Göreme Vadisi için tartışma yaratacak karar!
Halkın Kurtuluş Partisi’nin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla Milli Park olan Göreme Vadisi’nin, Milli Park olmaktan çıkartılmasına karşı Danıştay’a açtığı yürütmeyi durdurma istemi reddedildi.
UNESCO’nun 1985 yılında Dünya Miras Listesi’ne aldığı ve 1986 yılından itibaren de Bakanlar Kurulu kararı ile milli park statüsü verilen Göreme Vadisi’nin21 Ekim 2019 tarihli 1673 sayılı Cumhurbaşkanı kararnamesi ile milli park olmaktan çıkarılması üzerine Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) avukatları yürütmenin durdurulması ve kararın iptali için Danıştay’a başvurmuştu. Yürütmenin Durdurulması talebinin reddedilmesi üzerine HKP avukatları Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna itiraz etti.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ: YÜRÜTME DURDURULMALI
Danıştay Tetkik Hakimi Muhammed Şeker iki sayfalık görüşünde; Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin yasaya ve hukuka aykırılığı nedeniyle davacı olan HKP’nin taleplerinin kabul edilmesini, dava konusu işlemin yürütmesinin durdurulmasının kararının verilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Tetkik Hakimi Muhammed Şeker görüşünü; Anayasanın 63. üncü maddesine, “Devlet, tarih, kültür ve tabiat varlıklarının ve değerlerinin korunmasını sağlar, bu amaçla destekleyici ve teşvik edici tedbirleri alır. Bu varlıklar ve değerlerden özel mülkiyet konusu olanlara getirilecek sınırlamalar ve bu nedenle hak sahiplerine yapılacak yardımlar ve tanınacak muafiyetler kanunla düzenlenir” hükmüne ve 14/04/1982 tarih ve 2658 sayılı sayılı Kanunla katılmamız uygun bulunan, UNESCO tarafından 16/10/1972 tarihinde “Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına Dair Sözleşme”ye atıfta bulunarak gerekçelendirmiştir. Tetkik Hakimi Davaya konu olan Göreme Vadisi’nin de 1985 yılında UNESCO dünya mirası listesine alınmış olması nedeniyle bu sözleşmede yer alan hükümler çerçevesinde irdelenmesi gerektiğini vurguladı.
Tetkik Hakimi; var olan yasalarda ve imza koyduğumuz uluslararası sözleşmelerde Göreme Vadisi’nin korunduğunu, Kanunda “Milli Parklar bakımından; Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünün yetkilerinin yeni kurulan Kapadokya Alan Komisyonuna bulunma”dığını, “Bu durum her ne kadar Kanunun amacının bir ölçüde eksik gerçekleşmesi sonucunu doğruracak olsa da, Kanunda yapılan bir düzenleme hatasından hareketle alanın koruma statüsünün ortadan kaldırılmasının mümkün” olmadığını belirtti.
Danıştay Tetkik Hakimi’nin hukuki görüşüne rağmen Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, Halkın Kurtuluş Partisi’nin itirazını “oybirliği” ile reddetti.
“ÖZELLEŞTİRME ALTINDA PEŞKEŞ ÇEKMİŞTİR”
Konuyla ilgili HKP Genel Merkezi, “Kapadokya İnsanlığın ortak mirasıdır! Yağmalayanların da, yağmaya dur demeyenlerin de peşini bırakmayacağız!” başlıklı açıklama yaptı.
Açıklama özetle şu ifadelere yer verildi:
“AKP’giller; tarihi, kültürel mirası yağmalamak, talan etmek, SİT alanı olarak kabul edilen, dünyaca korunan bütün SİT alanlarını ranta çevirmek içgüdüsüyle hareket eden, bütün bu insanlığın ortak değerlerini peşkeş çekmeye programlanmış bir parti. Bir proje partisi olarak AB-D Emperyalistleri tarafından kurdurulup piyasaya sürüldüğü günden bu güne AKP’giller, bu toprakların yeraltı-yerüstü bütün kaynaklarını, bütün değerlerini bir mirasyedi gibi har vurup harman savurarak yerli yabancı Parababalarına özelleştirme kılıfı adı altında peşkeş çekmiştir. AKP’giller için bütün bu değerler, kültür varlıkları, geçmişin yadigârı kurumlar, hastaneler, fabrikalar, limanlar, ormanlar, dağlar, madenler, sanayi tesisleri Yağma Hasan’ın Böreğidir. Yiyorlar durmadan, doymuyorlar.”
"KARAR NE HUKUKA NE DE VİCDANA UYGUNDUR"
“Bu karar ne varolan yasalara, ne hukuka, ne de vicdana uygundur. Bu karar AB-D Emperyalistlerinin yerli satılmışlar eliyle yarattığı Kanser Düzenine uygun bir karardır.
Bu kanser düzeninin metastazlarıdır yerli yersiz akarsularımız üzerine yapılan HES’ler, Kaz Dağları başta olmak üzere dağlarımızı çoraklaştıran, ormanları yok eden siyanürlü altın arama şirketleri, Dünyaca ünlü Salda Gölü’nün, Eğirdir Gölü’nün ranta, yaylalarımızın, Uzungöl’ün yapılaşmaya açılması, kadim coğrafya üzerinde yer alan bu topraklardaki tarihi dokunun yok edilmesi, kentlerimizin çarpık kentleşmeye kurban edilmesi…”
"VATANIN SIRTINA SAPLANMIŞ HANÇERDİR"
“AKP’giller halkımızın, bu vatanın sırtına saplanmış bir hançerdir. Misyonu; insanlığı Ortaçağ karanlığına götürmek için yağmalamak, ulusal bütün değerleri yok etmek için peşkeş çekmek, Laik Cumhuriyet’i yıkmak. AKP’giller’in vizyonudur AB-D Emperyalistlerinin BOP’unun Eşbaşkanlığı. Göndermek lazım AKP’giller’i, varlıklarını borçlu oldukları AB-D Emperyalistleriyle birlikte. Çünkü bunlar kötülüğün, vicdansızlığın, yağmanın, soygunun, kamu malı hırsızlığının, talanın, çürümenin kaynaklarıdır.Kurutmak lazım bu kaynakları.Bu kaynakları besleyenleri hüsranla yüz yüze getirmek lazım. İnsanlık Tarihinde insanlığa karşı suç işleyenlerin kaderidir hüsran. Çünkü; ‘Kendi menfaati uğruna her şeyi yok sayan insanların eninde sonunda varacağı yer hüsrandır.’”