Elazığ depreminde yıkılan binalarla ilgili acı gerçek
Elazığ Sivrice'de meydana gelen 6.8 büyüklüğündeki depremde yıkılan binalarda dere kumu, ince demir ve kolonlar kullanıldığı ortaya çıktı.
Merkez üssü Sivrice olan 6.8 büyüklüğündeki depremin vurduğu Elazığ'da yıkılan ve 41 kişinin ölümüne neden olan binaların enkazında dere kumuna rastlandı. Yıkımla birlikte inşaatlarda kullanılan dere kumu ve ince demirler gün ışığına çıkarken, mühendis ve müteahhitler daha önceki yıllarda yapılan inşaatlarda, kente 10 kilometre mesafedeki Kuyulu Deresi ile Hazar Gölü kıyısından çekilen kumların kullanıldığını söyledi.
Elazığ depreminde yıkılan binaların enkazlarında yapılan incelemede, inşaatlarda kullanımı yasak olan dere kumuna rastlandı. Eski olduğu için pek çoğu projesiz olan binalarda, dere kumunun yanı sıra ince demir kullanıldığı, ince kolonlar bulunduğu tespit edildi. Uzmanlar, yıkılan inşaatların yapım sürecinde ihmal olduğunu bildirirken, dere kumunun bulunması kentteki hasarlı binalarda da tedirginliği arttırdı.
İnşaat Mühendisleri Elazığ İl Temsilcisi Hıdır Kaya, depremde yıkılan binaların acı gerçeği ortaya çıkardığını söyledi. Kaya, yıllarca inşaatlarda Kuyulu Deresi'nden taşınan kumun kullanıldığını kaydetti. Yeni binalarda bu durumun olmadığını ancak eski binaların tamamında, Kuyulu Deresi’nden alınan kumların kullanıldığını anlatan Kaya, "Eski binaların çoğu bu dereden alınan kumlarla yapılmış. Bu çok uydurma kum, öyle ki buna kum veya çakıl demeye bin şahit gerek. Geçmişte çakılarla inşaat yapıldığını gördüm. Beton elle dökülüyordu. Beton elle dökülünce şerbeti bir tarafa akıp gider, çakılı bir tarafta kalırdı, maalesef binalar böyle yapılırdı. Düz demir vardı. Elazığ’da eski yapılarının çok büyük bölümünün sıkıntılı olduğunu düşündüm. Kuyulu Deresi’nden 30-40 sene boyunca kum alındı. Topraklı kumu eleyip yıkayabilir, kırabilirsin normal inşaat malzemesi olabilir ama yapılmamış" diye konuştu. İnşaatlarda demir bağlama ve işçilik safhasının da önemli olduğuna değinen Kaya, "Kentteki eski binaların yüzde 70-80’i bu dereden alınan kumlarla yapılmış. Murat Nehri kenarında daha iyi kum var ama uzak olduğundan nakliyeyi azaltarak, ucuza almak için kumlar hep buradan alınmış" dedi.
İnşaat Müteahhitleri Derneği Başkanı Osman Avcıl ise denetlemeler yeterli olmadığı için geçmişte yapılan inşaatların müteahhit ve işçilerin vicdanına bırakıldığını belirterek, "2010 yılından sonra müteahhitlik ve mühendislik anlamında daha ciddi aşamalardan geçerek, çok daha kaliteli binalar yapılmaya başlandı" diye konuştu.
Elazığ’da geçmişte yapılan inşaatlarda dere kumunun kullanıldığını ve işinin hakkını vermeyen, mesleğine ihanet eden insanlar olduğunu belirten Avcıl, "O dönemlerde özellikle Marmara depreminde de deniz kumu kullanan müteahhitlerden bahsedildi. Elazığ’daki enkazlara üstün körü gidip baktığımız zaman demirlerin çok az olduğunu gördük. Şu anda inşaatlarda enkazlardakinin 3 katı bir kolon ya da kirişe demir kullanılırken çöken binalarda bir kirişte 3 demir gördüğümüz oldu. O dönemlerde beton el ile döküldüğü için beton kalitesinin de düşük olduğunu gördük. Çöken binanın hemen bitişiğindeki apartmanın sağlam olduğunu görüyoruz. Buna müteahhidin denetlenmemesinin ve işçinin görevini hakkıyla yerine getirmemesinin neden olduğunu düşünüyoruz. Çünkü aynı bina, aynı site ve aynı sağlamlık ile yapıldığı düşünülen bu binalardan birinin yıkılmasına başka bir yorum yapamıyoruz. Bunlar daha detaylı araştırıldığında elbette ortaya çıkacaktır ama biz ilk etapta böyle görüyoruz" diye konuştu.
Elazığ’ın 3 tarafının göller ile çevrili olduğunu, geçmişte yapılan binalarda kullanılan kumların dere ve göl kıyılarından getirilmiş olduğunu anlatan Osman Avcıl, "Mesele sadece kum değil, bunun yanı sıra demirinin denetlenmesi var. Ayrıca hazır beton kullanılmaması ve mühendislik hataları var. Müteahhitlik mesleğinin hakkıyla denetlenmemesinin hatası da var. Suçu sadece kuma atarsak sığ kalırız. Günümüzde zaten hazır beton dışında beton kullanımı yasak. Her betonun kalitesi denetlenmektedir. Sonrasında bile betonun kalitesiz olduğu tespit edilirse süreç, binanın yıkımına kadar gider. Yani eskiye göre çok daha önemli noktalardayız" dedi.
Elazığ şehir merkezindeki binaların yüzde 80’inin yıkılabilecek bina statüsünde olduğuna dikkat çeken Avcıl, şöyle konuştu:
"Abdullah Paşa, Kızılay ve Sürsürü Mahallesi'ndeki binaların büyük çoğunluğunun ciddi şekilde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı öncülüğünde testten geçirilip, değerlerinin alınıp, oturulup oturulmayacağı konusunda raporlarının verilip, kentsel dönüşüme gidilmesi gerektiğini düşünüyorum. Elazığ’ı bu anlamda pilot bölge olarak görmek gerekiyor. Burayı tüm ülkenin ciddi bir tatbikatı olarak görmek lazım. Bundan dersler çıkararak, acilen kentsel dönüşümün başlaması gerekiyor. Özellikle dağlara doğru, zemin etütlerinin çok iyi olan yerlere doğru gidilmesini, binaların oralarda yapılması gerektiği kanaatindeyim. Eğer dağlara doğru yani zemini sağlam olan bölgelere gidilme durumu yoksa, bina yönetmeliklerine uyulan, kaliteli ve sağlam binaların yapılması gerektiğini düşünüyoruz."