Eğitim fakülteleri için tarihi karar
YÖK Başkanı Yekta Saraç, ''Eğitim fakültelerindeki öğretmenlik programlarının ders, müfredat ve kredilerine YÖK değil yükseköğretim kurumları karar verecek.'' dedi.
Saraç, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, Yeni YÖK olarak, üniversitelere "yetki devri" sürecini başlatıp, başta Yükseköğretim Programları Danışma Kurulu ve Yükseköğretim Kalite Kurulu gibi kurulların kurulması olmak üzere pek çok konuda düzenlemeler yaparak üniversitelere "yetki devri" gerçekleştirdiklerini anımsattı.
YÖK Başkanı Saraç, "Bu kapsamda son olarak yaptığımız yetki devri ile eğitim fakültelerimizdeki öğretmenlik programlarındaki derslerin, müfredatların ve kredilerin belirlenmesinde artık YÖK değil yükseköğretim kurumlarımızın ilgili kurulları karar verecek. Eğitim fakülteleriyle ilgili bu önemli düzenlememiz üniversitelerimize çok geniş bir hareket serbestisi tanımakta olup bu 'yetki devri', eğitim fakülteleri ve öğretmenlik programlarıyla ilgili tarihi bir karar olarak değerlendirilebilecek niteliktedir." açıklamasını yaptı.
Doğru olanın YÖK'ün yükseköğretimle ilgili konularda genel çerçeveyi çizdikten sonra üst düzeyde düzenleme yapması, daha sonra süreci izleme, değerlendirme ve denetleme ile sürdürmesi olduğunu belirten Saraç, "Yeni YÖK olarak, üniversitelerimizin ehliyet ve kabiliyetlerine, hocalarımızın alanlarına ilişkin akademik ve mesleki hassasiyetlerine, öğrencilerimizin de öğretmenlik aşklarına güveniyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
YÖK'ün internet sitesinde yer alan açıklamada da Yükseköğretim Programları Danışma Kurulu ve Yükseköğretim Kalite Kurulu gibi kurulların kurulması başta olmak üzere pek çok konuda düzenlemeler yapılarak, birçok başlıkta yükseköğretim kurumlarına "yetki devri" gerçekleştirildiği kaydedildi.
- "Düzenlemeler, değişim ve gelişimin en açık göstergesidir"
YÖK'ün, üniversite sisteminin kendi "kurumsal kapasitesini geliştirmesi ve güçlendirmesi" için insan kaynağı, araştırma, eğitim ve öğretim konuları başta olmak üzere birçok konuya ilişkin niteliği artırmak ve karar süreçlerini hızlandırmak için çalıştığı, "sistemi tedrici bir şekilde dönüştürdüğü" ifadelerinin kullanıldığı açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Son altı yılda YÖK'te alınan kararlar, mevzuata ilişkin farklı normlarda yapılan düzenlemeler, bu değişimin ve gelişimin en açık göstergesidir. YÖK'ün girişimiyle yine yakın zamanlarda yapılan düzenlemelerle bazı konularda üniversitelere 'yetki devri' ve 'yetki paylaşımı' gerçekleştirilmiştir. Yeni YÖK olarak yükseköğretim sisteminin, daimi tekamül esasında, bilgi ve tecrübe zemininde, şeffaf süreçlere dayalı biçimde, rekabet ortamında gelişmesi için çalışıyoruz ve bu yolda önemli mesafeler de kat ettik."
Yükseköğretim Kurulu'nun koordinasyonunda eğitim veya eğitim bilimleri fakülteleri ve öğretmenlik lisans programlarıyla ilgili ilk defa yeniden yapılandırma çalışmalarının 1997-1998 yıllarında MEB Milli Eğitimi Geliştirme Projesi kapsamında gerçekleştirildiği hatırlatılan açıklamada, 2006 ve 2009'da da kısmi düzenlemeler yapıldığı aktarıldı.
