Huzurevi’ndeki 18 ölüm Meclis gündemine taşındı
Aile, Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'na bağlı Hacı Süleyman Çakır Huzurevi'nde koronavirüs nedeniyle gerçekleşen 18 ölüm meclis gündemine taşındı.
Eskişehir’de Hacı Süleyman Çakır Huzurevi’nde bir çalışandan corona virüsü bulaşması sonucu hastaneye kaldırılan 17 yaşlı ile 1 huzurevi çalışanı hayatını kaybetmişti.
Sözcü'den Kemal ATLAN'ın haberine göre, Huzurevindeki ölümleri Meclis gündemine taşıyan CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, şöyle konuştu:
* Bu kurumda 30’a yakın çalışan personel de bulunmaktadır. Salgın döneminde Türkiye çapında diğer benzer sosyal bakım kurumlarında bu kadar yüksek can kaybı yaşanmazken, Hacı Süleyman Çakır Huzurevi’nde 18 ölüm yaşanması üzücü olduğu kadar kaygı vericidir.
* Eğer bu rakamlar doğruysa Eskişehir’deki corona virüsü ölümlerinin üçte biri Süleyman Çakır Huzurevi’nde yaşanmış demektir.
* Bu kadar can kaybı normal değildir. Yaşlılarımızın ve idari personelin hayatını kaybetmesinde, kurumda salgın döneminde yaşanan idari boşluğun ve yönetim ihmallerinin etkisi olduğu iddiaları üzerine gidilmeli mutlaka idari ve adli soruşturma açılmalıdır.
* İhmallerin ana sorumlusu konumundaki Aile, Çalışma ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü yetkilileri derhal görevinden alınmalı, gerekirse haklarında yargı süreçleri başlatılmalıdır.
”BU İDDİA DOĞRUYSA DURUM ÇOK VAHİM”
* Huzurevinde bu yılbaşında, salgından önce yapılan görev değişikliği ile atanan yeni müdür ile müdür yardımcısının görev yerleri olan huzurevi yerine Aile, Çalışma ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’nde görevlendirildiği iddiası var.
* Onların yerine de huzurevinin yöneticiliği görevi müdürlük sıfatı olmayan bir çocuk gelişim uzmanına geçici olarak verilmiş. Salgın tam da bu dönemde huzurevine bulaşmış.
* Deneyimli bir idareci kadro olsa belki de bu kadar vaka sayısı, bu kadar can kaybı olmayabilirdi. Bu iddialar doğruysa durum çok vahim. Vakalarda ve ölümlerde ihmalin büyük etkisi var.
”HASTA PERSONEL ZORLA ÇALIŞTIRILMIŞ”
* Yaşlılarımızın yanı sıra salgında hayatını kaybeden kurum çalışanının hayatını kaybetmesinde de idari ihmal olduğu iddiası var.
* Bu personelin kronik hasta olduğu, buna rağmen il Müdürlmğü tarafından kurumda yatılı olarak çalışmaya zorlandığı doğru mudur?
* Devletin şu anda yapması gereken tek şey soruşturmaları derhal başlatmak, sorumluları cezalandırmak ve yaşamını yitirenlerin ailelerine de sonuçlar hakkında aydınlatıcı bilgi vermektir.
”İDARECİLER NEDEN YERİNDE YOKTU?”
Çakırözer, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’un yanıtlaması talebiyle verdiği soru önergesinde şu sorulara yanıt istedi:
* Hacı Süleyman Çakır Huzurevi Müdürlüğü görevinde ocak ayında yapılan değişiklikten sonra kuruma hangi tarihte, kim müdür olarak atanmıştır? Aradan geçen süre içinde neden kurumunun başında bulunmamıştır?
* Huzurevine atanan müdür ve müdür yardımcısının salgın döneminde huzurevi yerine, Aile, Çalışma ve Sosyal Politikalar İl Müdürü’nün yanında çalıştırıldıkları doğru mudur?
* Huzurevinin atanmış müdür ve müdür yardımcısının yerine getirmediği müdürlük görevini, geçmişte huzurevi idareciliği vasfı olmayan bir çocuk gelişim uzmanının yürüttüğü doğru mudur?
* Salgın döneminin başında daha vakalar gözlenmeden kurumda hangi önlemler alınmıştır?
* Hayatını kaybeden Huzurevi personelinin kronik rahatsızlığı bulunmasına rağmen İl Müdürlüğü talimatıyla salgın döneminde huzurevinde yatılı kalmaya zorlandığı doğru mudur?
* Personel bu talimata itiraz etmesine ve Cumhurbaşkanlığının kronik hastaların salgın döneminde çalıştırılmaması yönündeki genelgesini gerekçe göstermesine rağmen neden böyle bir dönemde kurumda çalışmaya zorlanmıştır?
* Bu personelin korona salgınından öldüğü bilgisi doğru mudur? Bu personelin ölümünde sorumluluk onu zorla bu süreçte huzurevinde tutanlar da değil midir?
* Şehirdeki en yüksek mülkü idare amiri olan valinin bu yaşananlardan haberi var mıdır?
* Tüm bu ihmallerde sorumluluğu bulunanlar hakkında idari ve adli soruşturma süreçlerini başlattınız mı?