İstanbul beklenen büyük depreme hazır mı?

17 Ağustos depreminin yıldönümü yaklaşırken, bilim insanları, Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın İstanbul'un güneyinden geçen kısmında enerji birikmesi olduğunu ve bunun da büyüklüğü 7'nin üzerinde bir depreme neden olabileceği uyarısı yaptı.

Son 20 yıl içerisinde depreme hazırlık konusunda bir dizi adım atılırken, özellikle inşaat alanında çok sayıda yasal düzenleme yapıldı.

Bina yönetmelikleri değiştirilirken, İstanbul'un belli bazı noktalarına deprem konteynerleri yerleştirildi ve toplanma alanları belirlendi.

Türkiye'de afet konusunda en yetkili kamu kurumu olan Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), bu yıl "Afete Hazır Türkiye" projesini başlattı. Bu projeyle bir dizi kişiye eğitim verilerek, halkın afet sonrasındaki ilk 72 saate hazır olması amaçlanıyor. AFAD'ın web sitesinde, proje kapsamında İstanbul'da şu ana kadar 487 bin 776 kişiye ulaşıldığı belirtiliyor.

Ancak uzmanlar, 20 yılda belli bazı önlemler alınmış olsa da depreme hazırlık konusunda atılması gereken daha çok adım olduğunu söylüyor.

İSTANBUL'DA FAY HATTI NEREDEN GEÇİYOR, EN RİSKLİ BÖLGELER NERESİ?

İstanbul'un altından geçen bir fay hattı bulunmuyor. Ancak Marmara Depremi'nde kırılan Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın bir uzantısı, İstanbul'un Adalar ilçesinin güneyinden geçiyor.
Bu nedenle de İstanbul'da güneyden kuzeye doğru ilerledikçe deprem riski de azalıyor.

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'ne (TMMOB) bağlı Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Sekreteri Oktay Kargül, İstanbul'daki bölgelerin farklı nedenlerle risk altında olduğunu söyledi.

Kargül, "Bazıları yapı stokuyla çok ciddi risk taşıyor, bazıları da zemin yapısıyla. Özellikle Bahçelievler ve Fatih yapı stokuyla çok ciddi risk taşıyor. Çok hasar görme ihtimali, yıkılma ihtimali yüksek yapılar, bu iki bölgede bulunuyor. Ama Kartal, Maltepe, Zeytinburnu gibi alanlarda da yapı stoku olduğu kadar Marmara Denizi'nden yükselecek denizin de etkilemesi bekleniyor" dedi.

'ÇARPIK KENTLEŞME TSUNAMİNİN ZARARINI ARTIRABİLİR'

Kargül, İstanbul'un tsunami riskiyle karşı karşıya olduğunu ve "çarpık kentleşmenin" bu riskin yaratacağı potansiyel zararı da artırabileceğini ifade etti.

Marmara Depremi'nden bu yana en sık soruların sorular arasında "Beklenen büyük İstanbul depreminin ne zaman meydana geleceği" yer alıyor.

Dünya üzerinde henüz depremleri önceden belirleyen bir sistem yok.

ÇEŞİTLİ SENARYOLAR ORTAYA ATILDI

Bununla birlikte son 20 yılda gerek Türkiye'den gerekse de yurt dışından birçok bilim insanı, fay hattı üzerinde incelemeler yaparak, çeşitli senaryolar geliştirdi.

Bu senaryoların ortak noktasını, İstanbul'da zamanı bilinmese de büyük bir depremin yaşanacağı ve bunun büyüklüğünün de 7'nin üstünde olacağı öngörüsü oluşturuyor.

Son olarak, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü; Boğaziçi Üniversitesi, İTÜ ve Ankara Üniversitesinden bilim insanları ile birlikte bir çalışmaya imza attı.

Bu çalışmada, tarihsel veriler incelendi ve fay hattında ölçümler yapıldı. Doğu'da Çınarcık, merkezde Kumburgaz ve Batı'da Tekirdağ hattını izleyen Kuzey Anadolu Fay Hattı'nda sırasıyla 7,5, 7,4 ve 7,2 büyüklüğünde depremler beklendiği belirtildi.

Almanya merkezli Geomar Helmholtz Okyanus Araştırma Merkezi de Marmara Denizi'nin altında iki yılı aşkın bir süre inceleme yaptı. Temmuz başında açıklanan sonuçlara göre, denizin altındaki tektonik gerginliğin arttığı ve bunun da 7.1 ile 7.4 arasında bir büyüklükte deprem yaratmasının beklendiği açıklandı.

Japon Uluslararası İşbirliği Ajansı (JICA) ile İBB tarafından yapılan ve sonuç raporu 2002 yılında yayımlanan çalışmaya göre, İstanbul'daki binaların yüzde 35 ile 38'inin depremde hasar göreceği öngörüldü.

'EN AZ BİR MİLYON KİŞİYİ ETKİLEYECEK'

Aynı çalışmada can kaybı 73 ile 87 bin arasında, ağır yaralı sayısı ise 120 ile 135 bin arasında hesaplandı. Can kayıplarının ve ağır yaralanmaların tamamının çöken binalardan kaynaklanacağı belirtilirken, depremin etkileyeceği toplam kişi sayısı da en az 1 milyon olacağı ifade edildi.

AFAD Deprem Dairesi Başkanı Murat Nurlu, geçen yıl yaptığı açıklamada, yaptıkları senaryoya göre, 7,5 büyüklüğünde İstanbul kent merkezinde 26 ile 30 bin arasında kişinin hayatını kaybedeceğini söyledi.

Nurlu, "Yaklaşık 50 bin vatandaşımız ağır yaralı olacak. 44 bin 802 binamız yıkılacak. Açıkta kalacak insan sayısı 2 milyon 374 bin. Biz en kötüye göre hazırlıyoruz. Bunlar İstanbul için verdiğim değerler. Marmara Bölgesi'nde olacağı için genelde 28 bin, 30 bine yakın bir can kaybımız söz konusu. Yaklaşık 2 milyon 6 yüz bin vatandaşımız açıkta kalmış olacak. Deprem sonrası olacak tsunami etkileri de olacaktır" dedi.

1999'DAN SONRA NELER YAPILDI?

17 Ağustos 1999'da Gölcük; 12 Kasım 1999'da da Düzce merkez üssü olan iki depremin ardından özellikle İstanbul'la ilgili uyarılar daha yüksek sesle dile getirilmeye ve bir dizi önlem alınmaya başlandı.

İstanbul'la ilgili iki önemli çalışmaya imza atıldı. Bunlardan ilki 2002 yılında JICA ile yapılan çalışma oldu. İkincisi de İBB'nin 2003 yılında İTÜ, ODTÜ, YTÜ ve Boğaziçi Üniversitelerine hazırlattığı İstanbul Deprem Master Planı oldu.

2016 yılında başlanan Kentsel Dönüşüm Master Planı ise henüz tamamlanmadı.

Yapılan bu çalışmalara ek olarak, mevzuatta da önemli değişikliklere gidildi. Bunların başında da inşaat yönetmelikleri geliyor.

İstanbul Valiliği, 2000'li yılların başında kentin farklı noktalarına bir deprem anında özellikle enkaz kaldırma ve ilk yardım çalışmalarına destek olacak malzemelerin bulunduğu konteynırlar yerleştirdi.

Ayrıca İstanbul'un ana arterleri tahliye yolları olarak sınıflandırılırken, park ya da boş arazi gibi açık alanlar da toplanma yerleri olarak belirlendi.

Sonraki Haber