FETÖ'den ''zina'' talimatı ! Örgüt o restoranda buluşuyormuş

FETÖ'nün finans ayağına yönelik hazırlanan fezlekede örgütün buluşma yerinin Pinhan Restoran olduğu belirtildi.

Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) finansman sağladıkları iddiasıyla aralarında şirket yöneticilerinin de bulunduğu şüphelilere yönelik fezleke hazırladı. Fezlekede, örgüt liderinin talimatı doğrultusunda "Örgüt üyeleri tedbir için içki içilebilir, haram yenilebilir, hatta çok zor durumda kalınırsa haz alınmadan zina dahi yapılabilir" ifadesi kullanıldı. Örgüt elemanlarının Pinhan Restoran'da buluştuğu belirtildi ve "Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre 'Pinhan' kelimesi 'gizli, saklı, gizlenmiş ve çok gizli' anlamlarına gelmektedir" denildi.

Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü, Kaçakçılık ve Mali Suçlar Soruşturma Bürosunca, Birim Gayrimenkul Limited Şirketi ile bu şirkete bağlı kuruluşlarda, özellikle Maltepe'de bulunan Pinhan Restoran'da FETÖ/PDY ile ilgili toplantılar yapıldığı, terör örgütüne finansman sağlandığı iddiaları üzerine aralarında şirket yöneticilerinin de bulunduğu şüphelilere yönelik hazırlanan fezleke tamamlandı. Fezleke, İstanbul ağır ceza mahkemelerinde dava açılması amacıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu'na gönderildi.

Fezlekede, aralarında örgütte üst düzey yönetici olarak değerlendirilen Ali Çelik, Metin Birdal, Ahmet Çelik, Hızır Güngör ve Mehmet Gözütok gibi isimlerin de bulunduğu 47 şüpheliye, "terör örgütü FETÖ/PDY yöneticisi ve üyesi olma", "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme", "terör örgütünün finansmanını sağlama" ve "nitelikli dolandırıcılık" suçlamaları yöneltiliyor.

Şüphelilerin silahlı terör örgütü FETÖ/PDY üyesi oldukları kaydedilen fezlekede, şüphelilerin bu örgütün emir ve talimatlarıyla hareket ederek örgüte insan ve para kaynağı sağlamak maksadıyla şirketler kurdukları, bu şirketler aracılığıyla finans temin ettikleri, bu iş ve işlemler yapılırken gizli, sistematik ve organize hareket ettikleri anlatıldı.

EVLİLİKLERİ BİLGİ ALMAK İÇİN KULLANDILAR

Örgütün "lider merkezli" bir yapıya sahip olduğu, lidere en yakın insanların da liderin koruyucusu durumunda bulunduğu belirtilen fezlekede, hareketin en dışında ise örgüte ilgi duyanların olduğu bildirildi. Örgüt mensuplarının evliliklerini dahi bağlı bulundukları imamların izin ve talimatları doğrultusunda gerçekleştirdiği kaydedilen fezlekede, "Özellikle bürokraside üst düzey görev yapanlarla ilgili çalışmalar yapılarak, çok güvendikleri kadın örgüt elemanlarıyla evlenmeleri sağlanarak, devlet içinden bu şekilde de bilgi akışını örgüt lehine temine önem vermektedirler. Kendilerini dini bir yapılanma olarak lanse etseler de istihbaratın ve paranın olduğu her yerde mutlaka FETÖ/PDY vardır" değerlendirmesi yapıldı.

Fezlekede, dini unsurları temel alarak hareket ettiğini savunan FETÖ/PDY'nin, dini değerleri zamana ve şartlara göre kendi idealleri doğrultusunda yorumlaması, devleti kendisine hasım olarak görmesi, açık ve şeffaf olmak yerine bir istihbarat örgütü gibi "kod" isimler, özel haberleşme kanalları, kaynağı bilinmeyen paralar kullanması, çeşitli yabancı misyon temsilcileriyle mahiyeti bilinmeyen görüşmelerde bulunmasının, söz konusu yapının casusluk faaliyetlerini de kapsayan organize bir örgüt olduğunu ortaya koyduğu anlatıldı.

