İşte Fethullah Gülen'in 2. adresi
Fethullah Gülen'in Pensilvanya'yı terk etmek zorunda kalması durumunda yeni adresinin Belçika olacağı idda edildi.
İslamofobik söylem ve eylemlerin merkezi olan Avrupa, Türkiye ve Müslümanlara yönelik ikircikli tavrıyla her geçen gün samimiyetsizliğini ortaya koyuyor. Brüksel'de terör örgütü PKK'ya ait çadırların kurulmasına izin verilmesi, Brüksel patlamalarından sonra, Belçika yetkili makamlarından Müslümanlar için “Sevinçten sokaklarda dans ettiler” suçlamasında bulunulması Avrupa'nın gerçek yüzünü gözler önüne serdi.
Zaman gazetesinden Koray Taşdemir'in haberine göre Türkiye Brüksel Büyükelçiliği Basın Müşaviri Veysel Filiz, Avrupa'nın Türkiye ve Müslümanlara yönelik ikiyüzlü tavrına dair önemli açıklamalarda bulundu. Zaman'a konuşan Filiz, Belçika'nın teröristlere verdiği desteğe dikkat çekti.
Filiz, PKK'lısından DHKP-C'lisine ve paralel yapının önemli aktörlerinden personellerine kadar Belçika'da bulunduğunu belirterek; “Mesela FETÖ'nün başı Gülen, bir gün Pensilvanya'dan gönderilirse doğrudan geleceği yerin Belçika olacağı konuşuluyor. Bir yandan PKK'ya ve FETÖ'ye destek veriliyor, diğer yandan da İslam karşıtı söylemlerle nefret artırılıyor. Türkiye'de bazı medya kuruluşları maalesef ihanet odaklı çalıştıkları için bu durum Batı'daki Türkiye karşıtı söylemi de besliyor.” dedi.
Batılıların terör örgütlerine verdiği desteğin önemli bir sorun oluşturduğunu belirten Filiz; “Brüksel'deki çadırın PKK çadırı olmadığını söylüyorlardı ama biz, ‘Kızılay'da kendini patlatan kadının resimleri asılı, PKK liderinin resimleri asılı burada. Bu nedir?' diye sorduğumuzda, ‘Bunlar onlar mı ki?' diyerek saflığa yatıyorlar. Adeta aklımızla dalga geçiyorlar.” diye konuştu.
Avrupa, Cumhurbaşkanı'mızı sorun ediyor!
Belçika özelinde Avrupa'da Türkiye ve Müslümanlara yönelik algıyı konuştuğumuz Veysel Filiz, Avrupa'da İslam ve Türkiye karşıtlığının zirve yaptığını belirterek “İslam karşıtlığı son 2 yıldır Türkiye paydasında birleşti.” dedi.
Filiz, “Bu, İslamofobik ajandanın bir ürünüdür. Son politik konjonktür bu İslamofobik ajandayla birleşti. Bu birleşmenin temel argümanlarından birisi de Cumhurbaşkanı'mıza olan açık hakaret ve düşmanlık. Açık ve net İslamofobik ajandanın retoriği haline geldi bu. Cumhurbaşkanı'mız bugünkü Türkiye'nin iddialarını taşıyan en görünür aktör olduğu için Avrupa tarafından problem olarak görülüyor. Türkiye, dünyadaki mevcut statükonun yıkılması yönünde söylemlerde bulunuyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da bunun taşıyıcısıdır. Dolayısıyla sisteme ve onun çarpık adalet anlayışına başkaldıran liderle ilgili nefretini bu sistemin savunucuları İslam karşıtlığı üzerinden yürütüyor.” diye konuştu.