Gezi Parkı davasında dikkat çeken yasak
Gezi Parkı davasının üçüncü duruşmasında alınan kararla mahkeme salonunda çizim yapmak yasaklandı. Mahkemenin aldığı bu karar tepki çekti.
Gezi Parkı eylemleri nedeniyle aralarında 707 gündür tutuklu bulunan iş insanı Osman Kavala’nın yanı sıra yazar, gazeteci, şehir plancısı, avukat ve sanatçıların da bulunduğu 16 sanığın, “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçlamasıyla yargılanmasına Silivri Kampusu'ndaki İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam ediliyor.
Duruşmayı, Hollanda, İsveç, İsviçre, Danimarka, Almanya, Norveç, Kanada, İrlanda, Fransa İstanbul Başkonsolosları, Amerika ve Hollanda Konsolosluk görevlileri, İsviçre, Danimarka ve İrlanda Büyükelçilik temsilcileri, Uluslararası Af Örgütü, İngiltere ve Galler Bölgesi Barosu, Uluslararası Barolar Birliği temsilcileri, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, CHP Gençlik Kolları Genel Başkanı Emre Yılmaz, İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, Berkin Elvan'ın annesi Gülsüm Elvan ile HDP’li ve CHP’li bazı milletvekilleri de takip ediyor.
Gezi Davası’nda mahkeme çizerleri Tarık Tolunay ve Murat Başol Mahkeme Başkanı’nın talimatıyla duruşma salonundan çıkarıldı. Fotoğraf ve video çekmek yasaktı, son ara kararla mahkemede çizim yapmak da yasaklandı.
16 SANIK YARGILANIYOR
Gezi Parkı davasında, iş insanı Osman Kavala'nın yanı sıra aralarında Can Dündar, Ayşe Mücella Yapıcı ve Memet Ali Alabora'nın da bulunduğu 16 sanık "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs" etmekle suçlanıyor.
Osman Kavala'nın avukatı İlkan Koyuncu Pazartesi günü yaptığı açıklamada, bugünkü duruşmada bir karar verilebileceğini söylemişti.
DURUŞMADA YAŞANANLAR
Bugün görülen duruşmada tanık olarak eski emniyet çalışanı Ercan Orhan Aydın dinlenecekti. Ancak mahkeme başkanı Sesli Görüntülü Bilişim Sistemi’nde (SEGBİS) yaşanan sorun nedeniyle tanığın bugün dinlenemeyeceğini belirtti.
Daha sonra mahkeme başkanı 700’ü aşkın gündür tutuklu bulunan iş insanı Osman Kavala’ya bazı sorular yöneltmeye başladı. Mahkeme başkanı, Taksim Platformunun kuruluşuna ilişkin Kavala’nın bilgisi olup, olmadığını sordu. Bu soruya Kavala, “Taksim Platformunun kuruluşunda yer almadım. Ancak iki toplantısına katıldım” dedi.
Mehmet Ali Alabora ile Gezi direnişi öncesi görüşüp görüşmediğinin sorulması üzerine Kavala, “Mehmet Ali Alabora ile eylemlerden önce hiç görüşmedik. Ancak eylemler başladıktan sonra ilk defa telefon ile görüştük. Gezi ile ilk temasım Haziran 2013'te bir telefon konuşmasıyla olayların başlamış olduğunu öğrenmemle oldu. Gezi olayları başlamadan önceki faaliyetlerle alakam yok” diye konuştu.
Gezi iddianamesinde yer alan, Gezi direnişine Sırp gençlik örgütü Otpor'un destek verdiği iddiasına ilişkin olarak ise mahkeme başkanı, Kavala’ya Otpor liderini tanıyıp tanımadığını sordu. Kavala, ise “tanımıyorum” diyerek yanıt verdi.
‘TİPİK BİR GÜLENCİ HAREKET’
Mahkeme başkanı “Mi Minör” isimli tiyatro oyununa ilişkin sorusuna ise Kavala, bu oyuna ilişkin bilgisi olmadığı oyuncu Mehmet Ali Alabora ile 2013 yılının Haziran ayında tanıştığını aktardı. Gezi’ye Taksim Dayanışmasının çağrısıyla gitmediğini aktaran Kavala, “Ofisime giderken olaylara şahit oldum ve bu nedenle gittim. TEMA Vakfı kurucularındanım. Çevre ile ilgili duyarlılığım nedeniyle Gezi Parkının park olarak kalması gerektiğini ifade ettim” dedi.
Mahkeme başkanının Açık Toplum Vakfı’nın Gezi’ye katılan eylemcilere gaz maskesi alınması için maddi destek verilip verilmediğini sorması üzerine ise Kavala, “Biz Açık Toplum Vakfı olarak Gezi eylemleri ile ilgili kimseye resmi ya da gayri resmi ödeme yapmadık. Mine Özerden telefonda bana gaz maskesine ihtiyaç var dediğinde bunun için bir hesap açılmasını, açılacak hesaba benim de destek mahiyetinde para göndereceğimi söyledim. Gaz maskelerinin parktaki gençler için barışçıl amaçlarla kullanılabileceğini düşünüyordum. Fakat daha önemlisi, böyle bir hesap açılmadı. Dolayısıyla böyle bir şey söz konusu değil. iddianamede bir ihbar mektubu var. Bu mektupta benim Gezi olayları başlamadan gaz maskesi tedariği yaptığım iddia ediliyor. Bu tipik bir Gülen’ci hareket uygulamasıdır. Gezi eylemleri ile ilgili kimseye tek kuruş ödeme yapmadık” diye konuştu.