Erdoğan'dan 30 Ağustos sürprizi
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan 30 Ağustos resepsiyonunda büyük sürpriz.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, 30 Ağustos Zafer Bayramı ve Türk Silahlı Kuvvetleri Günü dolayısıyla ilk kez Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde bir resepsiyon verdi. Erdoğan, resepsiyonda yurt içi ve yurt dışında görev yapan Silahlı Kuvvetler mensuplarıyla görüntülü telefon bağlantısı gerçekleştirdi. Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Erdoğan, "Seçim güvenliği noktasında hükümetimiz, silahlı kuvvetleri olsun, İçişleri Bakanlığı olsun, her şeyiyle, bütün tedbirlerini almak suretiyle en az hasarla atlatacağına inanıyorum. İnşallah seçim güvenliği içerisinde öyle zannediyorum ki 7 Haziran'da yaşananlar, 1 Kasım'da yaşanmayacaktır" dedi.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleşen resepsiyona TBMM Başkanı İsmet Yılmaz,Başbakan Ahmet Davutoğlu, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ile bazı Bakanlar Kurulu üyeleri, kuvvet komutanları, şehit yakınları, gaziler, akademisyenler, iş adamları, sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin de arasında bulunduğu bin 800 davetli katıldı. 30 Ağustos Resepsiyonu, Seçim Hükümeti'nin de ilk resepsiyonu oldu.
Farklı spor dallarında uluslararası derece elde eden sporcuların da bulunduğu resepsiyonda, yabancı misyon şefleri, bürokratlar, akademisyenler, gazeteci ve yazarlar ile sınıflarını temsilen çeşitli rütbelerde askerler de yer aldı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile MHP Genel Başkanı DEVLET BAHÇELİ resepsiyon katılmadı.
Resepsiyona magazin dünyasından çok sayıda ünlü isim de katıldı
Daha önceki resepsiyonlarda olduğu gibi bu yıl düzenlenen resepsiyonda tokalaşma töreni yapılmadı. Resepsiyon önce Kur'an tilavetinde bulunularak, dualar edildi. Ardından Cumhurbaşkanlığı tarafından 30 Ağustos Zafer Bayramı'na özel olarak hazırlanan ve Kurtuluş Savaşı yıllarından günümüze nasıl gelindiğini anlatan tanıtım filmi davetlilere izletildi. Filmde başta ekonomi olmak üzere savunma sanayi teknolojisi ve pek çok alanda büyük ilerleme kaydedildiği ifade edildi. "Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet" vurgusunun yapıldığı film davetlilerin alkışlarıyla sona erdi.
Ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resepsiyonda katılımcılara hitap etti. Katılımcıları "Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne, milletin evine hoşgeldiniz" diyerek selamlayan Erdoğan, Büyük Zaferin 93. yıldönümü kutladı. "Milli bayramların milletlerin tarihi serüvenlerin içinde önemli yerleri vardır" diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"30 Ağustos Zafer Bayramı 1922 yılında Büyük Taarruz'u başarıyla sonuçlandırdığımız bir gün olmanın ötesinde anlamlara sahiptir. Milletimizin o tarihten geriye doğru giden yaklaşık bir asırlık döneminde tüm yaşanan hayal kırıklıkları ilk defa Çanakkale ile yeni bir ümide, yeni bir yürek çarpıntısına yol açmıştı. 30 Ağustos bu ümidin kesin ve tartışmasız bir zafere dönüştüğü ardından kurulacak genç cumhuriyetin kapılarının aralandığı tarihtir. Zafer Bayramı'nın 93'üncü, Cumhuriyetimizin ilanının 9'nci yıldönümünde artık yönümüzü 2023'e çevirerek yeni ve daha büyük başarılar için kendimizi hazırlıyoruz. Anadolu'daki bin yıllık varlığımızı, ülkemizi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline getirerek ebedileştirme hevesinden asla taviz vermeyeceğiz. Geçmişten bugüne yaşadığımız terör olaylarının ve çeşitli krizlerin milletimizi bu hedefinden uzaklaştırmak amacı taşıdığını biliyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da önüne çıkartılacak her engeli aşacak güce, imkana, kararlılığa sahiptir. Bunun için ihtiyacımız olan en önemli şey, milletimizin birliği ve beraberliğidir, kardeşliğimize sımsıkı sahip çıkmaktır. Ülkemizde yaşayan 78 milyon insanımızın her biri bu devletin eşit haklara sahip, birinci sınıf vatandaşlarıdır. 81 vilayetimizin her biri Türkiye'nin ayrılmaz birer parçasıdır. Biz ne tek bir vatandaşımızdan ne de bir karış toprağımızdan vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz. Bunun için kurulan tuzakların, oynanan oyunların, ortaya atılan fitnelerin üstesinden Allah'ın izninden geleceğiz. Devletin tüm kurumlarıyla, güvenlik güçlerimizle, milletimizle birlikte hedeflerimiz doğrultusunda adım adım ilerleyeceğiz. Bizlere bu toprakları vatan kılan şehitlerimize ve gazilerimize olan borcumuzu ancak bu şekilde ödeyebileceğimize inanıyorum. Bu vesileyle Gazi Mustafa Kemal başta olmak üzere Kurtuluş Savaşımızın tüm kahramanlarını bir kez daha rahmetle, minnetle yad ediyorum. Bin yıldır Anadolu ve Trakya'nın vatanımız olması için hiçbir fedakarlıktan kaçınmayan şehitlerimize ve gazilerimize Allah'tan rahmet diliyorum. 30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun."
