Eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç:
"2010 yılında yapılan anayasa değişikliği, yargının bağımsızlık günü olarak nitelendirilmişti ama maalesef kurtulamadık. Daha önce başkasının işgalinde olan yargı, 2010 yılından sonra başkasının işgali altına girdi. O şimdi temizlenmeye başlandı"
GAZİANTEP (AA) - Eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, "2010 yılında yapılan anayasa değişikliği, yargının bağımsızlık günü olarak nitelendirilmişti ama maalesef kurtulamadık. Daha önce başkasının işgalinde olan yargı, 2010 yılından sonra başkasının işgali altına girdi. O şimdi temizlenmeye başlandı." dedi.
Kılıç, Bir Düşünce Grubu tarafından bir otelde düzenlenen gecede yaptığı konuşmada, siyaset kurumlarının hepsinin birer marketi olduğunu, bu marketlerde ise bazı düşüncelerin satıldığını söyledi.
Ancak gelinen noktada siyaset kurumlarının marketlerinde satılan değerlerin, ülkeye gerilim, kutuplaşma, ayrışma ve birbirleriyle uzlaşmama gibi sorunu insanların önüne koyduğunu savunan Kılıç, bu olumsuzluklar olduğu sürece ülkedeki hiçbir sorunun da çözümlenemeyeceğini vurguladı.
O yüzden siyaset kurumlarının olumsuzluklar nedeniyle öfkeli bir toplumu oluşturduğunu, bunun da ideolojik, mezhepsel, ırksal siyaseti kaynak haline getirdiğini aktaran Kılıç, öfke kültürünün bir an önce terk edilebilmesi için siyaset tarzının değiştirilmesi gerektiğini kaydetti.
Türkiye'nin artık normalleşme sürecine girmesi gerektiğini anlatan Kılıç, bu kapsamda da yargının siyasal amaçlar için kullanılmaması gerektiğini belirterek, şöyle konuştu:
"Bence 2010 yılı makas değiştirdiği bir yıldır. 2010 yılında yapılan anayasa değişikliği de bu makasın nedenidir. Yapılan anayasa değişikliğinde az önce bahsettiğim ruh halini ortadan kaldıracak bir takım çözümler içeriyordu. Özellikle askeri vesayetin ortadan kaldırılması, yargı vesayetinin ortadan kaldırılmasını çözebilseydik bugün çok farklı noktalarda olabilecektik. 2010 yılında yapılan anayasa değişikliği, yargının bağımsızlık günü olarak nitelendirilmişti ama maalesef kurtulamadık. Daha önce başkasının işgalinde olan yargı, 2010 yılından sonra başkasının işgali altına girdi. O şimdi temizlenmeye başlandı. Şimdi de başka bir vesayetin altındayız. Biz bu işgallerle bir yere varamayız. Yargıyı ayağa kaldıramazsak hiçbir yere varamayız. Bu yargının adam edilmesi, daha doğrusu bağımsız ve tarafsız hale getirilmesi lazım."
Kılıç, 2010 yılından sonra özel yetkili mahkemelerin oluşturulduğunu hatırlatarak, söz konusu mahkemelerin neler yaptığını ise herkesin gördüğünü dile getirdi.
Söz konusu dönemde çok acı günlerin yaşandığını ve bazı insanlara çok acı günlerin yaşatıldığını aktaran Kılıç, "Biz bunların bir bölümünü Anayasa Mahkemesi olarak çözmeye çalıştık. Bir keresinde genelkurmay başkanını mahkemeye kadar getiriyorlar. Bu işin bir sorumlusu vardır. Başındaki sorumlusu da komuta mekanizmasıdır. Garip yüzbaşı, albaydan ne istiyorsun, hepsini aynı çuvala dolduruyorsun. Anayasa Mahkemesi buna bakıp 'çok ciddi hak ihlali vardır' diyerek bu insanların tahliye olmasını sağladı. Ergenekon, Balyoz davaları, içerideki milletvekillerinin durumunda Anayasa Mahkemesi ciddi risk alarak ülkenin rahatlamasına ve barış ikliminin doğmasına sebep olan davranışı sergiledi." diye konuştu.
Yargıdaki kararların tüm ülkeye eşit kuşatan bir yapıya sahip olması gerektiğini ifade eden Kılıç, bağımsız, tarafsız ve hakem görevi yürütecek bir yargı sistemi için yargıdaki seçimlerin tamamının kaldırılması gerektiğini iddia ederek, bununla ilgili de gerekli yöntemlerin bulunduğunu bildirdi.
Gündemde olan başkanlık tartışmalarına da değinen Kılıç, başkanlık veya parlamenter sistemin tartışılmasından ziyade sistemdeki eksiklerin giderilmesi yönünde çalışmalar yapılmasını daha doğru bulduğunu sözlerine ekledi.