DAR DAİRE-GENİŞ DAİRE

Örgüt içerisinde kayıtlara da geçen iki oluşum bulunduğu belirtilen fezlekede, "Bunlar 'dar daire' ile 'geniş daire.' Geniş dairede her şey konuşulup bilinmez, sadece dar dairede alınan kararlar kendilerine iletilir ve gerekenleri yaparlar. Dar dairede ise özellikle Pensilvanya'dan gelen talimatlar kendilerince özetlendikten ve süzdükten sonra geniş dairenin bilmesi gerekenleri onlara iletmekle görevlidirler. Dar daire ile geniş daire arasındaki irtibatı, il imamları ve bölge imamları sağlamaktadır. Aralarında gizli, sistematik, karmaşık ve kapalı devre çalışan bir sistem mevcuttur. Herkes bilmesi gerektiği kadar bilir. Duyması gerektiği kadar da duyar" ifadeleri yer aldı.

Örgütün çok mahrem olmak kaydıyla çok dar bir dairenin bildiği şekilde özel ablalar yetiştirdiği anlatılan fezlekede, şu bilgilere yer verildi: "Bu ablaların iş adamları, siyasiler, devlet görevlileri ya da işlerine yarayacak kim varsa onlarla ilişkiye girmeleri sağlanır. Bu ilişkiler kayda alınır. Bu kayıtla da ilgili kişilere şantajlar yapılarak, örgüte bürokratik güç, maddi güç ya da bu şahısların kerhen destek vermelerinin sağlanmasıyla insan gücü temini yoluna da gittikleri birçok olayda varit olmuştur. Bu yollarla elde edilen devletin ulusal güvenliğiyle ilgili istihbari bilgiler, örgütün birlikte iş yaptığı devletlere servis edilerek gerektiğinde Türkiye aleyhine kullanılmıştır. Örgüt için haberleşme, talimatların alınıp verilmesi, gelişmelerin güvenli ve zaman kaybetmeksizin aktarılması, faaliyetlerin sağlıklı bir şekilde yürütülmesi hayati öneme sahiptir. En önemli haberleşme aracı GSM hatlarıdır. Yaklaşık 3 ayda bir yeni bir GSM hattı temin edilmekte ve eski hatla birlikte telefon cihazı da değiştirilmektedir. Kiralık hatlar vasıtasıyla kriptolu IP telefon kullanılması, özellikle yurt dışındaki okullarla irtibatta kullanılan yöntemlerdendir. Canlı kurye kullanılması, en sağlıklı haberleşme yöntemlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Talimat almak ve faaliyetler hakkında bilgi vermek amacıyla doğrudan ABD/Pensilvanya'ya gidilerek, örgüt lideri Gülen ile yüz yüze görüşülmekte ve talimatlar bizzat alınmaktadır."

TEDBİR İÇİN İÇKİ İÇİLİR, ZİNA YAPILABİLİR, HARAM YENİLEBİLİR

Fezlekede, örgüt toplantılarında verilen talimatların ufak kağıtlara yazıldığı, hatta bunların lüzumu dahilinde yok edilebilmesi için yenilebilir özellikte olmasının sağlandığı vurgulanarak, "Örgüt içerisinde gizlilik çok önemlidir. Bunun için tedbir her şeyden önemlidir. Halka dini bir cemaat algısı verilmesine rağmen tedbir amaçlı olarak namaz kılınmamış, özellikle 1990'lı yılların sonlarında üniversitelerde meydana gelen başörtüsü olaylarında örgüt liderinin talimatı doğrultusunda 'Başörtüsü teferruattır.' denilerek hiç itiraz edilmeden, sormadan ve sorgulamadan kızların başlarını açtırmışlardır. Yine tedbir için içki içilebilir, haram yenilebilir, hatta çok zor durumda kalınırsa haz alınmadan zina dahi yapılabilir. Bu da örgütün belli bir yeri ele geçirme, bir kuruma sızma ya da önemli birisini kafalamada kullandığı stratejilerdendir." değerlendirmesinde bulunuldu.

1 DOLAR TESADÜF DEĞİL

Fezlekede 15 Temmuz darbe girişiminden sonra başlatılan soruşturmalar sırasında bu silahlı terör örgütü üyeleri ve yöneticilerinin ev, iş yeri ve üst aramalarında ele geçirilen 1 dolarların da tesadüf olmadığı aktarıldı. Fezlekede şunlar kaydedildi: "Bu bir dolarların örgüt lideri Fetullah Gülen tarafından okunarak tılsımlı bir şekilde örgüt üyelerine ulaştırıldıkları, kişinin örgüt içerisindeki konumuna göre bazen harfin önemli olduğu, özellikle de yurt dışında ise rakamlardan kişinin örgüt üyesi olup olmadığının tespitinde kullanıldığı, bu bağlamda herhangi bir örgüt üyesi yurt dışındaki bir örgüt okuluna ya da kuruluşuna gittiğinde kendisindeki bir doların üzerindeki seri numarası bilgisayardan kontrol edilerek bir doların örgüt tarafından verilip verilmediğinin belirlendiği ve ona göre kabul edilip edilmeyeceğine karar verildiği anlaşılmıştır. Dolayısıyla da bir dolarlar örgüt içerisinde bir nevi kimlik numarası olarak kullanılmıştır."