RESEPSİYONDA BÜYÜK SÜRPRİZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilk olarak Kosova ve Bosna Hersek Türk Temsil Heyet Başkanlığı ile telefon bağlantısı gerçekleştirdi. Erdoğan ardından Hint Okyanusu'nda seyir halindeki TCG-Gemlik fıkrateynine bağlanarak son durum hakkında bildi aldı. Daha sonra Şanlıurfa Akçakale'deki Hudut Karakolu'nda nöbet tutan Rizeli Er Harun Yazıcı ile görüntülü telefon bağlantısı gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hemşehrisiyle sohbeti renkli anlar yaşattı.
Ardından Konya'daki Ana Jet Üssü'ne bağlanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Silahlı Kuvvetler mensuplarının tek tek 30 Ağustos Zafer Bayramı'nı kutladı.
BAŞBAKAN: OPERASYONLAR SÜRECEK
Öte yandan, Başbakan Ahmet Davutoğlu Beştepe'de gazetecilerin sorularını yanıtladı. Davutoğlu, "Kamu güvenliği sağlanana kadar, PKK silahlı güçlerini çıkarana kadar operasyonlar sürecek." dedi.
KÜLLİYE'DE ŞEHİTLER İÇİN KURAN OKUNDU
Beştepe'deki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde 1800 kişinin davetli olduğu 30 Ağustos resepsiyonunda bir ilk yaşandı.
"7 HAZİRAN'DA YAŞANANLAR..."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Seçim güvenliği noktasında hükümetimiz, silahlı kuvvetleri olsun, İçişleri Bakanlığı olsun, her şeyiyle, bütün tedbirlerini almak suretiyle en az hasarla atlatacağına inanıyorum. İnşallah seçim güvenliği içerisinde öyle zannediyorum ki 7 Haziran'da yaşananlar, 1 Kasım'da yaşanmayacaktır" dedi.
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde 30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla verdiği resepsiyonda basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Geçici Bakanlar Kurulu'nun görev yapacağı süreci en iyi şekilde değerlendireceğine inandığını ifade eden Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu ile yaptığı değerlendirmenin sonucunda kabineyi onayladığını çünkü Türkiye'nin kaybedecek vaktinin bulunmadığını söyledi.
Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) açıkladığı seçim takviminin en güzel şekilde devam etmesi gerektiğini belirten Erdoğan, koalisyon görüşmelerinden bir sonuç çıkmadığını ve bugünkü tablonun yaşandığını anımsattı.
Erdoğan, "Sonunda MHP'den Sayın Tuğrul Türkeş'in katılımı buna bir renk getirdi. Diğer taraftan HDP, iki milletvekiliyle hükümette yerini aldı, diğerleri zaten bağımsızlardan oluştu. Bize düşen bu süreci en güzel şekilde değerlendirmek ve 1 Kasım seçimlerinden temennimiz odur ki milletimiz bu süreçte yaşadıklarımızı, bizlere yaşatmayacak bir kararı verir ve bu kararla da Türkiye 2016 yılına girmiş olur" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tuğrul Türkeş'e yönelik eleştirilerin hatırlatılması üzerine şöyle devam etti:
"Tuğrul Bey'in MHP içindeki yeri malum. Bunu ben bir siyasetçi olarak değerlendirecek olursam, merhum Alparslan Türkeş'in kurmuş olduğu bir parti ve Tuğrul Bey de onun mahdumu. Aklıselimle Anayasa'nın koyduğu kural nedir? 'Partiye sorulur' demiyor, 'Milletvekiline teklif yapılır' diyor. 'Milletvekiline teklif yapılır' dediğine göre, burada da milletvekillerine teklif götürülmüştür. Kim teklifi götürür? 'Görev verilen başbakan' diyor. Buradaki uygulama bir anayasa amir hükmünün uygulamasıdır. Bu anayasanın amir hükmünün uygulamasını, milletvekili serbest iradesiyle kullanmaz mı? Milletvekili, milletin vekilidir, A veya B şahsın vekili değildir.
