Erdoğan gençlerin sorularını yanıtladı: Kızılay'ın çadır satışı beni üzdü
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Millet Kütüphanesi'nde gençlerin sorularını yanıtladı.
Yayınlanan programda gençlerin Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sorduğu sorular dikkat çekti. Kızılay'ın çadır satmasıyla ilgili gelen bir soruya da yanıt veren Erdoğan, "Bu konu tabi beni de ciddi mana da üzmüştür" ifadelerini kullandı.
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Mitinglere katılımlar muhteşemdi. Katılımlar ne kadar ihtişamlı olursa, bizim dinamizmimiz de o kadar artıyor, heyecanımız o kadar artıyor. Diğerlerinin katılım rakamlarını öğrendikçe daha da artıyor. Meydanlar zaten konuşuyor. Bende siyasette meydanların diline inanırım. Anketlere pek inanmam. Burada da zaten gençlerle, öğrencilerimizle beraber olmak bizleri de ayrıca mutlu ediyor.
Selahattin Demirtaş’ın hapiste olması Türk demokrasisi için bir ‘eksiklik’ olarak lanse ediliyor. Ne düşünüyorsunuz?
Sorunun cinsi heyecan verici. Çünkü Selo, Diyarbakır'da 51 Kürt kardeşimin ölümüne neden olan bir teröristtir. Onun demokrasiye aykırı bir yanı yok ki. Şu anda terör odaklı bir fiili işlediğinden dolayı cezaevinde. Yoksa bir fikir suçu veya siyaset değil.
Hapiste çok sayıda gazeteci olduğu Türkiye’de basın özgürlüğü olmadığı yönünde iddialar var bunun hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Cezaevlerinde bol miktarda gazeteci yok, yalan. Bakın isim vermeyeceğim, iddia edilen kişilerden iki tanesi de HDP'den bu seçimlerde milletvekili adayı oldu. Bunlar hep bu işin fikir babası olarak ortada dolaşanlardır. Ben bile zaman zaman Adalet Bakanıma da diyorum, 'Bu tür iddialar var. Ne denli doğru?' Onlar da diyor ki 'Başkanım öyle bir şey yok. Yalan.' Ben de fikir suçundan içeriye girmiş biriyim. 4 ay 10 gün cezaevinde yattım. Neden ceza verdiler? Milli Eğitim Bakanlığı'nın kitabındaki şiiri okudum diye içeri aldılar. Selo'nun yaptığını yapmadım. Bu şiir de Ziya Gökalp'e ait bir şiirdi. Gelen ziyaretçilerimin haddi hesabı yoktu.
Millet İttifakı ekonomi takımını açıkladı. Sizin de ekonomi takımında farklı profilleriniz olacak mı?
Millet İttifakı'nın ekonomi takımı kimlerden oluşuyor diye düşündüğümde bunlar ismi cismi çok belli olan tipler değil. Bu CHP ne yapıyor? Yine kapalı kapılar arkasında IMF temsilcileriyle görüşüyorlar. Bu görüşmelerden sonra bizim için bu hükümetin IMF'den borç alması lazım diyorlar. Biz IMF'den neden borç alalım? Tefeciden borç alınır mı? Para kaynağı tefeciler olursa adamı gömerler. Biz IMF ile olan ilişkimizi bitirdik, kendi kaynaklarımızla ayaktayız.
Vatandaşın sofrasında bulunan patates soğan gibi temel ihtiyaç kaynaklarının fiyatlarındaki dalgalanmalar sizce önemli değil mi?
Burada maalesef kendini bilmez bazı kişilerin fiyatlar üzerinden dalgalanmalara neden olduğu ortada. Bir ara nerelere tırmandırdılar fiyatları şimdi patates soğan 10-15 liraya düştü. İnşallah seçimden sonra bir defa yargı yolu açık olmak kaydıyla bunları yargıda terleteceğiz. Çünkü benim milletimi bu tür yollarla sömürmelerine müsaade etmeyeceğiz.
Millet İttifakı'nın vaatlerini inandırıcı buluyor musunuz?
Ben bunların vaatlerinin inandırıcı olanlarını hiç görmedim. Her şey yalan üzerine bina edilmiş. Eğitimde ne vadediyor? Sağlık ne vadediyor? Ulaşımda ne vadediyor? Tarımda, enerjide ne vadediyor? Bunlarda 11 tane büyükşehir belediyesi var. Bu belediyelerde bunlar bu söylediklerinden neler yaptılar? Millet İttifakı söylüyor da, bakın savunma sanayisine karşı çıkıyor. Ben Millet İttifakı'ndan şu ana kadar 'Bizim eserimiz de şudur' diye bir şey görmedim. İstanbul'da biz Atatürk Kültür Merkezi'ni sıfırdan yaptık. Şu anda orası sürekli dolup taşıyor. Yeter mi yetmez. Daha çok yapacağımız işler var. Fakat bunlara bakıyorum, Ankara bunlarda. Söyleyin, Ankara'da şunu yaptı deyin. Ankara'yı gözlemlediğiniz zaman 'bunlar yaptı' diyebileceğiniz bir şey var mı? Bir tane de metro siz yapın, yok. Hepsi bizde. Ben nasıl diyeyim Millet İttifakı da şunları yaptı. İzmir de öyle. Körfez kokudan geçilmiyor. Onlar laf, biz iş üretiyoruz. Aramızdaki fark bu.
