Guinness'teki Satranç Koleksiyonu Ankara'da

- İş adamı Akın Gökyay'ın Guinness Rekorlar Kitabı'na giren ve müze haline getirilen satranç koleksiyonunda, çizgi film karakterlerinden siyasi ve tarihi olaylara, kültürel temalardan futbol takımlarına kadar çeşitli konularda, her türlü zevke hitap eden


ANKARA (AA) - İLKNUR ÇETİNBAŞ - İş adamı Akın Gökyay'ın Guinness Rekorlar Kitabı'na giren satranç koleksiyonundan oluşan Gökyay Vakfı Satranç Müzesi, çocuklar başta olmak üzere 7'den 70'e her yaştan ziyaretçinin ilgisini çekiyor.

Guinness Rekorlar Kitabı'na girdikten sonra müze haline getirilen koleksiyonda, çizgi film karakterlerinden siyasi ve tarihi olaylara, kültürel temalardan futbol takımlarına kadar çeşitli konularda, her türlü zevke hitap eden 560 adet takım bulunuyor.

Müzeyle ilgili AA muhabirine açıklamalarda bulunan Akın Gökyay, ilk takımını, 1975 yılında Milan'dan aldığını belirterek, "Amacım koleksiyon yapmak değildi. İşlerimiz dolayısıyla tasarıma ilgi duyuyordum ve o takımın tasarımı çok hoşuma gitmişti. Mağaza kapalıydı ve hafta sonuna girmiştik. Takımı almak için 3 gün beklemek zorunda kaldım." dedi.

Seyahat etmeyi çok sevdiğini ve farklı ülkelerden satranç almanın, zamanla bir hobi haline geldiğini dile getiren Gökyay, "Seyahat ettikçe gördüm ki her ülkede değişik takımlar var. 103 ülke dolaştım ama koleksiyonda 95 ülkeden takımlar var. Ülkelerin örf ve adetlerini, tarihlerini yansıtan objeleri beğendikçe aldım." diye konuştu.


- "Tuvalet kağıtlarına sararak getirdim"


Her ülkede satranç takımı bulunmadığını, olanlarda da satıldıkları yerleri bulmanın kolay olmadığını vurgulayan Gökyay, "Bulması zor, satın alması maliyetli, paketlemesi ve taşıması zahmetli bir iş. Bir çoğunu, zarar görmesin diye, kendi paketlerinden çıkarıp, tuvalet kağıtlarına sararak getirdim. 20 takıma kadar evde tutabildik ama sonra imkansız hale geldi." ifadelerini kullandı.

Takımları bir süre sonra şirketlerinin teşhir mağazasına taşıdığını kaydeden Akın Gökyay, koleksiyonunun, 412 takıma ulaştığında Guiness Rekorlar Kitabı'na girdiğini, 560'a ulaşan takım sayısının, artmaya devam ettiğini söyledi.

"Koleksiyonum, benden sonra da yaşasın istedim." diyen Gökyay, müze fikrinin bu amaçla çıktığını belirterek, şöyle devam etti:

"Önce Gökyay Vakfı'nı kurdum. Tüm takımları, müze binasının alınması ve müzenin oluşturulması için gerekli nakit parayı da kurduğum vakfa bağışladım. Burada gördükleriniz artık bana değil, vakfa ait. Yurt dışına çıktıkça yeni takım alıyorum, arkadaşlarım da hediye ediyor. Çok fazla gezici sergi talebi var. Çift olanları, çok benzeyenleri ayırıp, gezici sergi yapmayı düşünüyoruz. Buradaki takımları çıkarmak artık çok zor. Etnoğrafya Müzesi'ne bağlıyız, oranın izni gerekiyor. Ayrıca taşıması çok riskli ve zahmetli."

- "Satrançlarım, çocuklarım gibi"


Satranç alırken, bir kültürü, olayı, ülkenin değer verdiği şeyleri simgeleyen tematik takımları tercih ettiğini dile getiren Gökyay, "Albenisi olanları seçiyorum. İlk satrancımı çok severim ama aslında hepsi çocuklarım gibi, ayırım yapmam mümkün değil. Hepsinin değeri ayrı, bir daha gidip de bulamayacağım takımlar var." diye görüş belirtti.

