İzmir'de Filistin'e destek eylemi

Filistin’de İşgale Son Platformu, İzmir’de Türkan Saylan Kültür Merkezi’nden Alsancak Limanı’na yürüyerek İsrail’in Filistin’e yönelik saldırıları ve Türkiye’nin İsrail’le ticari ilişkilerini protesto etti.

Filistin’de İşgale Son Platformu, Filistinli sendikaların 29 Kasım Filistin İşçileri ve Halkıyla Dayanışma Günü’nde yaptığı uluslararası dayanışma çağrısı dolayısıyla İzmir’de Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde bir araya geldi.

İsrail’le tüm ilişkilerin kesilmesini talep eden platform üyeleri, Alsancak Limanı’na yürüdü. Yürüyüş boyunca sık sık “Nehirden denize özgür Filistin”, “Katil İsrail, işbirlikçi AKP”, “Yıkılsın siyonist İsrail devleti” sloganlarını attı.

Platform adına basın açıklamasını okuyan Cezmi Tomrukçu, şunları söyledi:

“İSRAİL KULLANIMI YASAK OLAN SİLAH VE BOMBALARLA SAVAŞ SUÇU İŞLİYOR”
“Siyonist İsrail 75 yıldır Filistin topraklarında etnik temizlik, katliam ve işgal saldırıları gerçekleştiriyor. İşgalci İsrail devleti 7 Ekim’den bu yana Gazze’de saldırılarını artırmış durumda. Azgın saldırıların doğrudan hedefi Gazze olsa dahi Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te de saldırılar artıyor. Kullanımı yasak olan silah ve bombalarla savaş suçu işliyorlar. Siyonistler ABD ve AB’li emperyalistlerinin desteğiyle Gazze’de katliam anlamına gelen ambargo uyguluyorlar. Hastaneleri, BM’ye ait okul ve diğer kurumları bombalayarak sivilleri hedef alıyorlar. Güneye gitmeleri yönünde tehdit ettikleri Gazzelileri yollarda katlediyorlar. Hastaneleri basarak tıbbi müdahaleyi engelliyorlar ve hastaları infaz ediyorlar. Saymakla bitiremeyeceğimiz savaş suçu niteliğindeki saldırılarını sınırsızca sürdürüyorlar. Tüm bu yaşananalar dünyanın gözü önünde hayata geçiriliyor. BM ve diğer uluslararası kuruluşlar ise göstermelik açıklamalar yapmanın ötesine geçmiyorlar.

“TÜRKİYE İSRAİL’E İHRACAT YAPMAYA DEVAM EDİYOR”
Başta ABD olmak üzere emperyalistlerin askeri, siyasi, teknik, istihbarat vb. açıdan her türlü desteğini alan siyonist İsrail’in katliamlarına dünyanın her yerinde gerçek tepkiyi ise emekçi halklar gösteriyor. Türkiye, Sudi Arabistan, Mısır, Ürdün, Birleşik Emirlikler başta olmak üzere bölge devletlerinin yönetimleri ise hamasi nutuklar atmanın ötesine geçmiyorlar. İsrail’le tüm ilişkileri olduğu gibi sürdürüyorlar. Elçilerin gönderilmesi gibi bir adım dahi atmış değiller. Türkiye İsrail’in savaş makinasına temel girdileri ihraç etmeye devam ediyor. Türkiye limanlarından, hava alanlarından İsrail’e her gün yeni sevkiyatlar gerçekleştiriliyor. Petrol, çimento, demir-çelik, kimyasal maddeler, İsrail ordusu için sebze-meyve vb. Türkiye’den İsrail’e yapılan sevkiyatın temel girdilerini oluşturuyor. AKP yöneticisi, ittifak ortağı ve yandaşı olan, devlet teşvikleri alan şirketler İsrail’le ticari ilişkilerde ön sıralarda yer alıyorlar. Bu şirketlerin başında ise Zorlu, AkçanSA, Eren Holding, MNG Air, Kalyonlar, Kalkavanlar, Tosçelik, Kardemir, İsdemir, Erdemir, Çolakoğlu, Kocaer, Pamukkale Kablo geliyor. Türkiye limanlarından taşınan petrol İsrail’in sanayi altyapısının, savaş makinalarının düzenli olarak işlemesini sağlıyor. Filistin halkının başına uçak, tank vb. ile yağdırılan bombalar bu sayede atılıyor. Demir-çelik ise İsrail savaş sanayinin temel girdisini oluşturuyor. Gazze’ye uygulanan yoğun ambargo ve kuşatma nedeniyle Gazzeliler temel ihtiyaçlara dahi ulaşamazken İsrail ordusu için sebze, meyve, gıda Türkiye’den şu an önünde bulunduğumuz İzmir limanından gönderiliyor.

