El yazısı kaldırılmalı mı ?
İlkokulda öğretilen el yazısının kaldırılması için kampanya başlatıldı.
El yazısının faydalı olup olmadığı konusunda dünyada farklı tartışmalar yaşanırken Türkiye’de bu yazı tipinin kaldırılması için başlatılan imza kampanyasına binlerce kişi destek verdi. Konu, sosyal medyada da gündeme geldi. Uzmanlar ise el yazısının güven duygusunu, düşünce becerisini artırdığına vurgu yaparak fikirlerin daha kolay dile getirilmesine yardımcı olduğunu söylüyor. Ancak Türkiye’deki uygulamada yanlışlık ve eksiklikler bulunduğuna, doğru yazı yazmayan çocukların başarısız olacağına da işaret ederek, gerekli önlemlerin alınmasını öneriyorlar.
DÜNYADA DURUM NASIL
Eğitimde el yazısı, birçok ülkede de tartışılan bir konu.
Son olarak Finlandiya'da, el yazısı eğitim müfredatından çıkarılarak yerine klavye kullanma dersleri getirildi. Söz konusu değişiklik, 2016'dan itibaren hayata geçecek. Klavye ile yazma becerisinin artık daha önemli olduğu düşüncesiyle alınan bu karar, el yazısının geleceğine dair ülkede tartışmalara neden olmuştu.
ABD'de de 40'ın üzerinde eyalet, zorunlu el yazısı dersini müfredattan çıkarmış durumda.
KAMPANYA BAŞLATILDI
İlkokulda el yazısının kaldırılmasını isteyen veliler, Change.org’da ‘El yazısı kaldırılsın’ isimli bir imza kampanyası başlattı. “Çocuklar, el yazısı zorluğu nedeni ile okula gitmek, ders yapmak istemiyorlar” diyen Melek Erden isimli kullanıcının başlattığı ve Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’yı muhatap aldığı kampanyaya 4 Aralık saat 13.00’e kadar 52 bin 791 imza atıldı.
Kampanya metninde “Okuma-yazmayı yeni öğrenecek, hayatlarında ilk kez kalem tutan o minicik ellerin sahibi çocuklarımız, el yazısı zorluğu nedeniyle okula gitmek, ders yapmak istemiyorlar. Eğitim hayatı böyle zorlukla başlayan çocuklardan nasıl bir başarı bekliyoruz? Milli Eğitim’in dağıttığı kitaplar dahil ülkemizde tüm kitaplar dik temel harflerle yazılıyken el yazısı neden? Matbaa baskısıyla bitişik el yazısını ayırt edemeyen çocuklarımız, okuma ve yazmada büyük güçlük çekiyor. Çocuklarımızın hayatları boyunca bir daha kullanmayacakları yazı tipi değiştirilsin ve eski sistemde olduğu gibi temel yazıyla okuma yazma öğretilsin” ifadeleri yer aldı. Ancak uzmanlara göre, doğru verilen el yazısı eğitimi öğrencilerin beyin gelişimine katkı sağlarken, çocuklarda estetik duyguların ortaya çıkmasına da yardımcı olabilir.
Velilerin isteklerine kulak verilmeli
Prof. Dr. Ziya Selçuk (TEDMEM Direktörü): Dünyada el yazısını en az 3 yıl üst üste kullanan okullar var. Türkiye’de ise okul öncesinde karalama yaptırılıyor, birinci sınıfta öğretiliyor, ancak diğer yıllar için kısıtlı etkinliklerle desteklenen bir sistem bulunuyor. Ayrıca 7 yaş müfredatı 5-5.5 yaş aralığına okutuluyor. Sistem doğru uygulanmıyor. Olması gereken ikinci, üçüncü, dördüncü sınıfta ders olarak okutulması. El kasları uygun olmayanların muaf tutulabilmesi. Sürekliliğinin sağlanması. El yazısına karşı çıkan bilim insanları çocuğun el yazısı yerine, elini kullanarak başka aktivite yapabileceklerini savunuyor. Ancak Türkiye’de çocukların çoğunun el kasları zayıf.
Çünkü yemeğini kendisi yemiyor, aşırı koruyucu anne-baba tarafından büyütülüyor. Ailenin sosyo- ekonomik durumunun artmasıyla el kası zayıf olanların sayısı da yükseliyor. Eğitim sistemlerinin dijital hale gelmesiyle el yazısı da yerini klavyeye bırakabilir.
