyeti kapsamında insan öldürmek" suçlarından yargılanıyorlardı.
Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele (JİTEM) nedir?
1987'de OHAL (olağanüstü hâl) bölgesinin ortaya çıkışıyla birlikte kurulan JİTEM'in varlığı uzun süre tartışma konusu olmuştu.
Kamu kuruluşları ve hükümetler, JİTEM adlı bir oluşumun olmadığını ifade etse de 2011 yılında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturmada JİTEM'in "İçişleri Bakanlığı'nın onayı olmadan ve Genelkurmay'dan görüş alınmadan Jandarma Genel Komutanlığı'nın kendi inisiyatifiyle kurulmuş olduğu" sonucuna varılmıştı.
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, JİTEM'i tanımlarken yapılanmanın amacını "Yok etme ve sindirme. Yok ettiler. Devlet büyük küçük demeden herkesle uğraştı. Herkesi öldürmek konusunda bir sınırlama yoktu. O konuda eşit davrandılar" diyerek tanımlamıştı.