Müzede bulunan takım fiyatlarının, 150 ile 10 bin dolar arasında değiştiğini kaydeden Gökyay, "Bazıları o kadar ince detaylarla, o kadar güzel işlenmiş ki adeta birer sanat eseri. Koleksiyonda 50-60 adet tasarım ürün var. Satranç takımı tasarımında son moda, şehirleri sembolize etmek. Taşlar, kentteki önemli binaların sembollerinden oluşuyor. Takımlarımda tarihi olayları, ülkelerin kültürlerini görmek mümkün. Çanakkale Savaşı, 11 Eylül saldırısı gibi tarihte yer etmiş olaylar var." ifadelerini kullandı.

Çok isteyip de alamadığı bir takımdan da bahseden Gökyay, "Kuva-yi Milliye'yi anlatıyordu. O zaman 4 bin dolar civarındaydı ve bana çok pahalı gelmişti. Param olmadığı için alamadım. 3-4 sene takımı takip ettim ama olmadı." şeklinde konuştu.


- "Her insan oynamalı, bilmeli"


Akın Gökyay, çok iyi bir satranç oyuncusu olmadığını belirterek, şunları söyledi:

"Hırslı bir yapım yok, hırsım hiçbir zaman aklının önüne geçmedi. Bana oynayalım demeseniz 40 yıl aklıma gelmez ama iyi bir seyirciyim. Şimdiki çocuklar satrancı 8-10 yaşına öğreniyorlar. Benim çocukluğumda böyle değildi, satranç elit bir oyundu, özel yerlerde, kapalı çevrelerde oynanırdı. Ben 10 yaşında hasbelkader babamdan öğrendim, çok iyi bir oyuncuydu."

Satrancın, oyunun çok ötesinde bir şey olduğunu anlatan Gökyay, "Satrançta şansa yer yok. Her şey sizin iradenizde, zekanızda. Başarılı olmak için sürekli oynamak gerek. Satranç, analitik düşünceyi sağlıyor, olayı parçalara bölüp hedefe kısa zamanda ulaşabiliyorsunuz. Strateji tespit etme olanağı sağlıyor. Hırsınıza teslim olmadan, sağa sola zig zag çizmeden, aklın yolunun, makul yolun nasıl bulunacağını gösteriyor. Her insan oynamalı, bilmeli." değerlendirmesinde bulundu.


- "Bu müze aslında Türkiye'nin gururu olmalı"


Müzeye giriş biletlerinin, yetişkinler için 10, öğrenciler için 5 lira olduğunu kaydeden Gökyay, grup indirimleri bulunduğunu belirterek, "Müzenin yaşaması için gelire ihtiyacı var. Aslında bu gelirler de yetmiyor. Burası benim gururum ama bu müze aslında Türkiye'nin gururu olmalı. Bu müze sanırım, hem sergilendiği alan hem de takım sayısı bakımından, dünyadaki irili ufaklı 15'e yakın satranç müzesinin en büyüğü. Bu müzenin ülkemizde olmasından gurur duyuyorum." diye konuştu.

Akın Gökyay, rekorun hala kendi koleksiyonunda olduğunu, yakın bir zamanda yeniden Guinness Rekorlar Kitabı'na başvurup, rekoru yenileyeceğini söyledi.

Akın Gökyay’ın 1975 yılında başladığı ve 412 satranç takımına ulaşan satranç koleksiyonu 31 Ocak 2012'de Guinness Rekorlar Kitabı'na girdi.

Türkiye'deki tescilli, ilk ve tek satranç koleksiyonunda, ahşap, metal, balık kemiği, mermer, sabuntaşı, keçe, polyester ve mermer tozu karışımı gibi çok sayıda materyalden üretilen takımlar yer alıyor.

Sonraki Haber