Depremde çadır satan, huzur hakları gibi sebeplerle Kızılay Genel Müdürü ve Kızılay çok fazla gündeme geldi. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bu konu tabi beni de ciddi mana da üzmüştür. Kızılay çadır satma fiiline, işine giremez. Süratle de bu yanlışı düzeltmesi gerekir. Biz Kızılay'ı çadır üretiminde çok daha aktif hale gelmesi için teşvik ettik. Kızılay'ın çadır dendiğinde sıkıntısı olmaması gerekir. 6 Şubat olayında başka ülke olsaydı neler başlarına gelecekti. Köy konutlarını teslim etmeye başladık. Şimdi kalıcı konutları bir taraftan hızla yapıyoruz.
Diğer partilere karşı sert ithamlarda bulunuyorsunuz. Kimi zaman partileri terörle ilişkili, kimi zaman da LGBT’li olmakla suçluyorsunuz. Tüm bunlara bakınca da ayrıştırıcı ya da kutuplaştırıcı bir dil kullandığınız düşünülüyor. Bunlara cevap olarak ne söyleyebilirsiniz?
Bu millet özellikle aile kurumunu kutsallaştıran bir millettir. Bizim değer yargılarımız içinde aile kurumu çok önemlidir. Çünkü güçlü milletler güçlü ailelerden oluşur. Aileniz güçlü değilse o ülkede o milletin yıkımı çok çabuk olur. LGBT denilen olay, bir defa aile kurumuna sokulmuş bir zehirdir. Bu zehri biz, halkının yüzde 99'u Müslüman olan bir ülke olarak kabullenmemiz mümkün değil. Hassasiyetimiz buradan geliyor. Bizim buradaki değer yargılarımız içinde LGBT'ye biz asla olumlu bakamayız. Aile kutsiyeti buna müsaade etmez. Bizim özellikle dinimizin gereği bu olduğu için de olaya buradan bakıyoruz. Eyvallah edemeyiz.
Başta Suriyeliler olmak üzere mültecileri ne zamana kadar ağırlamayı düşünüyoruz?
Bu konuda bu işin süresi söz konusu değil. Biz kendilerine yüz binin üzerinde Suriye'nin kuzeyinde konutlar inşa ettik. Bizdeki muhacirler göç etmeye başladılar. 'Ben bunları ülkelerine gönderirim' anlayışına taraftar değilim. Bu zulüm olur. Orada yapılan konutlara kendilerinin gönüllü dönüşleri başladı. Elimizden gelen desteği veriyoruz. CHP'lilerin ifade ettiği gibi onlara farklı müsamaha gibi bir şeyler yok.
Dış güçleri nasıl yeneceğiz?
Dış güçleri kenara atmak mümkün değil. Siz sağlam durursanız bakışları tabi farklı olacaktır. Bundan sonra çok daha farklı adımlarımızı görebilirsiniz.
Hukukun siyasallaştığı, yargı bağımsızlığına gölge düştüğü yönünde birçok eleştiri ve iddia var. Sizin bu konu hakkında görüş ve düşünceleriniz nelerdir?
Benim bunlara katılmam mümkün değil. Hukukun siyasallaştığını söyleyenler, hukukta müddei iddiasını ispatla mükelleftir. Bunu söyleyenler iddialarını ispatlayabiliyorlar mı? Sadece söz ola beri gele. Bay Bay Kemal, akşam yalan sabah yalan. Yahu ispatla, söyle.
HÜDA PAR geçmişinde bir terör örgütü ile anılıyor. HDP ve PKK bağı nedeniyle Millet İttifakı’nı eleştiriyorsunuz. AK Parti ve HÜDA PAR iş birliği hakkında ne düşünüyorsunuz?
HÜDA PAR'ın geçmişte bu terör örgütüyle anılması olayı tamamen HDP'nin kendisine çıkış yolu araması kaynaklı. HÜDA PAR'ın geçmişteki terör örgütüyle alakası yok. Öyle bir durum söz konusu olsa bizim beraber yürümemiz söz konusu olmazdı. Biz HÜDA PAR'ı Kürt vatandaşlarımızın siyasallaşması konusu nedeniyle beraber yürüyelim istedik. Bunun yanında da vatanseverlik noktasında HDP ile mukayese edilmeyecek seviyede konumu var. HÜDA PAR'ın böyle bir durumu söz konusu değil. Kesinlikle bir siyasallaşmanın gayreti içinde olan bir siyasi partidir. Bu seçimlere tamamıyla onlar kendi logolarıyla girmek konusunda adım atmışlardır. O da parlamentoya adım atmak ve sesini daha ideal çıkarmak içindir. Onlara yapılan yakıştırmaları kabul etmem mümkün değil.
