Hukukçulardan YSK'ya çağrı: ''İmamoğlu'na mazbatasını verilmeli''
Hukukçular, seçim sonrası sürecin YSK tarafından geciktirilmesini uyarırken Ekrem İmamoğlu'na mazbatanın bir an önce verilmesi gerektiğini ifade etti.
Hukukçular, seçim sonrası sürecin YSK eliyle geciktirilmesini eleştirirken Ekrem İmamoğlu'na mazbatanın bir an önce verilmesi gerektiğini belirtti.
İstanbul seçimlerindeki belirsizlik, 31 Mart’ın üzerinden iki hafta geçmesine karşın sürüyor. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) ise kendi içtihatlarını ve bağlayıcı kanunlarını yok sayarak iktidarın talepleri doğrultusunda hareket etmeyi sürdürüyor.
YSK’nin İstanbul seçimlerine ilişkin aldığı hemen her yeni karar, sürecin düğümlenmesine yol açarken CHP’liler, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı seçimlerinde en yüksek oyu alan Ekrem İmamoğlu’na mazbatasının verilmesi gerektiğini belirtiyor.
İktidar partisinin seçimlerin ardından takındığı tavır, Türkiye’deki hukuk sisteminin ve etik tavırların yerle bir edilmesine zemin hazırlıyor. YSK’nin AKP’nin talepleri doğrultusunda aldırdığı yeniden seçim kararlarıyla İstanbul’da adeta yeniden seçim yapılıyor. AKP’nin İstanbul genelinde seçimin iptali başvurusu yapmamış olmasına karşın YSK’nin Büyükçekmece kararını ertelemesi hukukçular tarafından, “Yetkinin kötüye kullanımı” olarak yorumlanıyor.
Birgün'den Mustafa Mert Bildircin'in haberine göre; YSK’nin kararlarıyla İstanbul’da sürecin geciktirildiğini belirterek İmamoğlu’na mazbatasının verilmesi ve düğümün çözülmesi gerektiğini söylüyor.
KÖTÜ NİYET SÖZ KONUSU
Anayasa hukukçusu Prof. Dr. Necmi Yüzbaşıoğlu, ilçelerdeki oy kaydırmalarının İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerine etki etmeyeceğini belirterek “YSK Büyükçekmece kararını büyükşehir seçimleriyle bağlantı kurarak alsa da iki seçim arasında bir bağlantı yok” dedi. Yüzbaşıoğlu, seçimlere itirazın bir hak olduğunu kaydederek “Ancak bu hak bazı yerlerde zorlama itirazlarla da kullanılabiliyor. Bazı yerlerde ise süreç kötü niyetli olabileceği şüphesi doğuracak biçimde uzatılabiliyor. Maltepe’deki sayımların uzatılması gibi…” diye konuştu.
SEÇMEN KÜTÜKLERİNE BAKILMADI
İktidarın gündeminde olan, “Olağanüstü itiraz” sürecine geçilmesi için İmamoğlu’na mazbatasının verilmesi gerektiğini ifade eden Yüzbaşıoğlu, “Olağan itirazlar bir an önce sonuçlandırılmalı ve il birleştirme tutanağı düzenlenmeli. Olağanüstü itiraz bakımından da herkese tanınan üç günlük süre var. Siyasi parti il başkanlarına bu süre yedi gün olarak tanınıyor” ifadelerini kullandı. AKP’nin Büyükçekmece’deki seçmen hareketliliği iddialarına ilişkin de konuşan Yüzbaşıoğlu, şunları söyledi:
“Olağanüstü itirazlarda seçmen kütüklerine yeniden bakılabilir. Ama bugüne kadar bu uygulanmadı. Çünkü, bu tamamıyla seçmenin tercihiyle ilgili. Yazın başka yere, kışın başka yere taşıyabiliyor insanlar ikametlerini. Kütüklere girerseniz hiçbir seçimde işin içinden çıkamazsınız. Dolayısıyla YSK içtihadı, bana göre de doğru olarak kütüklerle uğraşmamayı öngörüyor.”
KARARLAR TEREDDÜT UYANDIRIYOR
YSK’nin hem İstanbul özelinde hem de Güneydoğu illerinde aldığı bazı kararların tereddüt uyandırdığını söyleyen Anayasa hukukçusu Profesör Ergun Özbudun ise sürecin sağlıklı ilerlemesi için mazbatanın İmamoğlu’na verilmesi gerektiğinin altını çizdi. Özbudun, olağanüstü itiraz başvurusunun da ancak mazbatanın tesliminin ardından başlatılabileceğine dikkat çekti.
Anayasa ve seçim kanunlarına göre YSK’nin bu konuda tek yetkili organ olduğunu anımsatan Özbudun, “Onun kararlarına karşı başka merciye başvurmak mümkün değil. Bütün dikkatler YSK’de toplanmış durumda” diye konuştu. Özbudun, YSK’nin KHK ile ilgili kararına yönelik ise “KHK ile ihraç edilmek hiçbir şekilde seçilme hakkını düşürmez çünkü ortada bir mahkumiyet yok” sözlerini sarf etti.
YETKİNİN KÖTÜYE KULLANIMI
YSK’ye 31 Mart seçimlerine yönelik itiraz süresinin 8 Nisan’da sona erdiğini ifade eden CHP Milletvekili, Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu da itiraz süresinin sona ermesine karşın YSK’nin aldığı erteleme kararının ciddi kuşkulara neden olduğunu belirtti.
Kaboğlu, “Olası bir başvuru” gerekçesiyle erteleme kararı alınamayacağının altını çizerek “AKP, 31 Mart gecesinden itibaren yürüttüğü girişimlerle Anayasa’yı ve seçim mevzuatlarını zorlamaktadır” dedi.
“Büyükçekmece başvurusu hem konusu itibarıyla hem de sürenin geçmesi itibarıyla reddedilmeliydi” diyen Kaboğlu, “Bunu reddetmeyen YSK, potansiyel başvuru gerekçesiyle kararını erteleyerek, ‘Kötüye kullanılan başvuru hakkı’ karşısında, ‘Yetkinin kötüye kullanımı’ olarak adlandırılabilecek bir sürece girmiştir” yorumunu yaptı. Kaboğlu son olarak, YSK’nin aldığı kararların, “Siyasal baskı” kuşkusunu artırdığını söyledi.