İzmir'deki yasağa karşı dava
HKP, İzmir kent genelinde basın açıklaması, gösteri ve yürüyüşleri yasaklayan valilik kararına karşı yürütmeyi durdurma talebiyle dava açtı.
Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) avukatları, İzmir Valiliğinin 7 gün süreyle eylem yapılmasını yasaklama kararının Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) maddeleriyle, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) sayısız kararına aykırı olduğu gerekçesiyle İzmir İdare Mahkemesi’ne iptal başvurusunda bulundu.
İdare Mahkemesi’ne verilen dilekçede, “Ancak iş bu davanın hukuki yararının ortadan kalkmaması ve idare hukukunun dayandığı temel prensiplerin gereğinin yerine getirilmesi, bu yasağın meşrulaştırılmaması ve ‘de facto’ yani fiili uygulamalarla bu hukuksuz kararın, ayakta kalmasını önlemek ve telafisi imkânsız sonuçların önüne geçmek için, öncelikle ve ivedikle hali hazırda 7 gün süre olan bu kısıtlamaya karşı yürütmeyi durdurma kararı verilmesi gerekmektedir. Aksi halde, dileyen İdare, keyfi ve hukuka aykırı uygulamalarla, kanunsuz ve kısa süreli de olsa istediği kararı, her türlü yargı denetiminden uzak bir şekilde alacak ve uygulamaya koyabilecektir” denildi.
“FİİLEN OLAĞANÜSTÜ BİR YÖNETİM ŞEKLİ İLE KARŞI KARŞIYAYIZ”
Dilekçe’nin devamında, “Daha önce alınan hukuksuz kararlarda olduğu gibi, bu kararın da COVİD-19 ile mücadele kisvesi altında alınan, tamamen hukuki dayanaktan yoksun, keyfi bir karar olduğu aşikârdır. Anlaşılan o ki, ülkemizde artık olağanüstü hal ilan edilmesine gerek dahi kalmadan ve Anayasa’da ve yasalarda yer aldığı şekilde temel hak ve özgürlükleri yasa ile dahi kısıtlamaya gerek duymadan, aleni bir şekilde fiilen olağanüstü bir yönetim şekli ile karşı karşıyayız” ifadelerine yer verildi.
“KORONAVİRÜS İZNE BAĞLI MI HAREKET EDİYOR”
İzmir İdare Mahkemesi önünde bir araya gelen HKP İzmir İl Yönetimi adına HKP Genel Sekreter Yardımcısı ve İzmir İl Başkanı Avukat Tacettin Çolak açıklama yaptı.
Çolak şunları söyledi:
“Saygıdeğer Halkımız, Memlekette kanunsuzluklar bitmiyor, keyfilikler bitmiyor, bizde her gün bir suç duyurusu, bir dava açmak zorunda kalıyoruz. Dün uyuşturucu kaçakçılığı ve faili meçhul cinayetlerle ilgili suç duyurusunda bulunduk. Bugünde İzmir Valiliği’nin Gezi İsyanı’nın yıldönümünde dün itibariyle 26 Mayıs Saat 15.00’ten 1 Haziran 21.00’a kadar almış olduğu yasaklar hakkında dava açmak zorunda kaldık. Şimdi İzmir Valiliği diyor ki, Valiliklerin ve Kaymakamlıkların uygun göreceği etkinlikler hariç olmak üzere bu 7 gün içerisinde tüm basın açıklamalarını, açık ve kapalı yerdeki toplantıları, çelenk bırakmaları, karşılamaları yani aslında Anayasa ve Uluslararası Sözleşmelerle tanınan tüm temel hak ve özgürlükler kapsamında olan her türlü özgürlüğe yasak koyuyor.
Burada çok ince bir uyanıklık yapıyorlar, Kaymakamlıklar ve Valiliğin uygun göreceği diyerek. Gerekçede pandemi koşullarında toplumun sağlığını düşünüyorlarmış. Yani şimdi koronavirüs Kaymakamlıklar ve Valiliğin iznine bağlı mı hareket ediyor. Kaymakamlıklar, Valilikler izin verince oradaki insanlara virüs bulaşışı olmuyor mu? Yani bunlar aslında halkımızın aklıyla etmektir. İnsanları ahmak yerine koymaktır.
'YASAKLAMALARLA GEZİ’Yİ TOPLUMUN BİLİNCİNDEN HİÇ KİMSE SİLEMEZ'
Değerli İzmir Halkı, geçmişte de Valilik benzer yasak kararları aldı. 2015 yılında da benzer bir karar alındı. Fakat bugün Valilik kendi resmi sitesinde bu almış olduğu yasaklama kararını yayınlama cesareti de görmüyor. Yani hukuki belirlilik ilkesi gereğince devletin veya devlet kurumlarının almış olduğu kararları vatandaşlar nasıl, nereden öğrenecek. Biz basından öğrendik. Halkın Kurtuluş Partisi olarak harekete geçtik. Aslında Anayasa Mahkemesi’nin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin, İnsan Hakları Sözleşmesi’nin hükümleri gereğince vermiş olduğu onlarca karar var. 8 sayfalık dilekçemizde biz bu kararların hepsine yer verdik. Şuan itibariyle açmış olduğumuz dava İzmir 3. İdare Mahkemesi’nin 2021/814 esas sayılı dosyasında işlem görmeye başlamıştır. Mahkeme kalemiyle de görüştük. Çünkü bu çok acil durumdur. Öncelikle, ivedilikle yürütmenin durdurulması kararının verilmesi gerekmektedir. Dosyanın hızla ele alınmasını talep ettik. İdare Mahkemesi hâkimlerinden hukuka uygun karar vermelerini bekliyoruz.
Gezi Direnişi milyonların harekete geçtiği haksızlıklar ve hukuksuzlar karşısında isyan hareketidir. Bunu yasaklamalarla, keyfi uygulamalarla toplumun bilincinden hiç kimse silemez. Halkın Kurtuluş Partisi her zaman olduğu gibi her türlü özgürlüklere karşı yapılmış harekete nereden gelirse gelsin, kimden gelirse gelsin ona karşı mücadele etmeye edecek. Saygılar sunuyorum.”