Genelkurmay Başkanının Yaveri itiraf etti: ''FETÖ mensubuyum''

Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ın yaveri Yarbay Levent Türkkan, savcılık sorgusunda Fetullahçı Terör Örgütü mensubu olduğunu itiraf etti.

Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ın yaveri Yarbay Levent Türkkan, savcılık sorgusunda Fetullahçı Terör Örgütü mensubu olduğunu itiraf etti.

Hain darbe girişimi sonrası gözaltına alınan Türkkan, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ın kalkışmada yer alma tekliflerini kabul etmediğini ve kendilerine sürekli "Yanlış yapıyorsunuz" dediğini anlattı. Darbeci asker, cemaatle olan ilk bağlantısının ortaokul yıllarında başladığını ve o süreden örgütün bünyesinde yer alıp emirlere uyduğunu, bu kapsamda eski Genelkurmay Başkanı Necdet Özel'i de yasa dışı şekilde dinlediklerini, kayıtları örgütün ağabeylerine teslim ettiğini ifade etti.


Piyade Yarbay Levent Türkkan'ın son görüntüsü

Levent Türkkan, "Meclis'in bombalandığını, sivil halkın öldürüldüğünü TV'den öğrendiğimde pişman olmaya başladım. Yapılanlar katliam gibiydi" diye ekledi. Darbe girişimcisi albay, uzun yıllardır sınavla okullardan gelerek orduya alınan subayların yüzde 60-70'inin cemaatçi olduğunu da itiraf etti.

İŞTE LEVENT TÜRKKAN'IN İFADELERİNİN TAM METNİ:

"Paralel Yapı üyesiyim. Fetullah Gülen cemaatindenim. 1989'da Işıklar Askeri Lisesi sınavlarına girdim. Sınavdan önceki gece soruları getirip verdiler. Ve liseyi kazandım. Genelkurmay'da emir subaylığı görevine getirildikten sonra cemaat adına verilen görevleri yerine getirmeye başladım.

Necdet Özel Paşa'yı (Eski Genelkurmay Başkanı Necdet Özel) dinleme cihazıyla sürekli dinliyorduk. Cihazı Türk Telekom'da çalışan 'Abi' verdi. Haftada bir cihazları götürüp 'Abi'ye veriyordum. Necdet Özel Paşa, Hulusi Akar Paşa ve Yaşar Güler Paşa döneminde dinleme yapıldı. Ben darbeyi 14 Temmuz 2016 Perşembe günü saat 10.00 sıralarında öğrendim.

2011-2015 yılları arasında Necdet Özel'in emir subay yardımcısı olarak çalışan yaver, daha sonra emir Subayı olmuş. Anlattıkları şoke edici: "Genelkurmay Başkanı Necdet Özel Paşa'yı dinleme cihazıyla sürekli dinliyordum. İki boğum parmak ucu kadar 'radyo' diye tabir edilen dinleme cihazını her gün paşanın odasına herhangi bir yere koyup akşam da çıkarken alıyordum. Kendi hafızası vardı. Pili bir gün dayanıyordu. Haftada bir dolan cihazı cemaat abime götürüp veriyordum, boş olanları alıyordum.Arada sırada Genelkurmay Başkanı'nın odasına dinleme cihazı araması yapılıyordu. Doğal olarak ben bu aramaların ne zaman yapılacağını önceden bildiğim için cihazı koymuyordum. 

15 Temmuz öğleden sonra Tümgeneral Mehmet Dişli'nin odasına gittim. O da cemaatçidir. Bize 'Genelkurmay Başkanı'na sen Kenan Evren olacak mısın olmayacak mısın diye soracağım' şeklinde beyanda bulundu. Dişli, Akar Paşa'nın teklifi kabul edeceğini düşünüyordu. Ancak Akar teklifi kabul etmedi. Kuvvet Komutanları da ikna edilemedi.

15 Temmuz Cuma günü saat 20.00-21.00 arasında Genelkurmay Başkanı makamındaydı. Akar en son MİT Müsteşarı Hakan Fidan'la görüştü. Fidan makamdan ayrıldıktan sonra Özel Kuvvetler'den 20 civarında tam teçhizatlı asker Karargâh'a girdi. Dişli de oradaydı. 5 dakika sonra Dişli çıktı bize 'girin' dedi. 

İçeri girdiğimizde Akar Paşa bize 'Yanlış yapıyorsunuz' dedi. Özel Kuvvetler onu götürdü. Sürekli bize 'Yanlış yapıyorsunuz' diyordu.

Ben orada kaldım. Dişli Paşa beni telefonla arayarak, komutanının eşini aramam konusunda isteği olduğunu söyledi. Ben de hanımefendiyi askeri hattan aradım. Hanımefendi konuşurken gözyaşlarına boğuldu. Meclis'in bombalandığını, sivil halkın öldürüldüğünü TV'den öğrendiğimde pişman olmaya başladım. Yapılanlar katliam gibiydi."

İşte o ifade tutanakları:

Sonraki Haber