Hac'da yaşanan facia için korkunç iddia

753 hacı adayının yaşamını yitirdiği faciayla ilgili korkunç bir iddia ortaya atıldı.

Mekke’de yaşanan Hac faciası ile ilgiyi yeni bir iddia ortaya atıldı. Amerikan New York Times gazetesinin haberine göre bazı görgü tanıkları Suudi yetkililerin VIP araçların geçişi için kapıları kapattığını öne sürdü.

Suudi Arabistan’da önceki gün yaşanan 753 hacı adayının öldüğü facianın sebebine ilişin korkunç bir iddia ortaya atıldı. Amerikan New York Times gazesinin haberine göre bazı görgü tanıkları Suudi polisinin VIP araçların geçebilmesi için çıkışı yapatması üzerine izdihamın çıktığını anlattı. Gazeteye konuşan Suudi hükümet çalışanı Halid Salih, olay yerine gittiğinde hacıların kendisine VIP araçların geçebilmesi için çıkışların kapalı olduğunu anlattığını söyledi.

HACILAR ÇOK BİTKİNDİ

45 yaşındaki Libyalı hacı adayı Ahmed Ebubekir, “Polis bir tek kapı dışında tüm giriş ve çıkışları kapatmıştı” dedi. Faciada 131 vatandaşını kaybeden İran’ın Hac Organizasyonu Müdürü Said Ohadi, olay yerinin yakınındaki iki yolun, ‘bilinmeyen nedenlerle’ kapalı olduğunu söyledi. Suudi İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Tümgeneral Mansur Turki ise izdihamın aşırı sıcak ve hacıların bitkinliğiyle şiddetlendiğini söyledi. Turki, hacıların karşı karşıya geldiği iki sokağın nasıl bu kadar kalabalıklaştığı konusunda ise soruşturma tamamlanana kadar açıklama yapmayacağını söyledi. Önceki gün bölgede hava sıcaklığı 46 dereceye kadar yükseldi. Suudi yetkililer, kazanın ardından hacda görev yapan gazetecilerin olay yerine gitmesini de saatlerce engelledi.

SUUDİ POLİSİ DİL BİLMİYOR

Suudilere yönelik bir başka eleştiri de organizasyon yetersizliğiydi. Mekke merkezli İslami Miraslar Araştırma Vakfı’nın kurucularından İrfan el-Alavi, kutsal yerlerde çok sayıda polis bulundurulmasına rağmen polislerin yeterli eğitimden uzak olduğunu ve yabancı dil konusunda yetersiz oldukları için çoğu yabancı ülkelerden olan hacılarla iletişim kuramadıklarını anlattı. Alavi, “Bu insanlarla nasıl ilgileneceklerine dair en ufak bir ipuçları yok. Kitle kontrolü yok” dedi. Ahmed adındaki Mısırlı bir hacı adayı da “Gidenler için bir yol gelenler için ayrı bir yol yapabilirler. Eğer her yolun başında bir polis durup hacıları organize vetse böyle bir şey yaşanmaz” diyerek Suudilerin organizasyon eksikliğine dikkat çekti.

PARA KÖPRÜLERE GİDİYOR

Kabe çevresindeki inşaatlar da faciayla ilgili tartışmalarda konu oldu. İngiltere’deki London School of Economics’de antropolog olan Medevi el-Raşid, NYT’a yaptığı açıklamada “Yenileme ve genişletme çalışmaları Müslüman hacılara daha çok yer sağlama adına yapılıyor ancak toprak gasplarını, prensler ve diğer Suudiler tarafından kazanılan büyük paraları maskeliyor” ifadelerini kullandı.erine getirmeyi kolaylaştırdı. Suudi hükümeti, böyle yüksek bir sayıyla baş etmekte güçlük yaşıyor. 

