Hasankeyf ve Dicle Vadisi için Bern başvurusu
Hasankeyf ve Dicle Vadisi’nin Ilısu Barajı’nın suları altında kalmaması için Avrupa Yaban Yaşamın ve Doğal Habitatların Korunması Konvansiyonu’na (Avrupa Konseyi Bern Konvansiyonu) başvuru yapıldı.
12 bin yıllık tarihe sahip Hasankeyf ile milyonlarca canlıya ev sahipliği yapan Dicle Vadisi, temmuz ayının ortasından itibaren su tutulmaya başlanan ve 50 yıl ömrü ön görülen Ilısu Barajının suları altında bırakılmak isteniliyor.
Hasankeyf ile Dicle Vadisi’nin uluslararası nitelikte bir değer olduğu ve korunması gerektiğini vurgulamak için Ekoloji Birliği tarafından bir kampanya başlatıldı.
Cumhuriyet'ten Mehmet Kızmaz'ın haberine göre, Birlik, Türkiye’nin Bern Sözleşmesi gereği, Hasankeyf ve Dicle Vadisi’ni tarihinden, endemik bitkisine, tüm canlılarıyla korumakla yükümlü olduğunu kaydederek, STK’lerin Bern başvurusunda bulunulmasını istedi.
‘ULUSLARARASI SÖZLEŞMELERE UYULMALI’
Kampanya kapsamında Bern başvurusunu ilk olarak Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği yaptı. Derneğin Başkanı Süheyla Doğan, Hasankeyf ve Kaz Dağlarının ancak birlikte korunabilceğini kaydederek, “Kaz Dağları’ndan Hasankeyf’e her yer korunmalı. Elimizden geleni yapacağız. Türkiye uluslarası sözleşmelere uyması gerekiyor. Hükümet bir an önce barajın su tutmasını durdurmalıdır” dedi.
BERN SÖZLEŞMESİ NEDİR?
Sözleşme, 1979’da Bern’de, Avrupa’nın Yaban Hayatı ve Doğal Yaşama Ortamlarının Korunması başlığıyla imzalandı. Risk altındaki türlere özel önem veren ve bunların ulusal sınırların ötesinde de korunmasını sağlamak amacıyla oluşturulan uluslararası nitelikteki çok taraflı anlaşmadır. Türkiye’nin 1984’te imzaladığı sözleşmeye şuan kadar 51 ülke taraf oldu.
‘SÖZLEŞME İHLAL EDİLECEK’
Başvura da Ilısu Barajı göl alanının tamamen su tutmasıyla Bern Sözleşmesinin ihlal edileceği belirtildi. Dicle Vadisi'nde yaşayan Fırat Yumuşak Kaplumbağası, Küçük Akbaba, Tavşancıl, Küçük Ebabil, Şahin ve Çayır İncir Kuşu gibi onlarca türün en önemli üreme/beslenme ve avlanma alanlarının Bern Sözleşmesi’nin acıkça yasaklanan şekilde su altında bırakılarak tahrip edileceği kaydedilen başvuruda ayrıca, Ilısu Barajı’nın göl alanının su altında bırakılması birçok endemik ve sınırlı bir bölgede bulunan bitki türlerinin doğal habitatlarını ve nüfuslarını yok edeceği vurgulandı.
Ekoloji Birliği, tüm doğa, çevre ve tarih alanında çalışma yürüten, tüzel kişiliğe sahip STK’leri aşağıdaki dilekçe örneğiyle başvuru yapma çağrısında bulundu.