Daha sonra gelişen şartlar ve ihtiyaçlar dolayısıyla 2012'de eğitim sisteminde gerçekleştirilen yapısal değişikliklere bağlı olarak eğitim fakülteleriyle ilgili de yeni düzenlemeler gerçekleştirildiği, bölüm ve anabilim dallarıyla lisans programları gözden geçirilerek gerekli düzenleme ve güncellemeler yapıldığı belirtilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"Yeni programlar, 2018-2019 eğitim ve öğretim yılından itibaren uygulanmaya başlanmıştır. 2018'de güncellenen öğretmenlik lisans programlarındaki dersler, önceki dönemlerdeki gibi Alan Eğitimi Dersleri (AE) yüzde 45-50, Öğretmenlik Meslek Bilgisi Dersleri (MB) yüzde 30-35 ve Genel Kültür Dersleri (GK) yüzde 15-20 olmak üzere yine üç grupta toplanmıştır. Son dönemlerde yükseköğretimde koyduğumuz hedefler istikametinde pek çok adım atılmış, düzenlemeler yapılmış ve olumlu gelişmeler yaşanmıştır. Artık bundan böyle eğitim/eğitim bilimleri fakültelerinin öğretmenlik lisans programlarının geliştirilip güncellenmesi çalışmalarının, Türkiye Yeterlikler Çerçevesi ile Milli Eğitim Bakanlığı tarafından belirlenen öğretmenlik mesleği yeterlikleri dikkate alınarak ilgili yükseköğretim kurumları tarafından yapılmasının en doğru tercih olduğu düşünülmektedir."
"Üniversitelerimiz, bu dinamik süreci yönetebilecek düzeyde."
Eğitimde program geliştirmenin, dinamik ve süreklilik arz eden bir süreç olduğuna dikkat çekilen açıklamada, şunlar ifade edildi:
"Üniversitelerimiz, bu dinamik süreci yönetebilecek düzeyde kapasiteye, öğretim elemanlarımız da program geliştirme ve güncelleme konusunda yetkinliğe sahiptir. Bu bağlamda konu, 10 Ağustos 2020 tarihli Yükseköğretim Genel Kurulu toplantısında müzakere edilmiş olup öğretmenlik programlarına ilişkin 12 Nisan 2018 tarihli Yükseköğretim Genel Kurulu kararı iptal edilerek; ders kategorileri ile ilgili 'Alan eğitimi dersleri, öğretmenlik meslek bilgisi dersleri ve Genel Kültür Dersleri' şeklindeki gruplandırmanın göz önünde tutulması, ayrıca 'ders sayısı, ders saati/kredi sayısı ve yoğunluğu' konusunda da yine bu gruplandırmadaki sıralamaya dikkat edilmesi, şartıyla öğretmenlik programlarındaki derslerin, müfredatların ve kredilerin belirlenmesinde, yükseköğretim kurumlarının ilgili kurullarının yetkilendirilmesine karar verilmiştir."
Açıklamada, eğitim fakülteleriyle ilgili bu düzenlemenin, üniversitelere çok geniş bir hareket serbestisi tanıdığı, bu "yetki devri"nin, eğitim fakülteleri ve öğretmenlik programlarıyla ilgili tarihi bir karar olarak değerlendirildiği ifade edildi.
Yeni YÖK olarak, üniversitelerin ehliyet ve kabiliyetlerine, hocaların alanlarına ilişkin akademik ve mesleki hassasiyetlerine, öğrencilerin de öğretmenlik aşklarına güvenildiğinin altı çizilen açıklamada, şu bilgilere yer verildi:
"YÖK'ün yükseköğretimle ilgili konularda genel çerçeveyi çizdikten sonra üst düzeyde düzenleme yapması, daha sonra süreci, izleme, değerlendirme ve denetleme ile sürdürmesi doğru olandır. YÖK'ün asli vazifesi olan yükseköğretimle ilgili politika üreten, güçlü bir koordinasyon vazifesi üstlenen ve bir taraftan hakkaniyet, sosyal adalet ve fırsat eşitliğine önem vererek yükseköğretime erişimi artırmaya çalışırken diğer taraftan da toplumda bilimin yükselen bir değer haline gelerek toplumu daha da ileriye götürmesinin şartlarını hazırlamaya çalışan bir kurum olması gerektiğine inanıyoruz. Bu düşüncelerden hareket ederek son yıllarda yaptığımız ve öncülük ettiğimiz düzenlemeler ve mevzuat değişiklikleri ile 'daimi tekamül esasında yükseköğretim sistemini tedrici olarak yeniden yapılandırdığımızı' bu yeni karar vesilesi ile tekrar ifade etmek isteriz. Bu süreç devam edecektir."