Uygun koşullar sağlandığında el yazısının çocuklara büyük faydası var. Beynin gelişimini, çalışmasını etkiliyor, düşünme becerisini arttırıyor. Öğrencilerin sanatsal yönlerinin farkına varmalarını sağlıyor, özgüveni oluşturuyor. Yanlış uygulamalarda ise psikolojik sorunlara yol açabiliyor. Çocuk sistem sorununu kendi beceriksizliği olarak algılıyor, güven sorunu yaşıyor. Motivasyonu kırılıyor. Bu süreçte matematik gibi başka derslerden de başarısız olabiliyor. Yeniliklere kendini kapatarak deneme süreçlerinin dışında kalıyor. Bu nedenle velilerin söylediklerine, isteklerine kulak verilmeli. Gerekli iyileştirmeler yapılmalı, yoksa uygulama son bulmalı.
Doğru materyal ve eğitim verilirse yararlı olur
Prof. Dr. Hayati Akyol (Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi): Bir çocuğa iki yıl içinde eğik ve dik yazı tipinin öğretilmesi konusunda birçok çalışma yaptık ve sonuçta, el yazısının diğerine göre daha avantajlı olduğunu gördük. Ancak Türkiye’deki okullarda bu konuda iyi bir eğitim öğretim yapılmıyor. Yeterince egzersize yer verilmiyor. Öğretmenler iyi eğitilmiyor. Birinci sınıfta öğrenilmesi için acele ediliyor. Öğrencilerin bireysel farklılıkları dikkate alınmıyor. Zamanında doğru yazmayı öğrenemeyen çocuk ve öğretmenler sonraki yıllarında da zorluk yaşıyor. Bu, başarısızlığa neden oluyor, diğer dersler de olumsuz etkileniyor.
El yazısında kalem dik tutulmadığı için yazımı kolay ve çabuk oluyor. Böylece öğrenciler ellerini çok fazla kaldırmadığı için düşüncelerini dağıtmadan yazıya dökebiliyor. Estetik duyguların gelişimine katkı sağlıyor. Harflerin ters yazılmasının önüne geçiliyor. Eğer doğru materyal ve eğitim veriliyorsa, el yazısının dezavantajı yok. Ama her yöntemin eksikleri olabilir. Türkiye’de 8’inci sınıfa gelindiğinde öğrencilerin eğik yazma oranı yüzde 15’e kadar iniyor. Bunu önlemenin yolu daha fazla okuma-yazma uygulamalarından geçiyor. Doğru, okunaklı yazı yazamayan bir çocuk, fikirlerini de etkili anlatamıyor, yazamıyor.
Sorunlar saptanarak etkili çözümler geliştirilmeli
Yrd. Doç. Dr. Aliye Erdem (Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi İlköğretim Bölümü Öğretim Üyesi): İçinde bulunduğumuz yüzyılda dünyada yapılan beyin araştırmaları ardından ülkemizde 2005 yılında ilk okuma ve yazma öğretim yönteminde değişikliğe gidildi. Cümle yönteminin yerini ses temelli cümle yöntemi aldı, yani seslerden hareketle sesler, sözcükler, cümleler ve metinler oluşturuluyor.
Yazı öğretiminde ise dik temel harflerin yerini bitişik eğik yazı ile okuma-yazma öğretimi aldı. Bitişik eğik yazının olumlu yönü vurgulandı, çocukların kalemi ellerine ilk aldıklarında anatomik yapıları gereği eğik tutması, yazmada sağ ve sol elini kullananlar için kolaylık sağlaması, bireyin kendisine özgü bir yazı stili geliştirmesine uygun olması, harfler birleştirilerek yazıldığı için yazım hatalarının ve geriye dönüşlerin azalması, harflerin birbirine bağlanarak yazılmasının düşüncelere de yansımasıyla bireylerin akıcı düşünmesi ve kendini daha iyi ifade etmesi gibi özellikler bitişik eğik yazı ile okuma yazmanın üstünlükleri olarak belirtildi.
Ancak okullardaki uygulamalar incelendiğinde 10 yıldır uygulanan bu yöntemde okula başlama yaşının düşmesinin de etkisiyle öğrencilerin harfleri bitişik eğik yazı formuna göre yazmakta zorlandıkları görülüyor. Öyle ki bazen öğrencinin kendi yazdığını bile okumakta güçlük çektiği gözleniyor. Öğrencilerin her derste bütün yazılarını bitişik eğik yazı ile yazmaları isteniyor. Oysa öğrenciler 5’inci sınıftan itibaren yavaş yazma ve öğretmenlerin, öğrencinin yazısını okuyamaması gibi nedenlerle dik temel harflerle yazmaya devam ediyor. Öğretim süreci gerçekleştirilmediği halde dik temel harflerle yazarken öğrenciler pek çok yazım hatası yapıyor. Bu durumda ülke genelinde öğrencilerin, öğretmenlerin ve velilerin görüşleri alınıp sınıf içi gözlemler yaparak ayrıca öğrencilerin birinci sınıftan sonraki yıllarda da takibi sağlanarak sorunlar saptanmalı ve etkili çözümler geliştirilmeli.