Muhalefetin ‘tek adam rejimi’ diye eleştirdiği Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile ilgili düşünceleriniz nelerdir?
Türkiye özellikle bu koalisyonların yoğun olduğu dönemlerden aşırı derecede çekti, bedel ödedi. Türkiye'de 6 ayda bir hükümetlerin kurulduğu dönemler yaşadık. 1 sene içinde zaman zaman oldu ki 2 koalisyon kuruldu. Bu koalisyonların Türkiye'ye bedeli çok ağır oldu. Biz dedik ki bu şekilde yürümez. Tek başımıza iktidar olduğumuz halde başkanlık sistemine geçelim dedik. Başkanlık sistemine geçerken de dünyadaki örneklerini inceledik. ABD'yi, Rusya'yı inceledik. Fransa'yı inceleyelim dedik. Şu 21 içerisinde bunun çok faydasını gördük. Size çok seri karar alma imkanı veriyor. Öyle kalkıp da 6 ayda bir koalisyona gitmeye gerek yok. Bu kadar seri adım atmaya imkan verdiği için 21 yıl içinde hükümet kurma sorunu yaşamadık. Sürekli hizmet, sürekli yatırım. Bunlarla yürüdük. Bunların parlamenter demokrasi dediği sistemle yönetmeye kalksaydık adım atamazdık, attırmazlardı. Şu anda böyle bir sıkıntıyı yaşamıyoruz. Başkanlık sistemini kesinlikle savunuyoruz.
Sınırsız ve kontrolsüz şekilde artan kira fiyatları hakkında düşünceleriniz neler?
Öğrenciler için en önemli çıkış noktası yurtlarımız. Bizim bir defa yurt itibarıyla sıkıntımız yok. Türkiye genelinde 850 bin öğrenci kapasiteli yurdumuz var. Bunları yargı yoluyla analarından doğduğuna pişman edeceğiz. 'Öyle ben istediğim gibi kira koyarım' koyamazsın arkadaş. Bunların hepsinin Adalet Bakanlığımız vasıtasıyla üzerilerine gideceğiz.
Yeni dönemde genç istihdamının artırılması için mevcut paketlerin artırılmasını düşünüyor musunuz?
Şu anda bizim zaten genç istihdamın artırılmasında herhangi bir sıkıntımız yok. Bundan sonraki süreçte de yine engellilerde nasıl bir adım atıyorsak, gençlerde aynı hassasiyeti sürdürüyoruz. Genç istihdamını devam ettireceğiz. Muhalefet parlamentoya gençlerin girmesini istemiyor. Biz ise gençlerin parlamentoya girmesi konusunda adım atılmasını sağladık. Bizimle dalga geçiyorlardı.
Gençleri ikna etmekte zorlandığınızı düşünüyor musunuz?
Gençlere yönelik ne yaptıysak biz yaptık. Muhalefetin gençlere yönelik hiçbir şeyi olmadı. Üniversite gençlerinin harçlarını biz kaldırdık. Göreve geldiğimizde burs 45 liraydı. Şimdi burslar nereye çıktı? Ortada. Lisansüstü, doktora, tüm bu öğrencilere asgari ücrete kadar çıkardık. Önümüzdeki dönemde yine gençlerimizle ilgili her türlü teşviği yapacak olan biziz. İnanın bunların yapacağı bir şey yok. Yalandan başka bir şey üretmediler.
Seçim süreci boyunca tüm tarafların birbirine karşı sert tutumlar gösterdiğini gördük. Sizce bu sert tavırlar seçim sonrası atmosferine nasıl yansıyacak?
İstanbul'da 1 milyon 700 bin kişiye hitap ettik. İstanbul'da böyle bir mitingi malum muhalefet yapamadı. Oradaki coşku her şeyi ve bizim ifadelerimizi satın aldı. Erzurum'da yaklaşık 135 bin kişiye hitap ettik. Kayseri'de 125 bin kişiye hitap ettik. Adana öyleydi, aynı şekilde Aydın öyleydi. Bir liderin karşısındaki kitlenin gözlerini okuması, onunla teması bunlar çok önemli. Bir ifadeyi sert kullanıyorsak bunu Kandil için kullanırız. Bunu benim vatandaşıma saygısı olana kullanmayız. Bizim 51 tane Diyarbakırlı evladımızı öldürenlere karşı el bebek gül bebek konuşacak halimiz yok. Bunu yaparsan vatandaş sana sahip çıkıyor. Bu dil ve bu dinle vatandaşımızla kucaklaşıyoruz. Kılıçdaroğlu arkasına terör örgütünün başını alıyor, haydi diyor. Seçim sonucunu sandık söyleyecek.
Ben tabii siz genç kardeşlerime, özellikle böyle bir davete icabet ettiğiniz için teşekkür ediyorum. Benim en önemli tavsiyem oku, düşün, eyleme geçir ve bunu da özellikle takip ederek neticelendir. Bizlerin artık şu anlayışla çizgimizi belirlememiz lazım. Biz tek milletiz. Bayrağımız tek, vatanımız tek, devletimiz tek. Bir olacağız, iri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız.