Erdoğan: ''Kusura bakmasınlar, herkes yerini bilecek''

Cumhurbaşkanı Erdoğan İsrail ile ilişkilerin düzelmesi konusundaki eleştirilere böyle yanıt verdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Dostluk Derneği tarafından Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen iftar programında konuştu.

"Ramazan ayını oruçla, ibadetle, hayır ve hasenatla en güzel şekilde idrak etme çabası içinde olduk. Ancak, terör olayları bu mübarek ayda da ne yazık ki milletçe yakamızı bırakmadı" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bir yandan PKK ile yürütülen mücadelede verdiğimiz şehitlerimiz, diğer yandan DAİŞ terör örgütünün İstanbul'da gerçekleştirdiği saldırıda kaybettiğimiz canlar, yüreklerimizi adeta dağladı. Daha ramazanın ikinci gününde Vezneciler saldırısı ile başlayan terör olayları, İstanbul Atatürk Havalimanı'nda yaşanan katliamla neredeyse kesintisiz sürdü. Bu vesileyle terör olaylarında şehit olan güvenlik güçlerimize ve vatandaşlarımıza bir kez daha Allah'tan rahmet, yaralılarımıza şifalar diliyorum" ifadesini kullandı.

"GELİN BİRAN ÖNCE BU YANLIŞTAN DÖNÜN"

Irak'ın başkenti Bağdat'ta meydana gelen bombalı saldırıları şiddetle kınadığını belirten Erdoğan, "DAİŞ denilen terör örgütü İslam'ın ve Müslümanların adını kullanarak aziz dinimizi ve mensuplarını hedef alan son dönemdeki en büyük şer örgütüdür. Bu örgütün İslam ve Müslümanlık ile en küçük bir ilişkisi yoktur. Bu örgütün tek hedefi İslam'a ve Müslümanlara zarar vermektir. Tarihte İslam adını kullanarak İslam'a savaş açan pek çok benzer fitne hareketi terör örgütleri olmuştur. Günümüzde bu anlayış DAİŞ adıyla karşımıza çıkmıştır. Açıkçası bizim için DAİŞ ile PKK'nın PYD'nin veya YPG'nin hiçbir farkı yoktur. Madem ki yöntem olarak terörü benimsemişlerdir; öyleyse hepsi de aynıdır. Çünkü terör kadın erkek, çocuk yaşlı ayrımı yapmadan tüm masumları hedef alan hiçbir ahlaki ölçüsü olmayan, hiçbir kuralı olmayan sadece kandan ve acıdan beslenen bir yapıdır. DAİŞ ve PKK içinde yer alan ve hala bu örgütlerin gerçek yüzünü görememiş kişilere sesleniyorum. Gelin bir an önce bu yanlıştan dönün. Kendi inancınızın mensuplarına, kendi milletinize, kendi ülkenize zarar vererek elde edebileceğiniz hiçbir şey yoktur, olamaz" diye konuştu .

"TERÖR ÖRGÜTLERİNİN AMACI ÜLKEMİZİN BÜTÜNLÜĞÜNÜ BOZMAKTIR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kardeşlerim hiçbir zaman unutmayalım çok geç değildir. Bilakis son gelişmeler göstermektedir ki sizi teslim alan örgütten ayrılmanız için tam zamanıdır diye sesleniyoruz. Terör örgütlerinin amacı ülkemizin bütünlüğünü ve milletimizin birliğini bozmaktır. Hamdolsun milletimiz bu gerçeği gördü. Terör eylemleri karşısında sabrını, metanetini, dirayetini asla kaybetmeden dim dik durmuştur. Durmaya devam etmektedir. Dün akşam Kilis'teydim ve birçok arkadaşım "Gelmezseniz isabetli olur" dediler. Dedim ki geleceğim. Oradaki kardeşlerimin canı benden daha ucuz değil"

"DOSTLUĞUMUZU SIKI TUTALIM"

Konuşmasında birlik ve beraberlik mesajları veren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Değerli kardeşlerim şunu çok açık net ifade etmek istiyorum. Yaşanan terör olayları, tespit edildiğinde önlenenlerin yüzde 1'i, 2'si kadardır. Güvenlik güçlerimiz, istihbarat kurumlarımız büyük bir gayretle terör örgütlerinin üzerine gidiyor. Tabi Türkiye'nin dünyanın en eli kanlı, en vahşi terör örgülerinin neredeyse hepsinin ortak hedefi haline gelmiş olması düşündürücüdür. Biz terör örgütleri, terör eylemleri, teröristler aracılığıyla ülkemize verilmek istenen mesajları gayet iyi biliyoruz. Cevabımızı da her fırsatta veriyoruz. Devleti ve milleti ile bir bütün haline gelmiş Türkiye'yi eskiden olduğu gibi bu tür dayatmalarla rayından çıkartabileceklerini sananlar, yanıldıklarını gördükçe saldırıların dozajını da arttırıyorlar. Ama biliyoruz ki mertçe mücadele etmeyi beceremeyen bu tür güçler fırsat ellerine geçtiğinde ne kadar zalimseler başarısız olduklarında o derece korkak ve sinsidirler. Türkiye'nin terörle mücadele ettiği her başarı, uluslararası alanda hareket alanını genişletmek için attığı her adım bunların yüreğine korku salıyor. İnşallah çok yakında bu tezgahı çökertecek, etrafımızda oluşturulmaya çalışılan kuşatmayı paramparça edeceğiz. Yeter ki kendi içimizde birliğimizi, beraberliğimizi, dayanışmamızı, dostluğumuzu sıkı tutalım" dedi.

"KENDİ ÇEVREMİZDEN BİRİLERİNİ DE RAHATSIZ ETTİĞİNİ GÖRÜYORUZ"

"Türkiye'nin Rusya ve İsrail ile ilişkilerini düzeltme yolunda attığı adımların dışarıdan olduğu kadar, ülke içinden hatta kendi çevremizden birilerini de rahatsız ettiğini görüyoruz" diyen Erdoğan, "Açıkçası muhalefet partilerinin bu konudaki eleştirilerini ciddiye almıyorum. İçimizdekilerin söylediklerini onlar kendilerine kaynak telakki edip Meclis'te çıkıp onları konuşuyorlar. Fakat bütün bu eleştiriler herhangi bir politikaya, akla, analize dayalı olarak yapılmıyor. Esasen bunlara eleştiri de denilmez. Sadece bizim ak dediğimize kara, bizim kara dediğimize ak demiş olmak için bunları söylüyorlar. Ancak benim asıl üzüldüğüm; hiç ummadığımız, hiç beklemediğimiz, hiç yakıştıramadığımız bazı çevrelerin de aynı koraya katılmış olmalarıdır. Şayet bizim herhangi bir sebepten dolayı eğildiğimizi, büküldüğümüzü; iddialarımızdan, tezlerimizden, davamızdan vazgeçtiğimizi düşünenler varsa; bu bize yapılmış çok büyük bir iftiradır. Tayyip Erdoğan 40 yıl önce nasıl düşünüyorsa, nasıl hissediyorsa, nasıl mücadele ediyorsa bugün de aynı şekilde davranıyor. Elbette bu süreçte kendimizi daha da geliştirdik. Tecrübelerle zenginleştirdik. Bilgimizi arttırdık" şeklinde konuştu.

"ATEŞİN İÇİNDE OLANLAR BUNLAR. ASIL YARALANAN BUNLAR"

Erdoğan konuşmasında şunları kaydetti:

"Değerli kardeşlerim bakınız gerek İsrail, gerekse Rusya ile yaptığımız son görüşmelerde, attığımız adımlarda istişarelerimizi en geniş anlamda yaptık. Bizim İsrail'de muhatabımız herhalde atacağımız adımlarda Gazzeli, Filistinli kardeşlerimizdir.

Ve biz Gazze'den İsmail Haniye olsun Halit Meşal olsun bu kardeşlerimizle görüşmelerimizi yaptık. Aynı şekilde Mahmud Abbas ile görüşmelerimiz yaptık ve ondan sonra da adımlarımızı böyle attık. Kusura bakmasınlar biz herhalde bunlar dururken başkalarıyla görüşme yapacak halimiz yoktu. Ateşin içinde olanlar bunlar. Asıl yaralanan bunlar."

"HERKES YERİNİ BİLECEK"

"Biz bu adımları atarken, dışarıdan dedim ya hiç önemli değil; ama içeriden aynı hedefe kilitlenmiş olanların yaptığı eleştiriler bizi üzmektedir" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Herkes yerini bilecek. Herkes konumunu bilecek. Ve eğer bu konum bilinmezse bu yerini herkes bilmezse bu birlik, beraberlik, kardeşlik olmazı; sadece birliği, beraberliği, kardeşliği ne yazık ki dağıtmak olur. Biz buna evet diyemeyiz. Ama kim ne derse desin biz bu yolda inanarak, kararlı bir şekilde yolumuza devam edeceğiz. Bizim Filistin'de, Gazze'de ne yaptığımızı oradaki kardeşlerimiz çok iyi bilir. Bunu kimseye de bizim buralardan mikrofonlarla meydanlardan anlatmamıza gerek yok. "Şunu, şunu yaptık" demeye gerek yok. Biz "at denize balık bilmezse Halik bilir" anlayışıyla yola devam ediyoruz ve bundan sonra da böyle devam edeceğiz" ifadesini kullandı.

BÖLGEMİZDE YAŞANAN KRİZLERİN DÜĞÜMÜNÜ ÇÖZECEKSEN BİZ ÇÖZECEĞİZ.

Erdoğan ayrıca şunları söyledi:

"Türkiye'nin önünde terör denen bir musibet var mı, var. Türkiye'ye karşı ihracattan, turizme ve borsaya kadar her alanda varlığınızı bildiğimiz bir ekonomik taarruz var mı, var. Suriye meselesinin bugünkü haline evrilmesinin sebepleri arasında ülkemizi güneyinden kuşatarak Türkiye'nin Ortadoğu ve Kuzey Afrika ile fiziki bağlantısını kesme amacı var mı, var. Bu yüzden 600 bine yakın masum Suriyeli kardeşimiz hayatını bu arada kaybetti mi, kaybetti. Aynı şekilde Irak'ta da ülkemiz aleyhine benzer oyunlar sahnelenmeye çalışılıyor mu, çalışılıyor. Avrupa Birliği ülkeleri, ABD gibi müttefik dediğimiz batılı devletler Türkiye'ye karşı bölgede ikircikli bir politika izliyor mu, izliyor. Türkiye'nin bu cendereyi aşmak için hareket alanını genişletmesi gerekiyor mu, gerekiyor. Bu yönde atılan adımların uluslararası ilişkilerin doğası gereği bizim olduğu kadar karşı tarafın da işine gelmesi şart mı, şart. Şayet bu adımları atmazsak Suriye'de ve muhtemelen çok yakında Irak'ta ve Libya'da işlerin çok daha kötüye gideceği açıkça ortada mı ortada. Öyleyse bu manzara karşısında kollarımızı kavuşturup öylece oturacak mıyız, elbette hayır. Bölgemizde yaşanan krizlerin düğümünü çözeceksen biz çözeceğiz. Çünkü bunun acısını yaşayan bölge halkıyla birlikte biziz."

Sonraki Haber