FETÖ ile PKK bağlantısını itiraf ettiler
FETÖ operasyonu kapsamında PKK terör örgütü ile FETÖ arasındaki bağlantı gözler önüne serildi.
Konya'da yürütülen FETÖ/PDY soruşturması kapsamında bilgisine başvurulan A.K, ifadesinde, "Hekim isimli öğrenciyle bir gün yemeğe çıktığımda telefonunda Abdullah Öcalan'ın fotoğrafını gördüm. Kendisine PKK ile ilgili bir sempatizanlığının olup olmadığını sorduğumda, 'Var ağabey. Biz orada onlarla çalışıyoruz' diye cevap verdi. Şaşırdığım için 'Cemaat bunu biliyor mu' diye sordum. Hekim de 'Evet ağabey biliyorlar. Dağ kadromuzla görüşüp, bizi seçtiler ve buraya getirdiler' dedi." açıklamasında bulundu.
A.K, örgütte "bölgeci" olarak adlandırılanların, üniversite mezunu veya mezun olma durumundaki 25-26 yaşlarında cemaate sıkı sıkıya bağlı kişilerden oluştuğunu, görevlendirildiği bölgenin öğrenci evleri, gelir, ev giderleri, gazete ve dergilere yapılacak abone sayıları, yardım yapan esnaf gruplarının durumları gibi konulardan sorumlu olduğunu söyledi.
Eşinin hastalığı nedeniyle emekli olmak için izin isteyen bir öğretmenin bu teklifinin geri çevrildiğini anlatan A.K, 2009'da muhasebecilerin olduğu sohbet grubu içerisinde yer aldığını bildirdi.
Erdoğan'ı "tehlikeli" görmüşler
A.K, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için, "Bu adam çok tehlikeli, şu an bizimle beraber, bizim çıkarlarımız doğrultusunda hareket ediyor. Ama ileride ne olacağı belli değil. Ona göre hareket edelim. Şahsına da çok fazla güvenmeyelim." dendiğini anlattı.
FETÖ'ye elaman kazandırıldığını anlatan A.K, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Polis meslek yüksekokuluna hazırlık için kursa kayıtlar başladı. Cemaatin ağabeyleri kursa öğrenci getirip kayıt yaptırıyordu. Bazılarının kurs ücretlerini de bu ağabeyler ödüyordu. İki grup kayıt yaptırıyordu. Biri İstanbul ve Bursa illerinden, diğeri de doğu illerinden gelip kayıt yaptıranlardı. İstanbul'dan kayıt için gelen bir öğrenci, 'Hocam cemaatin öğrenci evlerinde polislik sınavında çıkacak soruları veriyorlar, bu işi de Konya'da yapıyorlar. O yüzden buraya geldik' dedi. Çocuklar dikkati çekmemek için kursa yazılıyor, paraları da esnaftan alınıyordu."
A.K, dershaneye yeni gelen sınav kitapçıklarına göz attığında birkaç yıl önceki Polis Meslek Yüksekokulu sınav sorularının yer aldığını gördüğünü, öğrencilere yapılması planlanan 4 deneme sınavında da verilen soruların çözdürülmesi konusunda ısrarcı davranıldığını vurguladı.
Sınavdan çıkan öğrencilerin, "Hocam iyi ki bize 2008'de çıkmış soruları çözdürmüşsünüz. Çünkü sınav sorularının yüzde 80'i 2008'de çıkmış sorulardandı" dediğini anlatan A.K, "Cemaatin uzun vadede plan yaparak birçok yere kendi adamlarını yerleştirdiğine, yeri geldiğinde soruları bile alarak kendi adamlarına dağıttığına yaşayarak kanaat getirdim" diye konuştu.
"Dağ kadromuzla görüşüp, bizi buraya getirdiler"
Bu durumu şikayet etmek için Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüne gittiğini, ancak görevli birinin "Koskocaman cemaat böyle şeyler yapmaz" diyerek kendini azarladığını belirten A.K, şöyle konuştu:
"Dar gelirli bir kıza yardımcı olduğum için savunmam alındı. Sözde yargıçlar beni yargılamak istedi. 'Biz hizmetin yargıçlarıyız. Eyaletten geldik. Sizi yargılayacağız' dediler. Odadan çıkıp gittim. Toplantılarda, devlete ait üniversitelerde cemaat mensubu sayılarının artırılması söyleniyordu. Devlet üniversitelerine öğretim görevlisi olarak yerleşilmesi gerektiği talimatı verildi.
Hekim isimli öğrenciyle bir gün yemeğe çıktığımda telefonunda Abdullah Öcalan'ın fotoğrafını gördüm. Kendisine PKK ile ilgili bir sempatizanlığının olup olmadığını sorduğumda, 'Var ağabey. Biz orada onlarla çalışıyoruz' diye cevap verdi. Şaşırdığım için 'Cemaat bunu biliyor mu' diye sordum. Hekim de 'Evet ağabey biliyorlar. Dağ kadromuzla görüşüp bizi seçtiler ve buraya getirdiler' dedi. Yurtta PKK sempatizanı üç öğrenci vardı. Sürekli sıkıntı yaratan çocukları müdür beye söyledim. Grubumdaki iki çocuk bu üç kişi tarafından dövülünce durumu polise bildirdim. O gün nargile salonunda görüşme talep eden ve kendini polis müdürü olarak tanıtan kişi, 'Bu konunun dışarıya çıkmaması lazım. Sonuçta orası bir cemaat yurdu. Biz de bu yurtlarda yetiştik. Camianın zarar görmemesi anlamında bu olayı müdür beyle konuşarak çözelim' dedi."
Aktif görev yaptığı dönemlerde FETÖ'nün bütün resmi ve gayriresmi işlerini, hem dershanelerde hem de okul ve yurtlarda görev alan öğretmen, muhasebeci ve müdürlerin yürüttüğüne dikkati çeken A.K, öğretmenlerin FETÖ'ye adam kazandırılması adına himmet, burs ve bağış adı altında paralar toplanmasında aktif görev aldıklarını bildirdi.
A.K, muhasebe bölümündekilerin himmet, burs, bağış veya kurban gibi adlar altında toplanan paraların aklanmasında görev aldıklarını belirterek, "Cemaate bağlı kurumlarda görev alan öğretmen ve bazı görevliler, çalışıyormuş gibi gösterilip dışarıda aktif şekilde cemaat adına saha çalışması yapıyor." dedi.
İtirafçı M.C. de "Cemaat içerisinde, başbakanlığı döneminde 'Recep Tayyip Erdoğan ya kaçacak ya asılacak' dendiğini duydum. Bu yapılanmanın Hükümete karşı bir komplo düzenlediklerini, bu komploları düzenlerken de vatandaşı kendi saflarına çekmek amacıyla Başbakan'ın kaçacağı ya da asılacağı şeklinde konuları dillendirdiklerini anlıyorum." ifadelerini kullandı.