''Hamsi ve istavritte cıva riski yok''
Her balık mevsimi geldiğinde en çok tartışılan konulardan biri balıklarda cıva olup olmadığı ve bunun sağlığımızı ne kadar tehdit ettiği.
İstanbul Okan Üniversitesi Gastronomi Bölüm Başkanı Doktor Öğretim Üyesi İlkay Gök, denizlerimizdeki balıklarda cıva miktarının oldukça düşük olduğunu, güvenle tüketilebileceğini belirtti. Özellikle hamsi ve istavrit gibi balıklarda cıvanın yok denecek kadar az olduğunu ifade eden İlkay Gök, “Cıva oranı düşük balıklarımızı sağlık için haftada 2 kere tüketmeliyiz” açıklamasını yaptı.
İstanbul Okan Üniversitesi Gastronomi Bölüm Başkanı İlkay Gök şöyle devam etti:
Genellikle kısa ömürlü, küçük balıklar, çiftlik balıkları ve tatlı su balıklarında cıva oranı düşüktür. Denizlerimizde yaşayan hamsi, sardalya, istavrit gibi balıklarda cıva yok denecek kadar azdır. Dil balığı, barbun, tekir, palamut, uskumru gibi orta boylu balıklarda cıva düşüktür. Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi haftada iki öğün düşük miktarca cıva içeren balık tüketiminin sağlık için risk oluşturmadığını bildirmiştir.
HANGİ BALIKLAR ZARARLIDIR?
Çok yüksek cıva miktarı bulunan balıklar:
Köpek balığı, balina, iri uskumru, kılıç balığı, ton balığı (iri ton balığı) gibi balıklar yüksek oranda cıva içerirler ve bu balıkları çok sık tüketmek risklidir. Konserve ton balıkları, ton balığının büyüklüğüne ve türüne göre cıva riski taşıyabilmektedir. Yapılan araştırmalar konserve ton balığının taze ton balıklarından daha düşük miktarda cıva içerdiğini gösteriyor. Ancak konserve ton balıkları küçük boyutlardaki ton balıklarından hazırlandığında riski azaltsa da konserve ton balığının da cıva içermesinden dolayı tüketim miktarına dikkat edilmesi gerekir. Cıva oranı açıklanmış konserve balıkları tüketmenizi öneririm.
CIVA KİMLER İÇİN DAHA RİSKLİ?
Herkes yüksek seviyedeki cıvadan zarar görebilir. Fakat özellikle hamile kadınlar, 6 yaş altındaki çocuklar (özellikle 3 yaş altı), böbrek sorunları yaşayanlar, metallere karşı bağışıklık sisteminde hassasiyeti olanlar cıvaya karşı daha fazla risk altındadır. Bu nedenle Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi risk altındaki insanların bazı balık türlerini tüketmesini önermez.
Metil cıva kolaylıkla plasentaya geçer, kanda ve gelişen fetüsün hücrelerinde birikir. Anne sütünden bebeğe geçerek bebeğin gelişen beynine, sinir sistemine zarar verebilir. Bilişsel düşünce, hafıza, dikkat, motor becerileri ve görsel zeka gelişimini olumsuz etkiler. Sağlıklı yetişkinlerde bu tür balıkların haftada bir tüketiminin vücudumuzdaki cıva miktarını etkilemeyeceğini belirtilmektedir. Eğer haftada birden fazla defa tüketilirse sonraki bir kaç hafta tüketmezse vücuttaki cıva oranını dengeleyebilir. Yüksek metil cıva içeren balık tüketenlerin zamanla kanda biriktiğinden, bebek planlayan kadınlara hamilelik öncesi cıva oranı yüksek balıkları tüketmemeleri tavsiye edilir. Cıva zaman içerisinde vücutta atılır ancak cıva içeren balıklarla sık beslenmek vücutta birikmesine neden olur. Balıkta bulunan cıva miktarı pişirme veya başka işlemlerle azalmaz fakat vücut tarafından emilimi işlemlerle azabilir.
UZUN ÖMÜRLÜ İRİ BALIKLARDA CIVA MİKTARI DAHA ÇOK
Cıva doğal olarak çevremizde bulunan bir metaldir. Ek olarak havadaki kirlenme ve atıklardan dolayı binlerce ton cıva havaya karışır. Cıva bakteriler ve doğal yollarla organik metil cıva formuna dönüştürülebilir ve bu form zehirli bir maddedir. Ne yazık ki bu toksin yediğimiz balıkta da bulunur. Her balık yediği çok küçük balıklar ya da organizmalardan cıvayı alır. Bu nedenle köpek balığı veya kılıç balığı gibi uzun ömürlü ve büyük balıklarda çok yüksek seviyede bulunurlar. Balıklardaki cıva miktarı ve tüketim miktarına göre risk oluşur. Genel olarak balığın yaşı ve büyüyüp irileşmesiyle yapısındaki cıva miktarı da artar. Genel olarak insan beslenmesinde kritik cıva miktarı 0.5-1 ppm (mg/kg) olarak tespit edilmiştir.