Irak'tan küstah "Türk askeri" kararı !
Irak Meclisi, Musul'daki Türk askeri varlığıyla ilgili küstah bir karar alıp açıklama yaptı. Türkiye'den bu karara yanıt gecikmedi.
Irak Meclisi'nde alınan kararla, Türkiye'nin Musul'a bağlı Başika'daki askeri varlığının kabul edilmediği duyuruldu.
Irak Meclisi'nden yapılan yazılı açıklamada, Meclis'in, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin (TBMM) aldığı Türk askerlerinin Irak'ta kalma süresinin uzatılmasıyla ilgili kararını kabul etmediği ve bununla ilgili kararı onayladığı bildirildi.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Aldığımız karar, Türkiye'nin Bağdat Büyükelçisi'nin çağrılıp nota verilmesi, Türk güçlerinin 'işgalci güçler' olarak sayılması ve Irak topraklarından çıkarılması için gerekenlerin yapılması, Türk güçlerinin Irak'a girmesini talep edenler hakkında yargıya başvurmak, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarının kınanması ve kabul edilmediği, Türkiye ile ticari ve ekonomik ilişkilerin gözden geçirilmesi, Türk güçlerinin ülkeden çıkarılması için hükümetin BMGK ve BM'ye acilen başvurması, hükümetin ayrıca ülkenin egemenliğinin korunması için siyasi ve diplomatik yollara başvurması talebini içeriyor."
Irak'a Mart 2003 işgaliyle birlikte gelen Amerikalı askerlerin yanı sıra İran'ın da hem siyasi hem de askeri nüfuzunun olduğu biliniyor.
ABD askerlerinin Irak'ın batısındaki Enbar Vilayeti'ndeki Ayn el-Esed ve Bağdadi askeri üsleriyle Musul'daki Kayyara askeri üssünde varlık gösterdiği ifade ediliyor.
ABD'li askerler ayrıca, Bağdat'ta hükümet binalarının bulunduğu korunaklı Yeşil Bölge'deki ABD Büyükelçiliği'nde de bulunuyor.
ABD Başkanı Barack Obama'nın, Musul'un DAEŞ'ten geri alınması operasyonuna destek kapsamında Irak'a ilave 600 asker daha göndermek için hazırlık yaptığı da belirtilmişti.
Irak ordusunun Haziran 2014'te ağır silahlarını da geride bırakarak Musul'dan kaçması üzerine terör örgütü DAEŞ, kentte kontrolü sağlamıştı.
Bu tarihten sonra Irak, DAEŞ'le mücadele bahanesiyle topraklarını başta İranlı Şii milisler olmak üzere birçok paramiliter gruba açtı. Söz konusu İran destekli Şii milis gücü Haşdi Şabi'nin, ülkedeki Sünni sivillere karşı birçok ihlalde bulunduğu biliniyor.
İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün geçen ocak ayında yayımladığı raporda, bu grupların Irak'taki bazı Sünni bölgelerde yaptığı eylemlerle "savaş suçu" işlediği belirtilmişti.
Raporda, Şii milislerin Sünnilere ait onlarca cami ve iş yerini yakıp yıktığına vurgu yapılarak, bu tür eylemlerle ilgili özellikle yapının içindeki Bedir Güçleri ve Asaib Ehlulhak grupları itham edilmişti.
İBADİ: KOALİSYON GÜÇLERİ DE YANIMIZDA
Irak Başbakanı Haydar el-İbadi de düzenlediği basın toplantısında Türkiye'nin Başika'daki askeri varlığına karşı açıklamalarda bulundu ve 'Koalisyon güçleri de Irak'ın Türk askeri varlığını reddetmesinde yanımızda duruyor' dedi. İbadi, Başika ile ilgili açıklamarında şunları kaydetti: "Türkiye'nin içişlerimize müdahalesini kabul etmiyoruz. Askeri varlıkları içişlerimize bariz müdahaledir ve egemenliğimize aykırıdır.Bakanlar kurulu da Türkiye cumhurbaşkanının açıklamalarını reddetti, kınadı ve 'fitne yaratmak için girişim' olarak addetti. Askeri seçeneğe başvurma niyetimiz yok. Bölgesel çatışmaya girmek istemiyoruz ve korkarız ki Türkiye'nin Musul'daki macerası bölgesel çatışmaya dönüşür. Türk liderler konuştukları planları gerçekleştirmede başarılı olamayacaklar. Bunun en büyük yansıması önce Türkiye'ye olur. Koalisyon güçleri de Irak'ın Türk askeri varlığını reddetmesinde yanımızda duruyor. Bunu en sağlıklı şekilde çözmeliyiz."