 “TÜRK SERMAYESİ, FİLİSTİN’İN HALKININ KATLİAMINA ORTAK OLUYOR”
Türk sermaye çevreleri İsrail’le kurdukları ilişkilerle Filistin halkının katliamına doğrudan ortak oluyorlar. AKP iktidarı da İsrail’le her türlü ilişkiyi olduğu sürdürerek bu katliamların bir parçası oluyor. AKP döneminde devlet teşviki ve kıyak ihalelerle büyüyen firmalar, cemaatler, tarikatlar, Cumhur İttifakı’nın bütün ortaklarıyla ilişkili firmalar da İsrail’e ihracatını olduğu gibi sürdürüyorlar. Bu firmalar arasında BBP, Hüda Par, AKP kurucu ve yöneticilerinin doğrudan bağlantısı bulunuyor. Muhalefet partilerinden CHP ve İYİ partili yöneticilerin de bağlantılı oldukları firmalar da bulunuyor. MÜSİAD, TÜSİAD, ÇİB gibi sermaye örgütlerine üye firmalar, sermaye partileri kasalarına girecek paralar için ellerini Filistin halkının kanına bulamaktan geri durmuyorlar.

“ERDOĞAN İSRAİL’İ KINIYOR, OĞLU İSRAİL LİMANINDAN YÜKLEME YAPIYOR”
İsrail’le tüm ilişkiler kesilsin! Kürsülerde İsrail’i terörist olarak nitelendiren AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan İsrail’le askeri, siyasi, ticari, diplomatik ilişkileri olduğu gibi sürdürüyor. Saldırıların şiddetli olarak devam ettiği 11 Ekim’de Limak’a ait İskenderun Limanı’ndan kalkan Manta Denizcilik’e ait Halit Yıldırım adlı gemi, 14 Ekim’de İsrail’e varıyor. Erdoğan, 17 Ekim’de hastane bombaladığı için İsrail’i kınarken oğlu Burak Erdoğan’ın şirketi İsrail limanından yükleme yapıyor. İsrail’i, Filistin’e yönelik saldırıları için kınayan Erdoğan Rojava’da Kürt halkına yönelik işgal ve savaş politikalarını sürdürüyor, meclisten tezkere çıkarıyor. Sınır ötesi operasyonlar sürerken Türkiye’de Kürt halkına yönelik gözaltı ve tutuklamalar devam ediyor.

 “BURADAN KALKAN GEMİLER BOMBA OLARAK GAZZELİLERİN ÜZERİNE YAĞIYOR”
Filistin davasına ve halkına gerçek ve samimi destek vermenin tek yolu İsrail’le tüm ilişkileri kesmekten geçiyor. Siyonist savaş makinasının temel girdisi olan petrol, demir-çelik ürünlerini başta olmak üzere Türkiye’den yapılan tüm sevkiyatlar bir an önce durdurulmalıdır. Bugün Filistin Sendikalar Federasyonu’nun ‘29 Kasım Filistin İşçileri ve Halkıyla Dayanışma Günü’ çağrısı için buradayız. Buradan tüm işçileri emekçileri Filistin’deki işgal ve katliama dur demek için, İsrail’le tüm ilişkilerin kesilmesi için mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz. Buradan İzmir limanındaki işçilere sesleniyoruz. Gemilerin bu limandan kalkmasına izin vermeyin. Bu limandan kalkan gemiler İsrail askerlerinin karnını doyuruyor. Buradan kalkan gemiler İsrail’den bomba olarak Gazzelilerin üzerine yağıyor. Eğer Filistin’in yanındaysak, buradan hiçbir geminin kalkmasına izin vermemeliyiz. İsrail’e sevkiyat yapan tüm firmaların önünü mücadele alanına çevirelim. Siyonist İsrail’in savaş suçunu sürdürmesi için giden tüm ürünlerin Türkiye liman ve havaalanlarından gidişini engelleyelim! Savaş suçu için değil insani yardım için sevkiyat yapılsın! İsrail’le tüm ilişkiler kesilsin! NATO’dan çıkılsın, tüm emperyalist üsler kapatılsın! Filistin’de siyasisi tutsaklara özgürlük!”

Sonraki Haber