Hem boşanma davalarında hem de noterlerde yeni dönem başlıyor

Noterlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, Resmi Gazete'de yayımlandı. Buna göre, reddedilen boşanma davalarında yeniden dava açma süresi 1 yıla inmesinden Noter'de kredi kartı kullanımına dek pek çok konuda değişikliğe gidildi.

Boşanma davası reddedildikten sonra, çiftlerin ortak hayatı yeniden kuramamaları durumunda, 1 yıl içinde yeniden dava açılabilecek. Boşanma sebebiyle açılan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleşmesinin ardından 1 yıl geçmesi halinde, eğer ortak hayat yeniden kurulamamışsa, evlilik birliği temelden sarsılmış sayılacak ve eşlerden birinin talebi üzerine boşanmaya karar verilecektir.

Türk Medeni Kanunu'nda yapılan değişiklikle, ad değişikliğiyle ilgili nüfus siciline ilişkin kayıtlar, Basın İlan Kurumu'nun ilan portalında yayımlanacak. Bu ilanda, hükmü veren mahkeme, kararın verildiği tarih, dosyanın esas ve karar numarası, ad değişikliği yapılan kişinin nüfusa kayıtlı olduğu yer, doğum tarihi, anne ve baba adı, önceki adı ve soyadı ile mahkeme kararıyla verilen yeni adı ve soyadı bilgileri yer alacak.

Noterlik Kanunu'nda yapılan değişiklikle, noterlerin tatil gün ve saatlerinde çalışması, Türkiye Noterler Birliği’nin görüşü alınarak Adalet Bakanlığı tarafından düzenlenecek yönetmelikle belirlenecek. Ayrıca, Noterlik Ücret Tarifesi artık her yıl mart yerine ocak ayında düzenlenecek. Noterlik işlemleri için ödenecek vergi, harç, değerli kağıt bedelleri ve diğer giderler nakit ya da kredi kartıyla tahsil edilecek. Beyanname verme süreci de sadeleştirilecek; önceki aya ait beyannameler her ayın ilk beş iş günü içinde verilecek.

Araç sicil verileriyle ilgili yapılan sorgulara karşılık Türkiye Noterler Birliği, 2 lira işlem katılım payı alacak. Bu ücret, her yıl yeniden değerleme oranında artırılacak ve kamu idarelerinden katılım payı alınmayacak. El yazısıyla hazırlanan noterlik işlemleri, güvenli elektronik imza ile Türkiye Noterler Birliği’nin sistemine kaydedilecek. Ayrıca, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı doğrultusunda, Yargıtay, Danıştay ve Sayıştay başkanlıkları ile hakim ve savcı kadrolarına ilişkin düzenlemeler yapılacak.

Yeni düzenlemeyle, adli ve idari yargı hakim ve savcı adayları, yardımcıları ile hakim ve savcılar hariç olmak üzere, kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapanlar, görev yerleri saklı kalmak kaydıyla mahkemelerde avukatlık stajı yapabilecek. Bu süreçte, ilgilinin talebi üzerine yıllık izin kullanabileceği gibi, staj dönemi boyunca aylıksız veya ücretsiz izinli olarak çalışabilecek. Avukat yanında yapılacak staj sürecinde, kamu kurum ve kuruluşları, ilgilinin kamu görevini aksatmayacak şekilde çalışma saatleri ve izin düzenlemelerini yapabilecek. Ancak, kamu görevinde aksama olacağı durumlarda, staj sürecinde ilgiliye aylıksız veya ücretsiz izin verilebilecek.

Memur kadrolarına geçiş hakkı tanınan sözleşmeli personel, ancak memur kadrosuna geçtikten sonra bu düzenlemeden yararlanabilecek. Aylıksız veya ücretsiz izinler, diğer mevzuat sınırlamalarına tabi olmayacak. Staj sürecindeki izinler, çalışma saatleri ve usul ve esaslar, Cumhurbaşkanlığı tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenecek. Yürürlüğe giren bu düzenleme öncesinde avukatlık stajına başlayanlar ise önceki hükümlerle işlem görecek.

Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemeleri'nin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun'da değişiklik yapıldı. Buna göre en kıdemli Cumhuriyet savcısının, Cumhuriyet başsavcıvekili olarak görev yapmasına ilişkin düzenleme kaldırıldı. Bölge adliye mahkemelerinde Cumhuriyet başsavcıvekili Hakimler ve Savcılar Kurulu tarafından belirlenecek. Ayrıca iş durumunun gerekli kıldığı yerlerde birden fazla Cumhuriyet başsavcıvekili görevlendirilebilecek.

Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) kapsamında yapılan yeni düzenlemeyle, devlet üniversiteleri Çocuk İzlem Merkezi (ÇİM) kurabilecek. Ayrıca, Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’daki değişiklikle, hükümlülerin örgün ve yaygın öğretim hakları genişletildi. Açık ceza infaz kurumları ile çocuk eğitimevlerinde bulunan hükümlüler tüm öğretim türlerinden faydalanabilecek. Diğer ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlüler ise yaygın, dışarıdan ve açık öğretim programlarından yararlanacak.

Kapalı ceza infaz kurumlarındaki hükümlüler ise, kurum içinde açılan örgün öğretim programlarına, kurumun disiplin, düzen ve güvenliğini tehlikeye atmayacak şekilde, mevcut kapasite ve imkanlar ölçüsünde katılabilecek. Yaş, eğitim düzeyi, engellilik durumu ve benzeri ölçütlere göre ihtiyacı olan hükümlülere öncelik verilecektir.

Hükümlüler, merkezi sınavlar ve açık öğretim kurumları sınavlarına, ceza infaz kurumlarında belirlenen sınav merkezlerinde katılacaklar. Kurum ve kuruluşlar ile üniversiteler, sınavlarla ilgili gerekli düzenlemeleri yapmak ve tedbirleri almakla yükümlü olacak.

Açık ceza infaz kurumları ve çocuk eğitimevlerinde bulunan hükümlülerin eğitimden yararlanması ve sınavlara katılması, belirli koşullar altında engellenmeyecek. Hükümlünün başarısız olması, devamsızlık yapması, eğitim ve sınav alanlarında disiplin cezası gerektiren eylemler gerçekleştirmesi veya öğretim programının ceza infaz kurumunun işleyişine uygun olmaması durumları dışında, eğitim ve sınav hakkı engellenemeyecek. Öğretim ve sınavlara ilişkin usul ve esaslar, Milli Eğitim Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurulu (YÖK) görüşleri alınarak, Adalet Bakanlığı tarafından çıkarılacak yönetmelik ile belirlenecek.

Sonraki Haber