DIŞİŞLERİ'NDEN BU KARARA JET YANIT
Irak Meclisi'nin aldığı kararla ilgili Dışişleri Bakanlığı'ndan da açıklama yapıldı. Açıklamada şöyle denildi:
Irak Temsilciler Meclisi’nin 4 Ekim 2016 tarihinde aldığı kararı kınıyoruz. Özellikle sözkonusu kararın Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik çirkin ithamlar içeren bölümünü şiddetle protesto ediyor ve kabul edilemez buluyoruz. Bu kararın, Türkiye’nin yıllardır her konuda yanında durduğu ve elindeki tüm imkanlarla destek olmaya çalıştığı Irak halkının büyük bölümünün görüşlerini yansıtmadığını düşünüyoruz.
Türkiye, ulusal güvenliğine bir tehdit olarak gördüğü DEAŞ’la en başından bu yana kararlı bir mücadele sergilemekte, bu süreçte DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonu’nun kuruluşundan itibaren bir üyesi olarak Koalisyon'un çabalarını kuvvetli şekilde desteklemektedir.
Türkiye, yıllardır Irak’tan kaynaklanan terör tehdidi nedeniyle binlerce vatandaşını kaybetmiş ve Irak’taki mezhepçi yaklaşımlar nedeniyle yaşanan istikrarsızlıkların doğrudan etkisinde kalmış olmasına rağmen, Irak’ın toprak bütünlüğünü, egemenliğini, istikrarını ve güvenliğini gerektiğinde büyük siyasi ve ekonomik bedelleri üstlenmeyi göze alarak en kuvvetli şekilde savunmuştur. Bugüne kadar Irak’a Türkiye’den kaynaklanan hiç bir tehdit olmamıştır.
Irak Temsilciler Meclisi'nin sözkonusu kararında bahsekonu TBMM tezkeresi yeni bir tasarruf değildir. Irak'ın kuzeyinden neşet eden PKK terör örgütü tehdidine karşı ilk defa 2007'de kabul edilmiştir. DEAŞ terör örgütünün ortaya çıkmasıyla birlikte bu örgütü ve Suriye'yi de kapsayacak şekilde genişletilmiştir.
Yıllardır kabul edilmekte olan sözkonusu tezkereye karşı ses çıkarmayan Irak Temsilciler Meclisi'nin, terörün Irak'ta ve Türkiye'de bu kadar can aldığı bir dönemde bunu yeni bir tasarrufmuş gibi gündeme getirmesini de manidar buluyoruz.
Türkiye, ulusal güvenliğini tehdit eden terör örgütleriyle öz savunma hakkını kullanmak suretiyle gerçekleştirdiği mücadelede olduğu gibi, ortak bir geleceği paylaştığı Irak’ın egemenlik ve toprak bütünlüğünün korunması konusunda sergilediği ilkeli tutumunda da kararlılığını koruyacaktır.
ITM’nin sözkonusu kararından ve Irak’lı bazı yetkililerin son dönemdeki ülkemizi suçlayıcı açıklamalarından duyduğumuz rahatsızlık ve tepkimiz, Bakanlığımıza davet edilen Irak’ın Ankara Büyükelçisine de iletilecektir.
Iraklı yetkilileri, DEAŞ’la mücadelenin böylesine kritik bir döneminde, DEAŞ sonrası döneme yönelik çıkar hesaplarını bir kenara bırakmaya ve Irak ile bölgemizin iyiliği için ülkemizin kendilerine uzattığı dostluk ve yardım elini tutmaya davet ediyoruz.