''İstanbul Sözleşmesi kalacak, siz gideceksiniz''
CHP Kadın Kolları Başkanı Aylin Nazlıaka, ‘Erkekler, İstanbul Sözleşmesi’nden rahatsız değil, kadına şiddet uygulayan, katleden, tacizci, tecavüzcü erkekler rahatsız’ dedi.
Hafta sonu yapılan kurultayda CHP Kadın Kolları Genel Başkanlığına seçilen Aylin Nazlıaka, ilk basın toplantısını İstanbul Sözleşmesine dair yaptı.
İstanbul Sözleşmesi ile ilgili 81 ildeki CHP kadın örgütleriyle eş zamanlı olarak CHP Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenleyen Nazlıaka, “Bugün ülkemizin her bir köşesi işsizlik, yoksulluk, adaletsizlik ve şiddet ile kaynarken, siyasi iktidar yangına benzin dökecek kadar kontrolünü yitirmiş kararlar alıyor. Bunun en akıl almaz örneğini de, İstanbul Sözleşmesi üzerinden kadınlara yönelik başlatılan sistematik saldırılarda görüyoruz” dedi.
Kadınların elde ettiği tüm hakların ellerinden alınmak istendiğini ifade eden Nazlıaka, “Biz kadınlar elde ettiğimiz haklarımızı bugün hayatın her alanında yaşamak istiyoruz. Erkek egemen iktidar ise hukuken kazanılmış haklarımızı gasp ettiği yetmiyormuş gibi şimdi de bu hakları tamamen ortadan kaldırmak istiyor” diye konuştu.
“İstanbul Sözleşmesi, bugün tam olarak uygulanıyor olsa idi birçok kız kardeşimiz yaşıyor olacaktı” diyen Nazlıaka, İstanbul Sözleşmesi’nin, kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddete karşı devletin yapması gerekenleri içeren uluslararası hukuki bir belge olduğunun altını çizdi.
‘YUVA YIKMIYOR, DİNE AYKIRI KURALLARDAN BAHSETMİYOR’
CHP Kadın Kolları Başkanı Nazlıaka, İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılması için öne sürülen iddialara şöyle yanıt verdi:
“İstanbul Sözleşmesi, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasını öngören ve kadına karşı sokakta ya da evde şiddetin önlenmesini amaçlayan hukuki bir belgedir ve Türkiye Cumhuriyeti de altına imza attığı bu sözleşmenin gereklerini yapmak zorundadır.
Birilerinin iddia ettiği gibi İstanbul Sözleşmesi yuva yıkmıyor. Sözleşme, bir ailede şiddet gören kadın varsa erkeğin cezalandırılması gerektiğini söylüyor.
Hiçbir dine ya da kültüre aykırı kurallardan bahsetmiyor; çünkü tüm kadınların şiddetten korunmasını amaçlıyor.
Sözleşme; kadınların beyanı nedeniyle erkekleri delilsiz olarak cezalandırmıyor. Sözleşmeye göre kadının beyanıyla yalnızca kadın için acil koruma tedbirleri alınması öngörülüyor.
Türkiye’de boşanmalar aile içi şiddet ya da anlaşmazlık nedeniyle gerçekleşiyor; yine birilerinin iddia ettiği gibi İstanbul Sözleşmesi’nde boşanma kavramının geçtiği ya da ima edildiği tek bir satır yok.
“Sözleşme toplumu cinsiyetsizleştirmiyor; aksine hiç kimsenin cinsiyetinden ötürü ikinci sınıf insan muamelesi görmemesini teminat altına alıyor.”
‘TACİZCİ, TECAVÜZCÜ ERKEKLER RAHATSIZ’
“Erkekler, İstanbul Sözleşmesi’nden rahatsız değil; eşine, sevgilisine ya da hiç tanımadığı bir kadına şiddet uygulayan, katleden, tacizci, tecavüzcü erkekler rahatsız” diyen Nazlıaka, şöyle devam etti:
“İstanbul Sözleşmesi’nin öngördüğü haklar, en temel insan haklarıdır ve insan hakları asla tartışmaya açılamaz. Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları olarak, ülkemizde tüm kadınlar haklarını tek tek öğrenip savunana kadar sokak sokak gezeceğiz, anlatacağız, dertleşeceğiz. Haklarımızdan asla geri adım atmayacağız. Kadınların ölmeyeceği, öldürülmeyeceği; hayatın her alanında daha fazla yer alacağı bir geleceği hep birlikte inşa edeceğiz.”
‘İSTANBUL SÖZLEŞMESİ KIRMIZI ÇİZGİMİZDİR’
“Bugün neredeyse her gün bir kadının öldürüldüğü, tacize, tecavüze ya da farklı şiddet türlerine maruz kaldığı ülkemizde İstanbul Sözleşmesi, bizim kırmızı çizgimizdir. Bu çizgiyi aşanlara, Sözleşme’yi uygulamak yerine kaldırmak isteyenlere oturdukları koltukları dar edeceğiz.
Cesaret biziz, azim biziz, emek biziz, mücadele biziz. Biz kadınlarız; biz her iki kişiden biriyiz. Bu ülkenin onurlu ve mutlu yarınlarının yükseleceği eller, bizim ellerimiz.
İstanbul Sözleşmesi kalacak! Siz gideceksiniz!”