UZMAN ÇAVUŞLARA 'ZAMBAK' ASTSUBYARA 'ANALİTİK'

FETÖ/PDY'nin özellikle Türk Silahlı Kuvvetleri'ne sızmaya çok önem verdiği vurgulanan fezlekede, şunlar kaydedildi:
"Askeri okullara girmelerini istedikleri öğrencileri önceden tespit ederek kendi amaçları doğrultusunda yetiştirip, gizlilik ve mutlak itaat kavramlarını iyice ezberlettikten sonra askeri okulun önemi iyice anlatılır. Daha sonra sınavla ilgili yapılacaklar ve gizlilik kuralları öğretilir. Gerekirse diğer öğrenci gruplarından ayrılarak kendilerine kamplar yapılır. Öğrencinin ailesi ve geçmişi ellerinde bulunan elamanlar ve kamu gücünü kullanan istihbarat kurumlarıyla araştırılır. Eğer bu öğrenci kendi kurumları ya da dershanelerine gitmiş ise geçmişe dönük tüm kayıtlar silinerek yok edilir. Öğrenciye mümkünse yazılı sınav soruları gayrihukuki ve gayrimeşru olarak ele geçirilerek temin edilir. Yazılı sınavı kazanan öğrencinin mülakatta nasıl davranacaklarını ve sorulara ne tür cevap vereceklerine ilişkin o kurumda çalışan örgütün deneyimli abileri tarafından gerekli tüyolar verilir. Mülakatta Gülen grubunu hiç tanımadığını söylemesi özellikle istenir. Askeri okula gidecek öğrenci adayı kesinlikle cep telefonu ile görüşme yapmaz. Eğer bir şekilde cep telefonu kullandıysa sim kartını iptal eder. Cep telefonu hattını kendi adına almaz."

Fezlekede, kişinin bu anlatılanları uyguladıktan sonra askeri okula başladığı anlatılarak, sınava hazırlık döneminde kendisine "abilik" yapan şahısla irtibatını kopardığını, bu sefer kendisine okul döneminde görüşeceği ve irtibat sağlayacağı bir "abi" ile tanıştırıldığı, öğrencinin izin döneminde ise mutlaka kendisine istihbari ve siyasi bilgilerin verileceği bir kampa alındığı kaydedildi. Askeri öğrenciye kod adı verildiği ve bu kod adın seçilmesinde İslamiyeti çağrıştırmamasına özen gösterildiği vurgulanan fezlekede, "Askeri öğrenci kesinlikle camiye giremez. Eğer namaz kılmak isterse bu terör örgütünün lideri olan Fethullah Gülen'in fetvasıyla 'gözle namaz' denilen bir yöntemle namaz kılınabilir. Okulda su ile abdest alınması yasaktır. Namaz kılmak isteyen öğrenci tozla teyemmüm yapabilir. Oruç tutmak kesinlikle yasaktır. Ramazan ayında özellikle oruç tutmadığını göstermesi için kesinlikle yemesi ve içmesi lazımdır. Okul bittikten sonra öğrencinin özellikle istihbarat birimine yönlendirilmesi sağlanır. Göreve başladıktan sonra ilk maaşını örgüte verdikten sonra devam eden süreçte bekarsa yüzde 10'u, evli ise yüzde 5'ini himmet olarak örgüte vermek zorundadır. Ayrıca bu örgüt TSK içerisinde uzman çavuşlar için 'zambak', astsubaylar içinse 'analitik' kod isimlerini kullanmaktadır" denildi.