Milletin vekili olarak da milletin vekiline böyle bir teklif geldiği zaman kantara çıkarmıştır ve bu teklifi kabul etmiştir. Bundan daha doğal, tabii bir şey olamaz, olaya böyle bakmak gerekirdi."
"Bu süreç içinde 'Maalesef siyasetin şirazesinde bir sapma var' diye düşünüyorum" değerlendirmesinde bulunan Erdoğan, şunları ifade etti:
"Bu, ülkemiz için özellikle de milli duygular için olumlu bir gelişme değil. Hele hele terör salgınının bu denli egemen olduğu dönemde millilik duygusu taşıyanların, 'Acaba ben buraya nasıl bir destek verebilirim, ben de buraya nasıl yardımcı olabilirim?', bunun gayreti içerisinde olması lazım. Eğer X partiye karşı bir tavrın varsa, o zaman sen gel, elini, gövdeni taşın altına koy, bu şekilde yürüsün. Hem oraya katılmayacaksın, ondan sonra da burada kalkıp da aklıselimle böyle bir adımı atana engel olacaksın, her türlü hakareti yapacaksın."
"Bu milletin huzuruna kastetmeye kimsenin hakkı yok"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisinin ve ailesinin de her türlü hakareti gördüğünü, bu hakaretleri zaman zaman "ana muhalefetin, yavru muhalefetin" de yaptığını ifade etti.
"Ya sabır" çektiklerini belirten Erdoğan, şunları dile getirdi:
"Milletim her şeyi görüyor, milletim her şeyi gördüğü için de sosyal medyada gereken cevapları veriyor. Biz yine de sabredeceğiz. Terörle mücadelemizde de istedikleri kadar bu olayı Beştepe'nin yönettiğini söylesinler, şu anda Silahlı Kuvvetlerimizle, tüm güvenlik güçlerimizle terörle mücadelede herhangi bir rehavete kapılmadan sonuna kadar bu işi sürdüreceğiz. Ta ki bunlar ya silahları gömecekler ya bu ülkeyi terk edecekler. Bu milletin huzuruna kastetmeye kimsenin hakkı yok. İster batıda, ister doğuda, kuzeyde, güneyde, nerede olursa olsun. Bu ülke birkaç çapulcunun, teröristin at oynatacağı ülke değil. Bunun cezasını, bedelini ödeyecekler."
Erdoğan, bir gazetecinin "Şirazesini kaybedenler kim?" sorusuna da "Hiçbir yere katılmamakta direnenler, şirazesini kaybetmiş olanlardır. Bunu daha farklı anlatmaya gerek yok. Orada olmazsın, burada olmazsın, şurada olmazsın, nerede olacaksın?" yanıtını verdi.
Seçim güvenliği
Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçim güvenliğine ilişkin, "Seçim güvenliği noktasında hükümetimiz, silahlı kuvvetleri olsun, İçişleri Bakanlığı olsun, her şeyiyle, bütün tedbirlerini almak suretiyle en az hasarla atlatacağına inanıyorum. İnşallah seçim güvenliği içinde öyle zannediyorum ki 7 Haziran'da yaşananlar, 1 Kasım'da yaşanmayacaktır" diye konuştu.
Taşımalı oy kullanma sistemi için anayasa değişikliği gerektiğine işaret eden Erdoğan, "Anayasa değişikliği yapılmadığı sürece taşımalı sisteme geçemezsiniz. Zannediliyor ki YSK bir karar alacak, bu iş olacak. Hayır, olmuyor. Bu, tamamen bir anayasa değişikliği gerektiriyor. Anayasa değişikliği olmadığı sürece taşımalı sisteme geçemiyorsunuz" ifadelerini kullandı.