SUUDİ TELEVİZYONU: BÖYLE ŞEYLER OLUR

İngİltere’nin eski Suudi Arabistan Büyükelçisi Sir William Patey de bununla ilgili olarak “Suudi Arabistan dünyadaki en organize yer değil, doğru. Ancak bu konuda büyük çaba gösteriyorlar. ‘Kazalar olur’ deyip geçmiyorlar. Bu konuda ilgisiz değiller. Meselelerin üzerine gidiyorlar ve benzer kazalar asla tekrar yaşanmıyor. Hac’da dünyada benzeri görülmeyen, büyük bir lojistik sorunu var” şeklinde konuştu. Suudi Devlet Televizyonu, olayı hac yayını sırasında altyazıyla duyurmakla yetindi ve görüntülerde de kurtarma ekiplerinin, yaralı hacıları ambulanslara taşımasını kullandı. Suudi sunucu, “Böyle büyük toplanmalarda bu gibi şeyler olur” ifadesini kullandı. Sunucu, programı kapatırken, “Hac görevi sırasında ölmek fazilettir” dedi.

SUUDİ ARABİSTAN’I SUÇLAMAYI DOĞRU BULMUYORUM

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde Makedonya Cumhurbaşkanı Gyorge İvanov’la yaptığı görüşmenin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Mekke’de meydana gelen faciayı değerlendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan özetle şunları söyledi:

“Bildiğiniz gibi nihai bir durum olarak söylemiyorum ama 14 tane de Türk hacı olduğu rivayet ediliyor. Şunu çok iyi görmek lazım. Suudi yönetiminin hac organizasyonuyla ilgili plan yaptıklarını biliyorum. Hacı adaylarının taleplerini karşılayamadıkları için üzüldüklerini de çok iyi biliyorum. Yönetim boşluğu, organizasyonda sıkıntılar var vesaire gibi yaklaşımları ben doğrusu çok doğru bulmuyorum. Dünyanın her yerindeki organizasyonlarda da böyle şeyler oluyor. Tedbirler olacaktır. Suudi Arabistan’a saldırgan tavırları doğru bulmuyorum.”

YAŞAYANLAR FACİAYI ANLATTI

Mekke'de şeytan taşlamaya giden 753 hacı adayının yaşamını yitirdiği faciadan kurtulmayı başaranlar, birbirlerine yardım edemediklerini, kendilerini güçlükle kurtarabildikleri can pazarını anlattılar.
‘Şeytan Taşlama’ bölgesine 500 metre mesafede çadırların bulunduğu dar bir sokakta meydana gelen faciadan kurtulan ve ilk tedavileri Türk Hastanesi’nde yapılan yaralılardan Mehmet Olgun, Ziya Koçak, Leyla Yıldırım, Hasibe Mert ve İltecim Sıradaş taburcu olurken, kurtulanlar o korkunç anları hâlâ yaşıyordu. Hac vazifesini, geçmiş dönem uygulamalarına göre Hz. Muhammed’in yaptığı şekilde yaşamak isteyerek kafilelerinden ayrı hareket ettiklerini söyleyen Ankaralı hacılardan Nuh Ünal, yaralı eniştesi Şirin Aydın, ablası ve eşiyle birlikte 8 kişi olduklarını belirterek şunları anlattı:

İHRAMLAR TERDEN 50 KİLOYDU

“Mina’da çadırların olduğu bölgeden Şeytan taşlamaya yürüyorduk. Biz grupta 8 kişi kolkola yürüyorduk. Şeytanlara 500 metre kala yürüdüğümüz yolda sıkıştık. Önümüzde bir kamyon duruyordu. Yolun ortasında duran kamyon akışı engelleyince sıkıştık. İzdiham yaşadığımız yerden 10 metre daha gidebilsek sıkışıklıktan kurtulacaktık. Yolun iki tarafında çadırlar diziliydi ve çadırların olduğu yere giden ara yollar demir kapılarla kapatılmıştı. Bir arkadaşımız, babasını tekerlekli sandalyesiyle çadırların o tarafa geçirmeyi başardığı için bir sıkıntı yaşamadığını söyledi. Biz ortada kaldık. Zaten ihramlar terden sanki 50 kilo olmuştu. Nefes alamıyorduk.

Ankaralı hacılardan Nuh Ünal:

“İzdihamdan kendinizi zorlukla kurtardık. 20 dakika geride kalan arkadaşlarımızı bekledik. Ancak daha uazla bekleseydik ölecektik. Suudi polisi çadırların arasındaki yollara geçmemize izin vermedi. “Açın” diye yalvardık. Açmadılar.”

Sonraki Haber