Gaffar Okkan'ın ölümüyle ilgili ilginç detay: Öldürüleceğini ve suikastın yerini biliyordu
24 Ocak 2001'de uğradığı silahlı saldırı sonucu şehit olan Gaffar Okkan'ın ölümünde ilginç bir detay ortaya çıktı. Okkan, öldürüleceğini ve suikastın yerini biliyordu.
Bir suikaste uğrayarak şehit olan Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan ölümünün 21. yılında anılıyor. Okkan'ın şehit edilişinin yıldönümünde suikaste ilişkin çok çarpıcı ve ilginç bir ayrıntı vardı. Gaffar Okkan kendisine suikast yapılacağını ve daha da önemlisi bu suikastin nerede ve ne şekilde icra edileceğini biliyordu. Hizbullah militanlarının suikast senaryosu aynen gerçekleşti ve her şeyin bilinmesine karşın Diyarbakır Emniyet müdürü ve 5 polis bu suikastte şehit oldu.
Suikast bilgisi Hizbullah militanları arasındaki yazışmada, Diyarbakır Emniyeti'nin yaptığı operasyonlar ile ele geçirilmişti. Örgütün Diyarbakır il sorumlusu olan Sabir Özdemir, örgütün 'şura' olara bilinen merkez komitesine, yapılan gözlemler neticesinde Okkan ile ilgili iki suikast senaryosu geliştirildiğini rapor ediyordu.
İLK SENARYO: EKİNCİLER CADDESİ
İlk senaryo, Okkan'ın düzenli gittiği Diyarbakırspor maçlarının dağılışında, Ekinciler Caddesi üzerinde korumaları ile arasında mesafe olduğu ve bu sırada suikastin olabileceği söyleniyordu.
İKİNCİ SENARYO: DÜZENLİ KULLANDIĞI YOL
İkinci senaryoya göre, Okkan'ın düzenli olarak emniyet müdürlüğüne gittiği güzergah olan Şehitlik'te bir ev kiralanarak kanas türü suikast tüfeği ile suikastin yapılabileceği belirtiliyordu. Sabir Özdemir örgütteki üst düzey yönetici olan Ömer kod adlı isimden kanas tüfek istiyordu. Ömer kod adlı militan ise "kekom" diye hitap ettiği Özdemir'e "bütün keleşleri kurban ederim, üç kanasımız var. İstersen hepsini yollayayım" yanıtını veriyordu.
Yazışmalarda örgütün bu suikasti düzenleyecek iki timi olduğu belirtiliyordu. Ancak suikast öncesi bu timlerden birinin sorumlusu ele geçirilecek ve Murat Aktaş'ın sorumlu olduğu tim faaliyetine devam edecekti.
İKİNCİ SENARYO GERÇEKLEŞTİ
24 Ocak 2001'de tam da örgüt tarafından belirlenen yer olan Şehitlik'te Okkan ve koruma polislerinin bulunduğu konvoya ateş açıldı. Yapılan balistik sorgulamaya göre suikastte 21 değişik kalaşnikof silah ve el bombaları kullanılmıştı. Suikaste katılan Hizbullah militanlarının sayısının 26 olduğu belirlenmişti. Okkan ile birlikte 5 koruma polisi de olay yerinde şehit oldu.
İlginç olan, suikastten bir hafta önce 32. Gün Haber Programı'nda yapılan bir haberde Hizbullah militanları arasındaki bu yazışmalar ve suikaste ilişkin ayrıntılar haber olarak yayınlanıyor ve bu haberden sadece 6 gün sonra Okkan ve arkadaşları, haberde çizilen güzergah üzerinde şehit ediliyordu.
NEDEN TEDBİR ALMADI?
Okkan böylesi bir istihbarat/bilgiye sahip oduğu için neden önlem almamıştı? Emniyet Müdürlüğü güzergahında bu kadar kalabalık bir suikast nasıl farkedilememişti? Belki de Cumhuriyet tarihinde ilk defa bir suikaste tam 26 militan birden katılıyor ve daha da önemlisi hiçbir militan yakalanmadan sırra kadem basabiliyordu. Suikast sonrası sıkça gündeme getirilen önemli bir iddia böylesine profesyonelce düzenlenmiş bir suikastin Hizbullah'tan başka "birileri" tarafından yapılmış olabileceğine ilişkindi. Örneğin Odatv'nin haberinde Eski Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı Bülent Orakoğlu şöyle diyecekti:
“Bu işi Hizbullah’ın yaptığı kanaatinde değilim. Devletin derin yapısı içinde yapılmış olabilir. Hizbullah ise böyle bir eylemi yapabilecek kapasitede değildi.”