PİNHAN RESTORAN AYRINTISI

Fezlekede, emniyet müdürlüğünü arayan birden fazla kişinin, Maltepe sahilinde işletilen Pinhan Restoran'da FETÖ'nün gizli toplantılarının yapıldığı, karargah olarak kullanıldığı, himmet ve diğer gelirlerin sanki şirketin gelirleri gibi sisteme sokulduğunu beyan ederek, ihbarda bulunduğu anlatıldı. Bu restoranın basit bir iş yeri olarak düşünülerek ticari amaçla kurulmadığı aktarılan fezlekede, "Tedbir ve gizlilik bu silahlı terör örgütünün dolayısıyla da örgüt üyelerinin ve kısmen de sempatizanlarının ruhuna ve damarlarına işlemiştir. Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre 'Pinhan' kelimesi 'gizli, saklı, gizlenmiş ve çok gizli' anlamlarına gelmektedir. Bu da gösteriyor ki burası örgütün emir ve talimatları doğrultusunda, örgütün tüm gizli toplantılarının yapılacağı, kararların alınacağı ve uygulanacağı bir yer olarak düşünülmüş ve o amaçla açılmıştır" denildi.

Fezlekede, Ali Çelik'in sahibi olduğu Birim Gayrimenkul'de (Pinhan Restoran) örgütsel kararların alındığı ve icrası için yine kendi örgüt üyelerine tebliğ edildiği toplantıların yapıldığı belirtilerek, bu toplantıların genellikle yemekli olduğu, masrafların ise Birim Gayrimenkul'ün cari hesabında faturasız adisyon olarak belirtilen kasa fişlerinden tespit edildiği, ödeme yapılıyorsa bunların himmet paralarından karşılandığının tasnif tutanağına konu tespitler nedeniyle değerlendirildiği kaydedildi.

FETÖ/PDY'nin lideri konumundaki Fethullah Gülen'in talimatları ile örgütün bir dönem "Türkiye imamlığı"nı yapan, 2 numaralı ismi olduğuna dair deliller bulunan Mustafa Özcan'ın, örgüte maddi menfaat ve çıkar sağlamak amacıyla birçok şirket kurduğu aktarılan fezlekede, bu şirketlerin Ali Çelik ve Hızır Güngör gibi örgütte güven sağlamış finansörlere kurdurulduğu bilgisi verildi.

SİYASİ İRADEYLE İLİŞKİLERİNİ 17/25 ARALIK'TAN ÖNCE KESTİLER

Fezlekede, "Ticari işletme olduğu göz önüne alınan restoranın diğer soruşturmalara konu olan gizli tanık beyanlarında, FETÖ/PDY'nin yerel ve genel seçimlerde iktidar partisi harici diğer partileri bölgelere göre destekledikleri yönündeki ifadeleri destekler nitelikte somut delillere ulaşılmıştır. Belki de en önemli husus bu örgütün esasında siyasi iradeyle, 17/25 Aralık olayından çok daha önce ilişkilerini kestikleri, tabana başka mesajlar verirken örgüt içerisinde başka başka eylemlerin yapıldığı görülmektedir" denildi.

FİNANSAL YAPI

Örgütün ilk başlarda himmet, kurban, burs gibi faaliyetlerde peşin ya da vadeli nakit olarak çalıştığı halde bir süre sonra senet ve çeki fazla olarak kullanmaya başladığı vurgulanan fezlekede, "Hatta örnekleriyle mevcuttur ki, kendisinden himmet istenen iş adamı o an itibarıyla mali durumunun bozuk olduğunu beyan ederek ileri tarihli çek vermektedir. Çeki alan örgüt mensupları onu hemen tedavüle koyarak iş adamına haciz gelmesine bile neden olmuşlardır. Belki de hayır için çek ve senet verip karşılığında icra baskısı gören kişilerin bulunduğu tek yer Türkiye'dir. Bütün bunlar bu silahlı terör örgütünün hayır ve hizmet hareketi olmadığının delillerindendir."

Fezlekede, PDY'nin sayıları yüzleri aşan, kurum ve kuruluşları aracılığıyla mali açıdan da ülke içerisinde "Devlete Paralel" olarak örgütlenen organize bir yapı olduğu belirtilerek, "Tüm terör örgütleri gibi bu örgütün de eylemlerini ve amaçlarını gerçekleştirebilmek için bir mali yapı ve ekonomiye ihtiyacı vardır. Elde edilen mali yapı ve ekonomik gelirin kaynağının bir önemi yoktur. 'Hedefe giden yolda her şey mübahtır.' kuralı gereğince elde edilen para ya da şirketlerin hukuki olup olmadıklarının bir önemi olmadığı gibi haram veya helal olmasının da bir kıymeti yoktur. Önemli olan örgüt lehine kullanılmasıdır. Örgüt lehine yapılan her şey caizdir." ifadeleri kullanıldı.

Sonraki Haber